Got a problem traducir turco
5,752 traducción paralela
- You got a problem, Laurel.
Senin bir sorunun var Laurel. Hayır.
You got a problem?
Bir sorun mu var?
If you got a problem with it, you'll have to talk to Sheriff Langston.
Bununla bir sorununuz varsa, Şerif Langston ile konuşmanız gerekiyor.
We got a problem.
Sorunumuz var.
We got a problem.
Bir sorunumuz var.
- Got a problem with that?
- Bunda bir sorun mu var?
- [groans ] - [ laughs] - Got a problem with that?
Bunda bir sorun var mı?
I got a problem here.
Burada bir sorun var.
You got a problem, you need to talk to someone in the warden's office.
Sorunun varsa müdürün odasında biriyle konuşman gerek.
- Everybody's got a problem.
- Herkesin bir dedi var.
Got a problem?
Bir sorun mu var?
We got a problem!
Bir sorun var!
Well, it sounds to me like you got a problem with its current management. Fifteen seconds.
Şu anki işletme ile bir problem gibi geldi bana. 15 saniye.
- Then you've got a problem.
- O zaman bir sorununuz var demektir.
Jimmy, we got a problem.
Jimmy, bir sorunumuz var.
He's got a problem staying committed.
Bağlı kalmakla ilgili bir problemi var.
We've got a problem here, John.
- Bir sorunumuz var, John.
When your own sparkler shies away from home, and shines for others then we've got a problem!
Eğer kendi Diwali ışığımız evden uzaklaşıp başkalarını aydınlatıyorsa o zaman bir sorunumuz var demektir!
We got a problem.
Bir problemimiz var.
We hear you got a problem?
Duyduğumuza göre bir sorunun varmış.
We got a problem in the lab.
Laboratuvarda bir sorun var.
I apologize, gentlemen. But we've got a problem.
Af edersiniz ama bir sorunumuz var.
Well, then we've got a problem, Pat, because that's the same place the money comes from.
Kurşunlu benzin yüzünden oluyor. Bu durumda bir sorunumuz var demektir Pat çünkü para da aynı yerden geliyor.
So we got a problem.
Yani bir derdimiz var.
You already got a problem.
Zaten bir derdiniz var.
Yo, Beckett, we got a problem.
Beckett, bir sorunumuz var.
- We've got a problem.
- Bir sorunumuz var?
Lydia, we got a problem.
Lydia, bir sorunumuz var.
Yeah. He's got a problem with Darryl and Danny, too.
Onun da Darryl ve Danny'yle alıp veremediği var.
Call if you got a problem.
Eğer bir problem olursa ara lütfen.
We got a problem!
Bir sorunumuz var!
The fact that it got as far as it did, without them talking to any technical experts, reflects the fact that there is a problem in this town.
Kullanabiliriz, çünkü biz geekiz. Uzmanlara danışmadan bu noktaya kadar gelmesi, kasabamızda bir sıkıntı olduğu gerçeğini kanıtlar.
We've got a problem.
Bir sorunumuz var.
We're never content. Someone's always got to have a problem.
Biz hiç tam anlamıyla hoşnut olamayız ki.
I've got a problem.
Birinin hep bir sorunu vardır.
Well, we've got a cash flow problem somewhere along the line and it's better we know now rather than later if there is something wrong.
Hat boyunca bir noktada nakit akış sorunu var yanlış bir şey varsa sonra bilmek yerine önce bilmek daha iyi olur.
Got a bigger problem.
Daha büyük bir problemimiz var.
Sounds like you've got a bigger problem than your daily feud.
Anlaşılan günlük atışmanızdan daha büyük bir sorunumuz var.
Well, now, see, we got a bit of a problem with that.
İşte o konuda biraz sıkıntı yaşayacağız.
I know you've got a gambling problem.
Kumar problemin olduğunu biliyordum.
The only thing is, turns out I've got a cheating problem.
Tek sorun, bu benim hile problemime dönüştü.
You know, guy feels lousy about himself, guy feels guilty about his wife or his mother or he's got a thing for farm animals or whatever, but you're still stuck with the same problem...
Erkekler kendilerini berbat hisseder, karıları ya da anneleri konusunda suçlu hissederler ya da çiftlik hayvanlarına bir şey olmuştur falan. Hep aynı problemle uğraşıp durursun.
We got a bit of a problem, bro.
Ufak bir problemimiz var kardeşim.
DB... I need to talk to you about that Merchiston car wreck. We got a problem.
Bir sorunumuz var.
Boss, we got a bigger problem.
Patron, daha büyük bir sorunumuz var.
If I got to tell you we're closed again, we gonna have a problem.
Bir daha kapalıyız demek zorunda kalırsam, derdimiz olacak.
He's got a kidney problem?
O bir böbrek problemi var?
He's got a kidney problem.
O bir böbrek problemi var.
If I got new hair, and it was grey, I would have a problem.
Eğer benim yeni bir saçım olsaydı ve gri olsaydı, bir sorunum olurdu.
Well, you have got a big problem now.
İyi işte, şimdi büyük bir sorununuz var.
And lookit, I got no problem with Vivian having a midlife crisis with a juvenile bartender with some rock-hard abs or whatever, no offense.
Vivian'ın orta yaş krizi geçirip senin gibi baklavalı ya da her neyse çocuk bir barmenle takılmasıyla bir sorunum yok, alınma sakın.
got a problem with that 18
got a sec 45
got any 17
got a girlfriend 17
got a pen 27
got a gun 16
got a secret 29
got a match 36
got a smoke 21
got a 73
got a sec 45
got any 17
got a girlfriend 17
got a pen 27
got a gun 16
got a secret 29
got a match 36
got a smoke 21
got a 73
got any money 37
got anything 42
got a minute 191
got an address 30
got a light 111
got a hit 26
got away 26
got a cigarette 66
got any ideas 31
got a better idea 23
got anything 42
got a minute 191
got an address 30
got a light 111
got a hit 26
got away 26
got a cigarette 66
got any ideas 31
got a better idea 23
got a date 26
got another one 25
got an i 29
got an idea 17
got a name 45
got a job 23
got a warrant 16
got a second 42
got about 16
got another one 25
got an i 29
got an idea 17
got a name 45
got a job 23
got a warrant 16
got a second 42
got about 16