English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Got a hit

Got a hit traducir turco

2,342 traducción paralela
We got a hit on Victor's credit card.
Victor'ın kredi kartında bir hareket bulduk.
Got a hit list off Pearce's computer.
Pearce'ın bilgisayarında ölüm listesi var.
Facial recognition got a hit on a card counter.
Yüz tanıma programı kart sayan birini tespit etti.
Looks like we got a hit.
Galiba bir eşleme yakaladık.
Got a hit back from TSA.
TSA'dan bir eşleşme var.
Yeah, I got a hit off his partial plate.
Evet, plakasından bir şeyler çıktı.
Anyways, we got a hit.
Her neyse, adamı bulduk.
Guys, I got a hit off of Amy's cell phone records.
Beyler, Amy'nin telefon kayıtlarında bir şey keşfettim.
I got a hit.
Bir eşleşme buldum.
All right, I got a hit on a single service station alongside State Route 15.
Bölgedeki tek benzin istasyonu 15. karayolunda.
Ooh, you got a hit.
Bir şey buldu.
And we got a hit on his credit card at a place called Maison de Santé?
Ayrıca bir kredi kartı harcaması bulduk, Mansion de Santé'de mi ne?
Our Munich office got a hit back on one of Heinrich's men from Hong Kong.
Münih ofisimizden birisi, Heinrich'in bir adamının Hong Kong'ta olduğunu söyledi.
We've got a hit-and-run.
Çarpıp kaçtı.
Word is you got a hit on y'all, man. Y'all been greenlit.
Duyduklarına göre başınıza ödül konmuş.
Got a hit a few weeks before the murder.
Cinayetten birkaç hafta öncesinde bir şey bulunmuş.
He got a hit on Delphine's credit card.
Delphine'in kredi kartının kullanıldığı tespit edilmiş.
We got a hit on the accomplice's account.
Suç ortağının hesabında hareketlenme oldu.
Uh, we got a hit on the car.
Araba konusunda bir ipucu var.
We got a hit on the prints...
Parmak izlerinden bir şey çıktı.
We got a hit on that APB we put on the white truck.
- Ne? O beyaz kamyonun izini bulduk.
All right. I got to call Jesse, tell we hit a snag.
Jesse'yi arayıp ufak bir pürüz çıktığını söylemem lazım.
Got hit by a car.
Araba çarpmış.
The only Mike I know is my son, and he's been MIA since he got a girlfriend, so hit the bricks, sicko.
Benim tandıdığım sadece bir Mike var oda benim oğlum, ve o da kız arkadaşının yanına taşındı, kafana tuğlayı yemeden defol git, sapık.
On the flight to paris. My mom got me a fresca when she hit me with her car once.
Annem bana bir seferinde arabasıyla çarptığında gazoz almıştı.
I mean, if you want to hit it big, you got to lose this... stick this on... and make your comedy a touch more physical.
Demek istediğim büyük yerlere gelmek istiyorsan, biraz rahat olup, bunu takıp, komedini daha fiziksel hâle getirmelisin.
Another perp overheard him ordering a hit on the amigo who got him locked up.
Başka bir fail onu tutuklatan herifin vurulması emrini verdiğini duymuş.
We just got word that a place called General Industries was hit.
General Indstries adlı yerin soyulduğunu şimdi şans eseri öğrendik.
And on the way back, he stopped on 76 to help a guy with a flat tire and he got hit by a car and killed.
Geri dönüş yolunda 76. caddede lastiği patlayan birine yardım etmek için durunca araba çarptı ve öldü.
I know I'm not supposed to hit a chick, but I got to tell you, it felt good.
Affedersiniz, bir kadına vurmamam gerekir ama çok iyi geldi.
Mustard got hit by a dump truck.
Büyük bir çöp kamyonu çarptı.
I got a hundred bucks says you cannot hit it.
Elimde bunu yapamayacağını söyleyen yüz papelim var.
I've got two dead bodies, a hit man, an FTA, and a bullet in my ass.
ıki ceset, bir katil, bir FTA ve kıçımda bir mermim var.
we drilled down a whole lot further, hit an underwater lake we got enough water to last us till kingdom come you have no idea what youve done - oh sure i do i got us a nice fat profit
Bu gölün altı bile su dolu canım.. merak etme bitmez Yeterince suyumuz var - Ne yaptığının farkında değilsin
Either a fuse or a transformer got hit and overloaded the lights.
Ya da sigorta ve transformatörlerden biri ışıkları aşırı yükledi.
I know we've got a meeting on the books for tomorrow, but I would love to hit the ground running and get you up to speed. Go.
Yarın kitaplar için buluşmamız olduğunu biliyorum ama üzerinde durup sana biraz hız kazandırmayı çok isterim.
He got hit by a car, and he's coughing up blood.
Araba çarpmıştı ve şimdi öksürüğünde kan var.
She got a little banged up today, hit her head.
Bugün biraz sarsılmış, başını vurmuş.
... but then changed her mind and started texting while she raced to the courthouse, and her car got hit by a truck.
Ama sonra fikrini değiştirdi. Aceleyle evlendirme dairesine giderken mesaj yazıyordu ve arabasına bir kamyon çarptı.
The one that got hit by a truck can't say anything.
Bir tanesine de kamyonla çarpıldığı için hiçbir şey söyleyemiyor.
You hit the ground at a high velocity, something has got to give.
Yüksek hızda giderken yere çakıldın, bir şeyin verilmesi gerekiyor.
I got hit by a spark.
Biraz kıvılcım kaçtı.
Maybe he got hit in the head with a baseball or something?
Belki kafasına top falan gelmiştir?
Yeah, I got hit so hard, it knocked my pee into a bag.
Evet, o kadar sert darbe almışım ki idrarım torbaya dolmuş.
I got a new suit, stocked up on Michael Jordan cologne, and I'm gonna hit up the dentist to get my chompin'stones polished for my lady.
Yeni bir takım aldım, Michael Jordan parfümünü depoladım, ve dişçiye gidip, hatunum için değerli taşlarımı parlattıracağım.
He should just tell them I got hit by a car.
Bana araba çarptığını söyle diyorum ona.
Their closer got hit by a truck.
Hayret bir şey. Atıcılarına kamyon çarpmış.
But a computer, that can't tell if a kid's got instincts or not... or if he can hit a cut-off man, or hit behind the runner.
Ama bir bilgisayar çocuğun sezgileri var mı, bağlantı oyuncusuna ya da koşucunun arkasına topu vurabilir mi söyleyemez.
Now, there was a heart, kidney, liver, gallbladders, and a lot of blood being transported when he got hit.
Kalp, böbrek, karaciğer, safra kesesi ve bir sürü kan naklediyordu.
Three days later she got hit by a car.
3 gün sonra bir araba çarpmış.
Ohh. You got to have a hit of that.
Bunu denemen lazım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]