But thanks to you traducir turco
483 traducción paralela
But thanks to you, my dear boy, I am now de-iced and I think I'm quite capable of facing up to the climate once more.
Ama sana teşekkür ederim, sevgili oğlum, Buzlarım çözüldü ve havayı tekrar yüzümde hissedebiliyorum.
But thanks to you, it failed.
Sayende başaramadı.
But thanks to you I met some wonderful people!
Ama sayende harika insanlarla tanıştım!
But thanks to you, dear brother, I spent nearly two years drifting in space.
Ama senin sayende, sevgili kardeşim, neredeyse iki yılımı uzayda dolanarak geçirdim.
But thanks to you, I have had a female friend.
Ancak siz de aradığım dostluğu buldum.
But thanks to you, there are very few of us left.
Hayır, ama sayenizde pek azımız sağ kaldık.
Yeah, thanks to all of you, but I seem to have slept in too long.
Evet, hepinizin sayesinde. Ama görünüşe göre çok uyumuşum.
Thanks, but I like to keep my eye on you, Rico.
Teşekkürler, ama gözüm üzerinde olsun istiyorum, Rico.
But thanks for paying my fine And unlocking me with the same key You used to lock me up with.
Ama para cezamı ödediğin ve üzerime kilitlediğin kapıyı aynı anahtarla açtığın için teşekkürler.
Nan, thanks for everything, but I got to get out of here... or you'll be in a mess of trouble.
Nan, her ºey için sag ol ama gitmeliyim. Yoksa baºin belaya girecek.
Thanks for coming down, but did you have to bring that kid?
Geldiğin için sağ ol, ama onu da getirmek zorunda mıydın?
Thanks for your offer of help but my mother instructed me to return this to you as we no longer need it
Yardımlarınız için sağolun ama, annem artık bu paraya ihtiyacımız olmadığından vakit geçirmeden size vermemi söyledi.
- To tell you the truth, I would but no, thanks, I gotta go. - You like another one?
- Aslına bakarsan içerdim ama sağ ol.
But, thanks to you, I'm in a financial position to marry her.
Ama sizin sayenizde, onunla evlenecek kadar param var.
Thanks for saying it, but you don't have to do that.
Söylediğin teşekkürler, ama bunu söylemek zorunda değilsin.
No thanks, aunt, but I'll walk you to the car.
Teşekkür ederim, Hala. Ama sizi arabaya kadar geçireyim.
Thanks, but you'd have to climb those stairs twice.
Teşekkür ederim, ama o merdivenlerden 2 kere çıkmış olacaksın.
Last year, thanks to masks of which we now know the secret Fantomas was able to commit his crimes. Not just disguised as Fandor but also as me. You'd swear that was me.
Geçen sene, bu maskeler sayesinde, ki artık sırrını biliyoruz sadece gazeteci Fandor kılığında değil benim kılığıma da girerek pek çok suç işledi.
We intend to call to thank you for your donation to our orphanage but may I take this happy opportunity to express my personal thanks?
Yetimhanemize yaptığınız bağış için size teşekkür etmek amacıyla uğramayı düşünüyorduk ama bu şanslı fırsatı size kişisel teşekkürlerimi iletmek için kullanabilir miyim?
It's all true, but I'm another person now... thanks to you.
Dediklerinin hepsi doğru ama ben, senin sayende artık yepyeni bir insanım.
Thanks, and I know you mean it, but I have to work my own.
Samimi olduğunuzu biliyorum. Ama bunu yapamam.
I probably could've manage, but my thanks to you gentlemen, anyway.
Muhtemelen yalnız da yapardım. Ama yine de, teşekkürler beyler.
You've been safe thanks to Aziza, but where will you find another like her?
Azize sayesinde güvende oldun ama onun gibi birini nereden bulacaksın?
But now, thanks to you, it looks like I'm going to hear about what good backing I have.
Şimdi senin yüzünden... 'Gil Ra Im'in iyi bağlantıları var'laflarını duyacağım.
Miss Adele thanks you very much for the paper... but she's too tired to see anyone.
Bayan Adele kağıtlar için çok teşekkür ediyor ama kimseyle görüşemeyecek kadar yorgun.
But it's thanks to you that Polish films are recognized world-wide.
Ancak Polonya filmlerinin dünya çapında fark edildiği için size minnettarız.
Forgive me, I shouldn't, but... I keep thinking of what I shall have thanks to you.
Bağışla beni, yapmamalıydım, fakat.... senin sayende nelere sahip olduğumuzu düşünüp duruyorum.
Well, I would like to, but thanks, no, because I got a friend... waiting at the saloon and... my other friend, the rabbi, asked me to bring this here to you.
şey, isterdim ama... Çünkü barda bekleyen bir arkadaşım var ve diğer arkadaşım, haham bunu buraya size getirmemi istedi. Sağ olun, hayır.
Look, I don't exactly expect thanks for arranging this party... but I'd like to see what you could do for $ 5 a man.
Bakın, bu partiyi düzenledim diye teşekkür beklemiyorum... ama kişi başı 5 dolara ne yapılabilir görmek istiyorum.
You're guilty of mistreating minors but thanks to Elena, we'll not arrest you
Siz reşit olmayan çocuklara karşı suç işlediniz, bu çok ağır bir suçtur! Sadece arkadaşımız Elena'nın hatırına sizi tutuklatmayacağım!
I'm glad, thanks, but I'm really not used to doing this lf you wanted to, you could go far
Teşekkür ederim, beğenmene sevindim ama buna hiç alışık değilim. Eğer istersen gidebildiğin kadar gideriz.
But I must inform you that it's thanks to me that you're alive today!
Ama benim sayemde hayatta olduğunu söylemem gerekiyor!
That's sweet of you, but I've got a lot of unpacking to do, but thanks.
- Çok tatlısın Ernie ama daha bir sürü işim var. Yine de davetin için teşekkür ederim.
Thanks, but I couldn't ask you to do that.
Teşekkürler ama sizden bunu isteyemem.
You don't have to be involved, but thanks.
Senin katılman gerekmiyor, ama gene de teşekkürler.
Well, thanks, but you could make my day . if you told me I cou ld get something to eat
Peki, teşekkürler, ama günümü daha da iyileştirmek için yiyecek bir şeyler olduğunu söyle, lütfen.
All right, Woody. But you have to promise to make it quick. Thanks, Miss Howe.
Peki, Woody ama çok kýsa süreceðine söz vereceksin.
I just want you to know I understand why you have to do this thanks but I wish you didn't have to me too she thinks she's found her first love she cant deal with losing him
Yol için küçük bir şey hazırladım. Merak etme. Kendim yapmadım.
Thanks, but I wouldn't want to trouble you.
Teşekkür ederim ama sizi sıkıntıya sokmak istemem.
Thanks, Donna, but you didn't have to do that for me.
Teşekkürler Donna, ama zahmet etmeseydin.
We made quota today, man, no thanks to you, you dog, but we made it.
Bugünün kotasını tamamlıyoruz, dostum, hayır sağol ama biz hallettik.
But she got a grip on herself thanks to you
Sayenizde kendisini toparladı.
But we thought it might be violent, which is wrong now, thanks to you.
Ama bunun şiddetli olabileceğini düşünmüştük, şimdi hangisi yanlış, teşekkürler.
I've served my time, thanks to you, but he's still under indictment.
Ben hizmet süremi doldurdum, senin sayende, ama o hâlâ töhmet altında.
- Well, thanks then, but you weren't supposed to..
- Güzel, Sonra teşekkür edersin, buna zorunlu değilsin..
Thanks, but I want you to do something else.
Sağol, ama başka bir şey yapmanı istiyorum.
Well... thanks, Jeb, but you know... we just want to lie low for the first few days.
şey... teşekkürler, Jeb, fakat biliyorsun... sadece bir kaç günlüğüne yalan söylemek istiyoruz.
" Superman, thanks for saving my life but did you have to come through my wall?
" Süpermen, hayatımı kurtardığın için teşekkürler ama duvarımın içinden geçmek zorunda mıydın?
Daddy, you can't promise me, but thanks for wanting to.
Baba bana bu konuda söz veremezsin ama böyle söylediğin için teşekkür ederim.
Look, thanks for finding me, but you don't have to babysit.
Beni bulduğun için sağ ol ama bakıcılık yapmana gerek yok.
They would have killed me but I am essential to the war effort, thanks to you.
Neredeyse öldürüyorlardı ama sayenizde "Savaşa Destek" için yararlı biri oldum, sağolun.
but thanks anyway 40
but thanks 292
but thanks for asking 31
but thanks for the offer 16
thanks to you 1075
to you too 24
to you 1078
to your knowledge 54
to your 24
to your positions 16
but thanks 292
but thanks for asking 31
but thanks for the offer 16
thanks to you 1075
to you too 24
to you 1078
to your knowledge 54
to your 24
to your positions 16
to your health 109
to your family 22
to your mother 18
to your place 20
to your right 61
to your left 71
to your father 32
to yourself 36
but today 329
but that's not you 16
to your family 22
to your mother 18
to your place 20
to your right 61
to your left 71
to your father 32
to yourself 36
but today 329
but that's not you 16
but thank you 574
but tell me 152
but that's beside the point 34
but that's okay 199
but that's not why i'm here 50
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's normal 26
but that's not me 25
but that's the way it is 43
but tell me 152
but that's beside the point 34
but that's okay 199
but that's not why i'm here 50
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's normal 26
but that's not me 25
but that's the way it is 43