English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Come this way

Come this way traducir turco

2,906 traducción paralela
Count of three- - did he come this way or not?
Üçe kadar sayıyorum... Buradan geçti mi geçmedi mi?
You're headed straight for hell Come this way instead
Dosdoğru cehenneme gidiyorsunuz. Siz bu tarafa gelin en iyisi.
Stay where you are Don't come this way
Olduğun yerde kal. Bu tarafa gelme sakın.
Come this way...
Bu taraftan...
Mrs. Murphy, please come this way.
Bayan Murphy, lütfen bu tarafta gelin.
Ms. Whitaker, please come this way.
Bayan Whitaker, lütfen, bu taraftan.
Don't come this way.
Yaklaşma!
Okay, Jane, Matt, you know what? Why don't you come this way?
Tamam, Jane, Matt, ne diyeceğim?
- Come this way.
- Bu taraftan.
Deposit, come this way
Doğal deniz yıkıntısı, böyle gelin.
Hello, please come this way
- Tamam. Böyle buyurun.
Hey, did your team come this way?
Ekibin bu tarafa geldi mi?
- Quick! Come this way!
Çabuk.
This is Michael. Yes. Come this way, please.
Bu taraftan lütfen.
Just a little... Come this way.
Biraz şu tarafa geç.
Come this way, Grandma.
Buraya gel büyükanne.
All right, if you'd like to come through this way.
Pekâlâ, bu taraftan buyurun.
Yeah, I didn't come all this way to spit on a closed coffin.
Evet, onca yolu kapalı tabuta tükürmek için gelmedim.
I mean, they did come all this way just to meet you.
Yani, bunca yolu sadece seninle tanışmak için geldiler.
Come on, quickly this way...
Hadi, çabuk bu taraftan.
How will you come through this way on bike?
Burdan motorla geçemez?
Come on. This way.
Gel, bu taraftan.
This way. Come on.
Bu taraftan.
You can't come in here and change the way this race has been going on for 20 years.
Öylece gelip 20 yıldır devam eden bir geleneği değiştiremezsin.
Okay? But I wouldn't have come all the way from L.A. if I didn't think this was important.
Eğer içinde önemli bir şey olduğunu düşünmeseydim..,... L.A'den buraya kadar gelmezdim.
You didn't come all this way to see Melissa, did you?
Bu kadar yolu Melissa'yı görmek için gelmedin, değil mi?
I mean, the flash must have come from that direction to cast a shadow on the sign this way, but Megan was standing over there.
Tabeladaki gölgenin bu şekilde olması için parlamanın şu yönden gelmesi gerekirdi ama Megan şurada duruyordu.
Come on, this way.
Hadi. Bu taraftan.
Come on. This way please.
Şu yoldan lütfen.
No way I'm letting you-know-who come within 500 yards of Marcus Alvarez, let alone this facility.
O adamın bırak bu tesisi Marcus Alvarez'in 500 metre yakınına gelmesine izin vermem.
I know that the only way this alleged curse is gonna come off the team is if you guys make it back to the playoffs.
Lanetle alakası yoktu. Bu lanet sadece siz playoff'lara gittiğinizde kalkacak.
This way. Come on.
Hadi bu taraftan.
This way, come on.
Bu taraftan, hadi!
Come all this way just to run out of gas.
O kadar yolu gel ve yakıtın bitsin.
This may be out of line, but is there any way I can come over to your place and hammer something?
Haddimi aşıyor olabilirim ama size gelip bir şeyleri çekiçlemem mümkün mü acaba?
Your knight in shining armour has come all this way to get you.
Parlak zırhlı şovalyen tüm o yolu seni almak için gelmiş.
Okay, we just have to come up with a fair way to decide who is gonna be stuck for an entire semester with this...
Tamam, buraya kimin bütün sömestr boyunca şeyle olacağına karar vermeye geldik... Bununla...
Come on, come on in. Meat for the grinder this way. Send in the fresh meat for the grinder!
Buyrun buyrun girin azı dişeri için et bu yönde taze etleri içeri gönderin!
It seems a shame to come all this way just to drop off a present.
Bu kadar yolu sadece bir hediye getirmek için gelmek biraz utanç verici.
Mrs Özlem, First Lieutenant, come, I have something to show you, this way.
Özlem hanım üsteğmenim, gelin size bir şey göstereceğim, buyurun.
Huh, this way a little more, come on, come on.
Biraz daha bu tarafa gel. Hadi bakalım.
So tell me, did you just come all this way to have a cup of coffee with your old handler?
Söyle bana bunca yolu eski öğretmeninle bir kahve içmek için mi geldin?
So if you haven't come all this way to kill me, why have you come here?
Bunca yolu beni öldürmek için gelmediysen neden geldin?
I take it you didn't come all this way just to smash my favorite pot.
Bunca yolu en sevdiğim çömleği kırmak için gelmedin sanırım.
We'll just come back tomorrow when we can do this in the right way, right, honey?
Yarın tekrar geliriz. Bunu normal şekilde yapabileceğimiz zaman, değil mi hayatım?
This is an awfully long way to come for a piece of fruit, Shawn.
Bir meyve parçası için çok kötü bir yolculuktu, Shawn.
Come on. This way. This way.
Haydi bu taraftan, bu taraftan
Or we can do this the other way, and you'll come out on your hands and knees.
Ya da sen bilirsin seni karga tulumba çıkartırız o halde.
He flatters himself if he thinks I've come all this way for him.
Eğer bunca yolu onun için geldiğimi sanıyorsa kendi kendini övüyordur.
I have not come all this way for safety, Doctor.
Güvenlik için bunca yoldan gelmedim.
You come in this way?
Tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]