Not for anything traducir turco
1,573 traducción paralela
Robin wouldn't risk the boy's life, not for anything.
Robin, çocuğun hayatını hiçbir şey için riske atmaz.
The on call room is for napping, not for anything that requires a locked door.
Dinlenme odası da uyumanız için, kilide ihtiyaç duyulan işleriniz için değil.
It's not like we're pressed for time or anything.
Sıkışmaya gerek yok.
Since getting shot is not an FDA-approved treatment for anything, it means something must've gone wrong in the surgery.
Silahla vurulmak FDA tarafından kabul edilen bir tedavi yöntemi olmadığına göre ameliyat sırasında bir şeyler yanlış gitmiş olmalı.
York will not settle for anything else.
York başka şekilde anlaşmaya gelmez.
Do not call me for anything.
Hiçbir şey için beni aramayın.
For months now I've been skulking around, not saying anything, not having an opinion on anything, like I'm Clarence Thomas or something, and I'm done with that.
Aylardır gizleniyorum,.. ... bir şey demiyorum, hiçbir konuda görüşüm yok,.. ... sanki Clarence Thomas'ım ama buraya kadar.
Well, it's not like I'm waiting for true love, and the only reason I've held out this long is he hasn't done anything to deserve it but...
Bu, doğru aşkı beklemek gibi değil, ve bunda uzun süre ayak dirememin sebebi de bunu hakedecek hiç bir şey yapmaması, ama...
On Wednesday, we're not booked for anything. - I was thinking we should go to the beach.
Ve çarşamba, eğer herhangi bir randevum olmazsa, beraber plaja bile gidebiliriz.
I'm not wishing for anything.
Bir şey dilediğim yok.
Looks like you're not using it for anything important.
Görünüşe göre, bunu kayda değer bir şey için kullanmıyorsun.
There's- - It's just not right for me to do anything. Okay.
Bunu söylemek artık doğru olmaz.
You're not requesting me for anything more.
Benden hiçbir şey rica etme.
You know it's not for me or anything.
Bunu kendim için istemiyorum biliyorsun.
Do not call me for anything.
Beni hiçbir konuda rahatsız etmeyin.
I was disgusted with myself for not being able to do anything.
- Sen de mi? Hiçbir şey yapamadığım için kendimden nefret ediyordum.
I'm not buying anything. Looks like you went for the wrong shaker.
Bana yanlış tuzluk kullanmışsınız gibi geldi.
I hope I'm not interrupting anything, but I have something for the Secretary of State.
Umarım hiçbir şeyi bölmemişimdir,... fakat Bakan için bir şey getirdim.
You do not have to apologize for anything.
Hiçbir şey için özür dilemeniz gerekmiyor.
Not for who you are or anything you do.
Ne kim olduğundan, ne de yaptığın herhangi bir şeyden dolayı.
Nobody got up, nobody said anything, not a word for six hours.
Hiç kimse ayağa kalkmadı ve altı saat boyunca kimse konuşmadı.
But I never asked him for anything, not a cent, not a favor... and Rebecca had to live her whole life thinking her father was a nobody, a mistake.
Ama ondan hiçbir şey istemedim, ne bir kuruş ne de bir iyilik... ve Rebecca hayatını babasının bir hatadan başka bir şey olmadığını düşünerek yaşamak zorunda kaldı.
You're not gonna ask us for a kidney or anything, are you?
Böbreğimizi falan istemeyeceksin, değil mi?
Now remember, Marge, we're not buying anything for more than 1.2, but if I scratch my nose, that means we can go to 1.5.
Unutma, Marge, 1.2'den daha fazlaya hiçbir şey almıyoruz. Ama eğer burnumu kaşırsam, 1.5'a çıkabiliriz demektir.
Good for a night of rough-and-tumble fun. - It's not like we have anything in common. - Ignore it.
Yani, hep "Tatlı çocuk, bir sert-ve-şiddet eğlencesi gecesi için iyi olabilir, ama hiç ortak yanımız yok" diye düşünmüştüm.
NOT THAT CAMLACKAWANNA IS ANYTHING LIKE IRAQ- - BUT YOU WERE AWAY FOR EIGHT WEEKS, AND I NEVER HEARD A SINGLE WORD FROM YOU.
Camlackawanna'nın Irak'a benzer yanı olduğundan değil... ama sekiz hafta uzaktaydın ve... senden hiç haber almamıştım.
Mom, I can't. Okay? "Anything" is not an option for me.
Yapamam, anne, tamam mı? "Her şey" benim için bir seçenek değil.
I'm not waiting for anything.
Bir şeyi beklediğim yok.
That's not what I meant, and you know it, and as for your little imitation of me, I don't sound anything like that.
Demek istediğim bu değildi biliyorsun ki ayrıca benim kılığıma girmişsin, ama ben böyle konuşmuyorum.
For real. Not tell someone and tell them not to say anything.
Birilerine anlatıp kimseye anlatma diyemezsin.
JUST TELLING YOU NOT TO FILL UP ON ANYTHING BECAUSE FOR DINNER, I'M MAKING BEAN STEAKS.
Sadece mideni doldurma çünkü akşama fasulye bifteği yanacağım demek için aradım.
He's not into anything serious, he's looking for, quote unquote, a fuck-monkey.
Şu anda ciddi bir ilişki istemiyormuş aradığı, tırnak içinde, "bir seks maymunu" ymuş.
He sold drugs on the street. You put him away and you are not responsible for anything that has happened because of it.
Onu içeri tıktın ve bununla bağlantılı hiçbir şeyin suçlusu sen değilsin.
I haven't asked for anything from you, I'm asking you to come down here and help me help J. He's not listening to me.
Senden daha önce bir şey istemedim, şimdi buraya gelmeni istiyorum ve J'ye yardım etmemde bana yardımcı olmanı istiyorum. Beni dinlemiyor.
If possible, could you try not to need anything for the next 20 minutes or so?
Eğer mümkünse, 20 dakika hiçbir şey istemezsen sevinirim.
Now, we are not gonna know anything for sure until his bone marrow biopsy comes back, but I'm afraid it might be leukemia.
İlik biyopsi sonuçları gelene kadar emin olamayız, ama korkarım lösemi olma ihtimâli var.
Well, for starters, you could try not to fix anything.
Başlangıç olarak, hiçbir şeyi onarma.
It's not easy to make that type of money doing anything, especially if you've been going to school for the past four years and you see this random other guy, you know, watering plants in his basement,
It's not easy to make that type of money doing anything, especially if you've been going to school for the past four years and you see this random other guy, you know, watering plants in his basement,
All the studies show this doesn't have anything to do with whether kids use drugs or not, so it looks to me like this has a lot more to do with the money that's being made for drug testing.
All the studies show this doesn't have anything to do with whether kids use drugs or not, so it looks to me like this has a lot more to do with the money that's being made for drug testing.
I'm not paying for anything.
- Hiçbirşeyi ödemeyeceğim!
The trouble is, Nana... unless somebody advertises for a paleontologist's assistant... I'm not qualified for anything!
Sorun ise, Nana eğer paleontoloji asistanı olarak iş bulamazsam artık hiçbir şeyi karşılayamayacağım.
You're not wrong for anything.
Sen her şeye yakışırsın.
This Romeo and Juliet shit isn't working for me, not if there isn't anything you can do to stop him.
Bu Romeo ve Juliet saçmalıkları bende işe yaramaz. Tabii eğer bunu durdurmak için yapabileceğin birşeyler yoksa.
I've never asked you for anything, not once, but I'm asking now.
Şimdiye kadar senden bir şey istemedim. Ama şimdi istiyorum.
Well, you can talk to me. I'm not one of the police, and I don't work for the university, so... but we don't have anything to say.
Bana anlatabilirsiniz, ben polis falan değilim, ya da üniversite için çalışmıyorum.
You could be at the site for hours and not see anything.
Mevkide saatlerce bekleseniz de bir şey göremeyebilirsiniz.
My wife's the kind of woman that's not afraid to ask for anything, right?
Benim karım, hiç bir şey istemekten çekinmeyen birisi öyle değil mi?
No, I'm not doing anything for you.
Hayır, senin için hiçbir şey yapmayacağım.
Hm-hm. You're not on probation for anything, are you?
Hiç gözaltına alınmadın, değil mi?
Best not to say anything for now, if you can.
Elinizden geliyorsa şimdilik bir şey söylemeyin.
It's not okay for you to do anything involving other people when you're not dressed.
Hatta, elbise giymeden başka insanlarla herhangi bir şey yapman uygun değil.
not for sale 39
not for me 755
not for long 420
not forever 58
not for everyone 22
not for you 342
not for nothing 87
not for 69
not for a while 87
not for the moment 17
not for me 755
not for long 420
not forever 58
not for everyone 22
not for you 342
not for nothing 87
not for 69
not for a while 87
not for the moment 17