The election traducir turco
2,871 traducción paralela
I fear I will not live to hear the news from England, but I do prophesy the election rights on Fortinbras.
Ama bana kalırsa Fortinbras geçecek başa. Ölümün eşiğinde benim oyum da onun.
I want to be at the adults'table like I was during the election.
Yetişkinlerin masasında oturmak istiyorum, seçimde olduğu gibi. - O günlerde işlerin nasıl olduğunu unuttun mu? - Mellie...
That was the election.
O seçimdeydi.
It is a week until the election and Lavon is neck and Waddley neck with Ruby Jeffries and you're all just sitting here like lumps when you should be handing out buttons and candy and cheer.
Seçime bir hafta kaldı, ve Lavon ve Waddley Ruby Jeffries ile kafa kafaya gidiyor, ve sizde düğme ve şeker dağıtıp neşelendirmeniz gerekirken, burada toplanmış oturuyorsunuz.
Second, I'm wrapping up the election by selecting Artie as my running mate.
İkinci olarak, Artie'yi başkan yardımcım... -... yaparak seçimleri kazanacağım.
We just lost the election.
Seçimleri kaybettik.
Not least because the document was sent right after you called the election.
Özellikle de metin siz seçime gideceğinizi açıkladıktan sonra geldiği için.
- We contacted you, but you were busy. - I interrupted the election meeting.
Daha önceden de biliyorduk ama bir seçim toplantısındaydınız.
He's threatening consultation and inquiry debates after the election.
Seçim sonrası için bir sürü tehdit savurmuş.
And now, during the election, Hank Hooper wants TGS on five nights a week, starting tonight.
Ve şimdi, Hank Hooper seçim süresince, TGS'yi bu akşamdan başlamak üzere haftanın beş günü yayında görmek istiyor.
You know if your dad's gonna win the election?
- Tagg Romney. Babanın seçimi kazanıp kazanamayacağını biliyor musun peki?
The motive for the abduction is not yet known, nor if it will affect the election campaign
Henüz ne kaçırılma olayının ardındaki neden ne de kampanyayı etkileyip etkilemeyeceği bilinmiyor.
- Will this affect the election campaign?
Teşekkür ederim. Bu durum seçim kampanyasını etkileyecek mi?
I'm sure you remember from the election.
Seçimden hatırlarsınız mutlaka.
- Actually, we don't need her, and after all the dirty tricks she pulled during the election,
Seçimdeki çirkin numaralarından sonra ona güvenemeyiz.
Cost me the South, and if I had to point fingers, I'd say it probably cost me the election.
Güney oylarını kaybettim, açık konuşmam gerekirse seçimi de kaybetmeme sebep oldu.
But, uh, the election's in two days.
Ama seçim iki gün sonra.
I lost the election.
- Seçimi kaybettim.
You know, they'll be okay after the election.
Seçimden sonra düzelecektir.
And I regret the kidnapping becoming a part of the election campaign.
Bu olay seçimin parçası haline geldiği için özür dilerim.
And should we win the election, don't expect any phone call.
Seçimi kazanırsak da boşu boşuna telefon başında bekleme.
If you disagree, you can join Mogens on the sidelines until after the election.
Benimle hemfikir değilseniz,.. ... seçim bitene dek saha kenarındaki Mogens'a katılabilirsiniz.
Jenna and her two million Twitter followers might decide the election!
Jenna ve 2 milyon Twitter takipçisi bu seçimin nasıl sonuçlanacağına karar verebilir.
Wanda, the election's far from over.
- Wanda, seçim biteli epey oluyor.
Figured I'd drop by and congratulate you on the election.
Uğrayayım da seçimi kazandığın için tebrik edeyim dedim.
I haven't had a chance to congratulate you on the election.
Seçimdeki çalışmalarından dolayı seni tebrik etmeye zaman bulamadım.
Thank you and good luck in the election.
Geldiğin için teşekkür ederim. Kampanyada da bol şans dilerim.
The ministerial car wasn't used during the election campaign.
O araba seçim kampanyasında kullanılmadı. Bunu zaten açıklamıştık.
The election didn't allow time to watch the PM's car.
Garajda duran bir arabayı gözlemek yerine yapacak başka işlerimiz vardı.
And I heard he's gonna take a shot at the mayor's office next election.
Gelecek seçimlerde başkanlığa adaylığını koyacağını duydum.
They're the same people pulling votes for us on election day.
Seçim günü bizim için oy toplayanlar, onlar.
The article said that, as a group, women did not vote for Bennett in the last election.
Makalede kadınların gruplaşıp, önceki seçimde Bennett'e oy vermediklerinden bahsediyordu.
But this election is about the future.
Ancak bu seçim tamamen gelecekle ilgili.
I have no idea what you're talking about. We worked on the general election together, and I'm not stupid.
Genel seçimde beraber çalıştık, aptal değilim.
I'm head Cheerio! , vice-Rachel of the glee club, and now I'm planning a Middle East style sham election that will install me as senior class president for life.
Cheeriosların kaptanı, Glee kulübü Rachel Yardımcısıyım ve şimdi kendimi ömür boyu son sınıflar başkanı olarak atamak için Orta Doğu usulü sahte bir seçim planlıyorum.
If the government have made errors, and the PM has lied to help his election campaign, let's find out.
Başbakan seçim kampanyası için yalan söylediyse,.. ... bunu bilmemiz gerekiyor.
Tomorrow is the most important event of this election campaign in Jutland.
Ne yapmalıyım peki? Yarın seçim kampanyasının en büyük ve en önemli yarışı.
And the last thing I need is a election year ratings spike for TGS.
Ve benim ihtiyacım olan son şey, seçim yılının TGS'nin reytinglerde sıçrama yapması.
We're in the middle of an election campaign, trouble with Zeeland, there is a financial crisis, SIS is fearing the worst.
Seçim kampanyasının ortasındayız. Zeeland'le sıkıntı yaşıyoruz,..
Just as prime minster Kamper has started his election tour of the provinces, we have received confirmation that Robert Zeuthen's 9 year old daughter has been kidnapped.
Tam Başbakan Kamper taşrada seçim kampanyasına başlamışken Robert Zeuthen'ın dokuz yaşındaki kızının kaçırıldığı doğrulandı.
The governor was 10 points ahead of president Fitzgerald six weeks before the national election.
Genel seçimden önce Vali, Başkan Fitzgerald'dan 10 puan öndeydi. - Evet, hatırlıyorum.
Different from the man who ran in that election.
O seçimde aday olan adam değil artık.
Sir, I am a deputized election monitor, and when my supervisor Barbara gets out of her aquarobics class, she will be hearing about this, if she's found the hearing aid she thinks her roommate stole.
Efendim, ben bir vekil seçim gözetmeniyim ve amirim Barbara'nın aquabik sınıfından çıktıktan sonra bundan haberi olacak. Eğer oda arkadaşının çaldığı işitme cihazını bulmuşsa.
PM Kamper and opposition leader Ussing locked horns in an election debate where the PM answered the opposition's criticism of the government, and in particular of Mogens Rank.
Başbakan Kamper'la muhalefet lideri Ussing bir seçim tartışmasında karşı karşıya geldiler. Başbakan hükümet, özellikle de Adalet Bakanı Mogens Rank hakkındaki eleştirileri yalanladı.
He just needs you because you're gonna decide the presidential election!
Sana ihtiyacı var, çünkü başkanlık seçimine sen karar vereceksin.
The first African-American president ever to be up for re-election.
Yeniden seçim için aday olan ilk siyahi başkan. Tarihsel.
Welcome to the first and only debate of the Jenna-ral election.
Jennal seçimlerin ilk ve tek münazarasına hoş geldiniz.
He rigs the voting. Every single ballot measure in favor of the pipeline won in the last election.
Son seçimde referandum sonuçlarından hep boru hattına destek çıkmış.
All right. So there we were on election night. Tight race from the second we declared.
Adaylığımızı açıklamamızdan itibaren kıran kırana bir yarış olmuştu.
"Highly susceptible to tampering." So if I had to prove that the voting machines in a particular county had been tampered with, in the GrantlReston election, for example, how would I do that?
Diyelim ki, Grant-Reston seçimlerinde oylama makinelerinin belli bir ilçede tahrif edildiğini ispatlamaya çalışıyorum.
You know we were the first... The same machines that were used in the last election are kept here?
Son seçimde kullanılan makineleri burada mı tutuyorsunuz?
election 116
elections 17
election campaign 18
the end 682
the end is near 23
the earth began to cool 83
the end justifies the means 17
the eagle has landed 25
the ending 24
the end of the world 62
elections 17
election campaign 18
the end 682
the end is near 23
the earth began to cool 83
the end justifies the means 17
the eagle has landed 25
the ending 24
the end of the world 62
the enemy of my enemy is my friend 31
the eiffel tower 27
the emperor 45
the engineer 26
the earthquake 16
the earth 70
the exorcist 20
the eyes 87
the english 33
the engine 37
the eiffel tower 27
the emperor 45
the engineer 26
the earthquake 16
the earth 70
the exorcist 20
the eyes 87
the english 33
the engine 37
the envelope 30
the entire time 23
the e 178
the evidence 36
the egg 46
the explosion 32
the eagle 29
the elevator 53
the energy 24
the enemy 72
the entire time 23
the e 178
the evidence 36
the egg 46
the explosion 32
the eagle 29
the elevator 53
the energy 24
the enemy 72