Not for the moment traducir turco
279 traducción paralela
- Not for the moment.
- Şimdilik hayır.
- No, not for the moment.
- Hayır, şimdi değil.
Not for the moment.
Şimdilik hayır.
- Not for the moment.
şu an için yok.
Not for the moment, anyway.
Ayrıca zaman da yok.
Not for the moment.
Şimdilik olmaz.
For the moment, we just need to put all our trust in him and not interfere.
Şu anda, ona tamamen güvenmeliyiz ve işine karışmamalıyız.
"It's not the good moment for this kind of speech, Hans"
"Bu tür şeyleri konuşmanın hiç de uygun bir zamanı değil, Hans"
But do you mind if, for the moment, I'm not the least subtle?
Ama şu an için kurnazca davranmasam olur mu?
As it happens, I'm not interested in myself for the moment.
- Nedense şu an kendimle ilgilenmiyorum.
For the moment, my mind was not on the game.
Aklım oyunda değildi.
Mind you, I'm not suspecting you for the moment.
Unutmayın, şu anda sizden şüphe duymuyorum.
Gwendolen, the time approaches for our departure. We have not a moment to lose.
Gwendolen, gitme vaktimiz yaklaşıyor.
You put a curse on me, not only for tonight but from the unhappy moment I knew of your existence
Senin yüzünde lanetlendim, sadece bu gecede değil, varlığından haberdar olduğum ilk andan beri.
You put a curse on me, not only for tonight but from the unhappy moment I knew you existed
Senin yüzünden lanetlendim, sadece bu gecede değil, varlığından haberdar olduğum ilk andan beri.
Were I not myself, but the handsomest, cleverest man in the world, and if I were free, I would not hesitate for one moment to ask for your hand and your love.
Ben dünyanın en yakışıklı, en zeki adamı olmayabilirim, ama ben özgür olsaydım, sana evlilik ve sevgi teklifinde bulunmaya bir dakika bile tereddüt etmezdim.
Originally I was to have appeared in the skintight pants of a matador, however, at the last moment, it was decided that this was a sight for which the television audience was not yet ready.
Aslında ben bir matador giysisi ile görünecektim, ancak, son dakikada, bunun televizyon izleyicisinin henüz hazır olmadığı bir görüntü olduğuna karar verildi.
* * l * m counting on you not to lose your nerve, for only you can help me. * * * * l * ve had a serious accident, but I * m not in danger at the moment,
Sadece sen bana yardım edebileceğin için, kesinlikle moralini bozmamalısın. Ciddi bir kaza geçirdim ama ölüm kalım meselesi olmasına rağmen şu an için bir tehlike yok.
Almost at the moment He died I heard Him say, "Father, forgive them for they know not what they do."
Neredeyse tam öldüğü anda şöyle dediğini duydum : "Baba, onları bağışla çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar."
I knew this moment would come, for the things we believe in are not the same.
Bu ânın geleceğini biliyordum, bizim inandığımız şeyler aynı değil.
Could not the agent for that sale be he... who shares this tiny moment of history with Your Honour?
Acaba bu satışın mezatçısı, tarihte şu küçük anı... sizinle paylaşan kişi olamaz mı, Saygıdeğer Efendim?
For the moment it's best not to move him.
Şu an için kımıldamaması en iyisi.
Follow the doctor's instructions to the letter and do not leave him unguarded for a moment
Mektup için doktorun talimatlarını uygulayın ve onu bir saniye bile korumasız bırakmayın.
- I commissioned, last year, a study of this project. Based on the findings of the Bland Corporation, my conclusion was that this was not a practical deterrent, for reasons which at this moment must be all too obvious.
Bland Vakfının bulguları doğrultusunda, bunun pratik bir vazgeçirici olmadığına karar verdim, şu anda açık seçik malum olan sebepler yüzünden.
I'm not in a hurry, at least for the moment.
Acelem yok, an azından şu anda.
Please, not a word of this, but I needn't tell you, Mrs. Millett how important it is for me to be near my king at the earliest possible moment.
Lütfen bu konu çok gizli kalsın, ama bunu söylememe bile gerek yok Bayan Millett... En kısa zamanda kralımın yanında olmamın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz.
You know, at dinner, just for a moment, I thought you deliberately knocked over the plate and gave a note to Mr. Pollock.
Akşam yemeğinde, sadece bir anlığına tabağı kasten düşürüp, Bay Pollock'a bir not verdiğini düşündüm.
But, for the moment, he could not say what these were.
Ancak şu an için bunların bir zamanlar gerçekte ne olduklarını söyleyemez.
I think not, for the moment.
Şu an için sanmıyorum.
They did not want to see the country, at the moment more critical of all its history, it delivers somebody capable thing of the things extraordinariest e of enveredar for the adventures more surprising.
Ülkenin gelmiş geçmiş en kritik döneminde herşeyi yapabilecek bir macera adamının o koltuğa oturmasını ve ülkenin kaderini tayin etmesini istemiyorlardı.
Churchill would be a risk e when one is at a critical moment of the life, is not good for running risks.
Churchill kararı bir risk olabilirdi. Ama, böyle kritik zamanlarda riskleri düşünmek ne kadar fayda sağlardı ki?
We went from one world into another that was almost exactly like it, forgetting right away where we'd come from, not caring where we were headed, living for the moment.
Bir dünyadan tıpatıp aynı olan başka bir dünyaya gidip durduk. Nereden geldiğimizi hemen unuturak ve geleceğe aldırmayarak günü birlik yaşam sürdük.
Let us, for the moment, assume what is perfectly plausible, that the mysterious stranger did not exist.
Öncelikle, prensip olarak gizemli yabancının var olmadığını kabul edelim.
Let us not, for the moment, ask the question "how"
"Nasıl" ı bir kenara bırakalım ve öncelikle "niçin" i inceleyelim.
Correct me if I'm wrong... at this point you usually step aside, knowing full well that... the lover at the moment is not about to accept the responsibility for Nadia.
Yanlışsam beni düzeltin, bu noktada genellikle sen mevcut aşığının Nadia'nın sorumluluğunu pek yüklenmeyeceğini çok iyi bilerek bir kenara çekilirsin
It's not the right moment for jokes.
Şaka yapmanın sırası değil.
You need not, of course, include your own name on that list... for the moment.
O listeye kendi adını yazman gerekmez tabii şimdilik.
There is just one rule. You are not to leave this glade for the moment. - Why?
Demirbaşları, tesisatları, uzay gemileri, makineleri, hepsi senindir.
The fact that the pearls have been returned does not mean for a moment that she did not kill while stealing them in the first place.
İncilerin geri dönmesi, onun katil olmadığı anlamına gelmez.
Once and for all, mon Colonel, it was not on the spur of the moment, it was carefully planned.
Tekrar söylüyorum, telaş falan yoktu. Cinayet planlanmıştı. - Doyle tarafından mı?
Please listen and do not ask questions for the moment.
Lütfen dinle ve şu anda soru sorma.
I have to tell you that I do not for one moment believe that two of the Top Ten could disappear without the rest of you being in on the joke.
Size söylemeliyim ki, iki ilk on üyesinin, diğerlerinin haberi olmadan bu şekilde ortalıktan kaybolmasını kesinlikle normal ve inanılır bulmuyorum.
All the same, I must ask you not to leave the island for the moment.
Yine de sizden bir süre adadan ayrılmamanızı istemek zorundayım.
I understand it's not the best moment for these things... but I want to tell you that I'm in love with you.
Tabi, böyle şeyler konuşmanın zamanı değil... Ama seni sevdiğimi söylemek istiyorum.
I thought it was best to get away with the stone as quick as I could, for I didn't know at what moment the police might not take it into their heads to search me and my room.
Beni ve odamı araştırma düşüncesinin polislerin akıllarına ne zaman geleceğini bilmediğim için yapacağım en iyi şeyin taşla birlikte mümkün olduğunca çabuk kaçmak olduğunu düşündüm.
When the sun is shining on the mountains, farmers in their rice paddies with their water buffalo, and palm trees, monkeys, birds, and even the strange insects, for a fleeting moment I'm not in a war zone at all,
"Güneş dağlarda parıldadığında," "pirinç tarlaları çiftçiler, buffalolar," " ve palmiye ağaçları, kuşlar, maymunlar, hatta garip böcekler
Let's say for the moment that you're not incompetent.
Diyelim ki tamamen ehliyetsiz değilsiniz.
Who have you got? Well, at the moment I'm trying for the London Symphony. It's not fixed.
Şu anda Londra Senfonisini deniyorum, programları yok olacak gibi.
Not exactly at this moment. But I'm always on the lookout for new blood.
Şu an için hayır ama her zaman taze kan ararım.
I won't report this to the Ambassador, for the moment, so as not to divert his attention from the mission.
Bunu, dikkatini görevden başka bir şeye çekmemek için.... şu anda Büyükelçi'ye rapor etmeyeceğim.
This mill fire will put contract signing on hold for the moment, so we must ensure that the moment, our moment, does not pass us by.
Dolayısıyla hamlemizi yapmakta geç kalmamalıyız.
not for sale 39
not for me 755
not for long 420
not forever 58
not for everyone 22
not for you 342
not for nothing 87
not for 69
not for a while 87
not for now 20
not for me 755
not for long 420
not forever 58
not for everyone 22
not for you 342
not for nothing 87
not for 69
not for a while 87
not for now 20