Not them traducir turco
23,209 traducción paralela
They want Grimms with them, not against them.
Grimmleri yanlarında istiyorlar, onlara karşı değil.
Do not let them self-evaluate.
Dediklerimi dinleyin ve sakin olun. Kendi kendilerini değerlendirmelerine izin vermeyin.
I mean... it's not like I use them to watch my neighbors.
Yani komşularımı gözetlemek için falan kullanmıyorum.
I'm not defined by either of them.
Beni ikisi de tanımlamıyor.
We do not know we do them.
Farkında olmadan onları yaparız.
Not after what's happened to them.
Bunca olan şeyden sonra hele...
But remember. I am not giving them unless you get me some sweets..
Ama unutma, senin bana getireceğin tatlılardan onlara vermeyeceğim.
Don't Worry darling. I am not going to let them take you away.
Merak etme kızım, seni almalarına izin vermeyeceğim!
But if it makes them feel good knowing it's sitting in a safe somewhere, maybe it's not such a bad thing.
Ama kasada ya da başka bir yerde saklamaları kendilerini güvende hissettiriyorsa o kadar da kötü olmayabilir.
And it doesn't matter if everybody heard them or not.
Ve herkesin duyup duymaması da değiştirmez.
I just think we should leave them a note or something explaining it.
Bence onlara not ya da açıklayıcı bir şey bırakmalıyız.
Technically, it's not the gun that kills them, it's...
Teknik olarak onları öldüren şey silah değil, bu...
The guys that I owe money to, they're not gonna stop until I pay them back.
Şu borçlandığım adamlar borcumu ödeyene kadar peşimi bırakmayacak.
Oh, do you not have them in England?
İngiltere'de yok mu onlardan?
Eddie Vedder's been asking people not to buy them.
Eddie Vedder insanlara almamalarını söylüyordu.
But the power to give me orders is not one of them.
Ama onlara emir verme gücümü değil.
I want them fixated on me, not Chase.
Bana odaklanmalarını istiyorum, Chase değil.
Of you, not of them, considering they never gave a damn about anyone else other than each other.
Senin, onlardan değil, Dikkate onlar başkasının lanet vermedim. Birbirinden dışında.
Not if you keep on top of them.
Sürekli ilgilenirsen etmiyorlar.
Oh, I agree, it should not be a crown of thorns for them to wear with pride.
Katılıyorum, gururla takacakları bir taç.. .. vermeyeceğiz onlara.
Besides, I would not give them the satisfaction.
Ayrıca, onlara bu zevki yaşatmam.
Do you not like them?
Beğenmedin mi?
Not I, but them as wanted his help with the run.
Bana değil, fakat, mal sevkiyatı için yardımını isteyenlere.
Can I afford not to press them?
Onlara rahatlamaları için para verebilir miyim?
Lin begged me not to tell them the truth.
Lin, gerçeği söylememem için yalvardı.
You expect me to believe that the NSA is surveilling them because they are not spies?
UGA'nın onları casus olmadığı için gözetlediğine, inanmamı mı bekliyorsun?
Allocate those funds to my E.R. nurses or not only will they walk out, I'll lead them.
Bu kaynağı benim acil servis hemşirelerime tahsis edelim yoksa iş bırakmalarına ben de liderlik edeceğim.
It's hard for me to get a read on someone if I'm not seeing them face to face.
Üç uzun yıl boyunca her hafta bir not aldık.
It's not like you could get them on your own.
Kendi kendine elde edecek değildin neticede.
And that's when you get caught, because whether you want to admit it to yourself or not, you were never thinking about them in first place.
İşte o zaman yakalanıyorsun. Çünkü istesen de istemesen de en başından beri onlar aklında yoktu zaten.
Well, if they're smart, they'll see it coming, and if not, I've got no sympathy for them.
Eğer zekilerse farkedeceklerdir değillerse de umrumda olmazlar.
Give them the fun of dating without the pressure of finding a happiness that... quite frankly, may not even exist.
Onlara mutluluğu bulacaksın gibi bir baskı kurmadan eğlenceli bir randevu var... Açıkçası bu olmayabilir de.
Do not make up enough points for the L.A.P.D. to run them. - I told you.
Emniyetin arama yapabilmesi için gereken noktalar yok, sana söyledim.
But not giving people another chance sometimes hurts you more than them.
Ama insanlara bir şans daha vermemek bazen onlardan çok seni incitir.
We... we are not like them!
? Biz onlar gibi değiliz.
I will not lose another child to them.
Onlara bir çocuğumu daha kurban etmeyeceğim.
Why not let us give them that extra advantage?
Bu ekstra avantajı neden onlara vermeyelim?
You thought I would have given them an answer and not talked to you about it?
Cevabımı bildirip, bu konuyu seninle konuşmayacağımı mı sanıyordun?
Give them the fun of dating without the pressure of finding a happiness that may not even exist.
Onlara hiç olmayabilen mutlulugu, bulma baskisi olmadan eglenceli bir randevu ver.
It's not nice to take advantage of them when they're all drugged up.
Kafaları güzelken onlardan yararlanmak hiç hoş değil.
Rousting them is not a budgetary priority, but sometimes when they're doing construction,
Onları oradan kaldırmak ilk öncelikleri değilmiş, ama çalışma yapılacağı zaman,
I'm not sure that was ever one of them.
Bunun onlardan biri olduğundan emin değilim.
I have two procedures scheduled this afternoon and I would very much prefer not to miss either one of them.
Bu öğleden sonrası için iki işim var ve hiçbirini kaçırmak istemem.
We're not buying that you don't know them. Are you implying that I am part of some kind
Bir suç girişiminin bir parçası olduğumu mu ima ediyorsunuz?
Maybe I'm just not ready to talk about them yet.
Belki bunları konuşmaya hazır değilimdir.
And that person will not stop until they have them.
Ve bu kişi onları ele geçirene kadar durmayacaktır.
Because the way I see it, the judge is gonna certify that my client is a member of this class because they are one whether Jack tipped me off to them or not.
Çünkü gördüğüm kadarıyla yargıç müvekkilimin toplu davaya dahil olduğunu onaylayacak çünkü Jack bana bunu fısıldamış olsa da olmasa da öyleler.
And I will not let them win.
Kazanmalarına izin vermeyeceğim.
We gotta blend in with the people of Purgatory, not scare them.
Araf halkının arasına karışmalıyız, korkutmamalıyız.
Obviously you're not short on opinions, and when you let them fly, they do make sense.
Görünüşe göre fikrini sakınmıyorsun ve savurduğunda da mantıklı oluyor.
Ah, right, and not one of them will give a fuck about you long-term'cause you're a one-contract catch in their eyes.
Tabii ya, uzun vadede hiçbir seni sikine takmayacak çünkü sen onların gözünde tek kontratlık avsın.
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
not tonight 725
not today 1108
not too shabby 64
not tomorrow 85
not this week 36
not too bright 16
not too bad 203
not to my knowledge 80
not too long ago 36
not that i know of 367
not today 1108
not too shabby 64
not tomorrow 85
not this week 36
not too bright 16
not too bad 203
not to my knowledge 80
not too long ago 36
not that i know of 367
not this time 741
not the other way around 149
not too late 30
not theirs 49
not the car 19
not that i'm aware of 114
not that much 88
not too much 153
not the same 35
not that way 143
not the other way around 149
not too late 30
not theirs 49
not the car 19
not that i'm aware of 114
not that much 88
not too much 153
not the same 35
not that way 143