English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Before he died

Before he died traducir turco

1,980 traducción paralela
He had sex with a female just moments before he died.
Ölmeden kısa bir süre önce bir kadınla cinsel ilişkiye girmişti.
He's sad that he couldn't see his daughter before he died.
Ölmeden önce son bir kez kızını göremeyeceği için çok üzülüyor.
Vogel visited him this afternoon, just before he died.
Vogel bugün onu ziyarete gelmiş,... ölmeden hemen önce.
Did he say anything before he died?
Ölmeden önce birşey söyledi mi?
And you know he was admitted here before he died.
Ayrıca ölmeden önce hastanede olduğunu itiraf etti.
He was barely conscious before he died.
Ölmeden önce bilinci kapalıydı.
Well, before he died, harding set up a trust... To take care of his home, keep it empty after his death.
Şey, ölmeden önce Harding, ölümünden sonra eviyle ilgilenmesi ve boş tutması için birine vekalet vermiş.
We got something off Ross's laptop. He had lunch two days before he died with Stanton Olin, who's another member of his EOD unit in Iraq.
Ölmeden iki gün önce Stanton Olin'le yemek yemiş o da Irak'taki PKB'nin çalışanlarından biriymiş.
He called me just before he died.
Ölmeden önce beni aradı.
Moments before he died, the Voice transmitted the entire incident to Hyun Jun
"Ses", Hyun Joon'a olayın görüntülerini gönderdi.
That's the last thing he said before he died.
Ölmeden önce söylediği son sözdü.
Before he died, he told me way to go here... away from the community, as fast as I could.
Ölmeden önce bana buradan kurtulmamı söylemişti Cemaatten. Ne kadar hızlı kurtulursam o kadar iyiymiş.
Conner called me a few days before he died.
Conner ölmeden birkaç gün önce beni aradı.
Conner was investigating a ship called the Kaga before he died.
Conner ölmeden önce Kaga adında bir gemiyi araştırıyormuş.
His only wish was to eat meat once before he died.
Tek dileği ölmeden önce et yemekti.
You had a big row with him just before he died.
Ölmeden önce büyük bir kavga ettiniz.
See, before he died, Messer told me that you turned on him.
Ölmeden önce Messer senin onun aleyhine döndüğünü anlatmıştı.
Before he died, he hid some money.
Ölmeden önce bir miktar para saklamış.
- Dean said something right before he died.
Dean ölmeden önce bir şeyler söyledi.
Sometimes I think that I was Frank Sinatra in a past life, even though I was born before he died.
Bazen önceki hayatımda Frank Sinatra olduğumu düşünürüm o daha ölmeden doğmuş olmama rağmen.
I would have liked you to see your Dad before he died.
Baban ölmeden önce görsün isterdim.
Before he died, he looked at me and he said, "Adam, you did this."
Ölmeden önce bana baktı ve dedi ki "Adam, bunu sen yaptın".
Humberto de Campos... even praised yourfirst book, before he died.
Humberto de Campos... ilk kitabınızda ölümünden önce övmüştünüz.
He made me promise to help you before he died.
ölmeden önce sana yardim etmem için söz verdirdi.
He must have taken that right before he died.
Fotoğrafı ölmeden hemen önce çekmiş olmalı.
This man tells me that... Ransom killed a priest before he died.
Bu adamın dediğine göre Ransom ölmeden önce bir rahip öldürmüş.
I couldn't say goodbye to Tommy before he died.
Tommy ölmeden önce, ona hoşçakal bile diyemedim.
And I'll always be proud of the fact that, before he died, he was able to save those... three people.
Ve bu olay olmadan önce de onunla her zaman gurur duymuşumdur ölmeden önce üç kişiyi kurtardı.
My father gave it to me before he died.
Babam ölmeden önce bana vermişti.
You know what your father said before he died?
Baban ölmeden önce ne dedi biliyor musun?
And I want you to find anybody who might have seen the victim In the hours before he died, all right?
Kurbanı cinayet saatinden önce görmüş olabilecek herkesi bulmanızı istiyorum.
Victor Aruz told me right before he died that the assassin is working with someone very close to President Hassan.
Victor Aruz öldürülmeden hemen önce, suikastın Başkan Hassan'a çok yakın biri tarafından gerçekleştirileceğini söyledi.
No, not before he died.
- Hayır, söyleyemeden öldü.
But he died before the helicopter came.
Ama helikopter gelemeden öldü.
An hour before Mark died, he called each of them on the cell phone he wasn't supposed to have.
Adamın eşini ve onu buraya getireceğiz. Mark ölmeden bir saat önce elinde olmaması gereken bir cep telefonundan ikisini de aramış.
Before Dad died, he told me that I might have to kill you, Sam.
Babam ölmeden önce bana bir şey söyledi. Seni öldürmek zorunda kalabileceğimi söyledi Sam.
He died three months before the incident
Olaydan üç ay önce ölmüş.
- He died before the incident - He didn't let them see the body
- Adam olaydan önce ölmüş.
He died, three months before the incident
Olaydan üç ay önce ölmüş.
Just before Ethan Rickover died, he said, "Take care of her."
Ethan Rickover ölmeden önce "Ona iyi bak." dedi.
Look, he went back to work right before dylan died.
Dylan öldükten hemen sonra işe döndü.
He didn't manage to get anything out of him before the guy died
Adam hiçbir şey söylemeden ölmüş.
I found the king just before he died.
Anahtarı buldum.. ölmeden önce
The Italian countess he was avowed to marry died before they even met.
Evleneceği İtalyan kontes daha tanışmadan öldü.
No, Edie, he died in the war years before I even met Jack.
Hayır, Edie. Ben daha Jack'le tanışmadan, o savaşta ölmüş.
He died before he could see it happened.
Ama o günü göremeden öldü.
He had died the year before, aged 74, and his best mate, Ken, had recited a poem in his honour.
Bir yıl önce 74 yaşında vefat etti ve en iyi arkadaşı, Ken, onun şerefine ezberden bir şiir okudu.
He must have died just moments before.
Kısa zaman önce ölmüş olmalıydı.
The day before Mike died, he and Adam had a terrible row.
Mike'ın ölümünden bir gün önce Adam'la feci tartışmışlardı.
Before my dad died, he told us we had served our country.
Babam ölmeden önce bize, ülkemize hizmet ettiğimizi söylemişti.
His father died before he was born.
Babası o doğmadan önce öldü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]