Time machine traducir turco
1,580 traducción paralela
I'd like to build a time machine, take all these lunatics, and send them back where there's no air conditioning or TV, and they can watch their loved ones die from the flu and the plague because there's no medicine, then see how they like the good old days.
Bir zaman makinesi yapmak, bu delileri almak ve onları geçmişe götürmek havalandırmanın olmadığı, ilaç yok diye grip ve vebadan sevdiklerini ölürken gördükleri sonra da eski zaman sevgilerini, görmek istiyorum.
As far as a person's diet goes, hair is like a time machine.
Bir insanın yedikleri konusunda saç, zaman makinesi gibidir.
"Let Mrs. Van De Kamp turn your oven into a time machine."
"Bırakın Bayan Van de Kamp fırınınızı zaman makinasına çevirsin".
Hadji bro..
Hacı Abi. They put me in a time machine.
I am not talking about a nuclear one but hydraulic thermic or wind power..... then we can get to the Time Machine's level eventually.
Şimdi bak nükleer demiyorum ama termik ya da hidro ya da rüzgar gücünü enerjiye döndürebilirsek, zaman makinesine kadar götürürüz abi.
Time machine.
Zaman makinesi.
My purpose was to find the time machine as soon as possible and get back to my wife and my child.
Amacım bir an evvel zaman makinesini bulup, karıma ve çocuğuma ulaşmaktı.
- What? - My time machine has been activated.
Kesinlikle öyle demez.
Time machine? I didn't know you had a time machine.
Horoz der ki :
Stewie, do you think Mort accidentally stumbled into the time machine?
Yahudi Mort.
Is my time machine not as good as your time machine? Oh, yeah.
Peki, o zaman, birkaç tuşa falan basıp onu geri getiremez misin?
Oh, no, you probably got a way better time machine.
Hayır, öylece geri dönemez.
Don't get in the DeLorean. He just told you it's a time machine.
Sana az önce onun bir zaman makinesi olduğunu söyledi.
To save her lover, she travels in a time machine to the present.
Sevgilisini kurtarmak için, zaman makinesiyle günümüze geliyor.
Science is advanced then, so they invent a time machine.
Gelecekte bilim çok gelişti, böylece bir zaman makinesi icat ettiler.
A time machine!
Zaman makinesi!
A time machine!
Bir zaman makinesi!
A man who can't even make two cups of coffee how can he ever make a time machine.
İki bardak kahveyi bile yapamayan adam zaman makinesini nasıl yapar diyorsun.
But a time machine can be made.
Ama zaman makinesi yapılabilir.
There is a time machine here.
Burada büyük bir zaman makinesi var.
Don't you know what a time machine is?
Zaman makinesinin ne olduğunu bilmiyor musun?
A time machine... using which we can go into any era.
Zaman makinesi... istediğimiz herhangi bir zamana gitmemizi sağlayan şey.
So that he can do research on the time machine.
Böylece zaman makinesi üzerinde araştırmalarını yapabiliyor.
Time machine Karan.
Zaman makinesini Karan.
Welcome to the time machine.
Zaman makinesine hoş geldiniz.
I don't know why I gave you all the access codes to the time machine.
Zaman makinesinin erişim kodlarını niye verdiysem sanki!
The time machine worked, you are a genius.
Zaman makinesi çalıştı, sen bir dâhisin.
The time machine has not worked.
Ne çalışması be!
My time machine works.
Zaman makinem çalışıyor.
Not until yesterday, but it is possible now thanks to the time machine!
Düne kadar değildi, ama artık mümkün zaman makinesi sağolsun!
That night when we came inside the time machine.
Zaman makinesini kurcaladığımız gece.
The time machine is here!
Zaman makinesi işte burada!
Dr. Khanna, who constructed the time machine in 2008!
Doktor Khanna, 2008 yılında bu makineyi yapan kişi!
If Hoshi would have acquired the time machine. He would have used it so deviously that the world would have fallen at his feet.
Eğer Hoshi zaman makinesi elde edebilseydi onu sinsi emellerine alet eder dünya onun ayakları altında olurdu.
No, time machine,
Hayır, zaman makinesini!
Time machine!
Zaman makinesi!
No, time machine.
Hayır, zaman makinesini!
Other than the time machine, which other inventions have I done?
Zaman makinesinden başka neler icat ettim?
I have time-traveled in the world's first time machine...
Dünyadaki ilk zaman makinesiyle zaman yolculuğunu yaptım.
Now Dr. Ya will handover the time machine to Dr. Hoshi!
Artık Doktor Ya zaman makinesini Doktor Hoshi'ye teslim edecek.
The time machine will leave on its own.
Zamanı makinesi otomatik olarak çalışmaya programlı.
I will tell you where the time machine is!
Zaman makinesinin yerini söyleyeceğim!
We couldn't find the time machine!
Zaman makinesini bulamadık.
It even shows how much cash is available in any machine at any one time, and that's how they know when they have to be refilled.
Hangi makinede ne kadar para olduğunu bile gösteriyor, böylece bankalar ne zaman para yükleyeceklerini biliyorlar.
I'll report at my machine at the time!
Zamanında orada olurum!
It's a time machine.
Muhtemelen seninkisi daha iyidir.
Therefore, given the fundamental priority of profit by industry, people through time will be continually layed off and replaced by machine.
Bu nedenle kâra dayalı endüstrinin öncelikleri göz önüne alındığında, insanlar sürekli işten çıkarılacak ve makinalar yerlerini alacaktır.
It would take us two, three months to repair that part of the machine, even though it's based on a sector basis, and it takes enormous time to warm up the whole sector of 3.3 kilometres, the cryogenic, so there is a lot of time issues involved.
Makinenin bozuk olan kısmı asıl sektörde olsa bile tamiri iki üç ay sürer, Cryogenic, 3,3 kilometrelik tüm sektörü çalıştırmaya çalışmak inanılmaz bir zaman sürer, böylece bir çok zaman meselesi olacaktır.
This is what this machine was designed to do, to open a window onto the time when the Higgs ruled the universe.
Bu makinenin dizayn edilmesinin nedeni budur, Higgs'in evreni yönettiğinde, zamanda bir pencere açılacaktır.
Three-time winner Machine Gun Joe.
... üç kez birincilikle Mitralyöz Joe.
Three-time winner Machine Gun Joe.
Üç birincilikle Mitralyöz Joe.
machine 144
machines 39
machine guns 30
machine gun 48
machine beeping 17
machine beeps 26
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
machines 39
machine guns 30
machine gun 48
machine beeping 17
machine beeps 26
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
time is 18
time will tell 62
time for bed 134
time to go to work 26
time to go to bed 19
time out 262
time to leave 25
time job 218
time of death 270
time to get to work 16
time continuum 62
time to get up 91
time to go to work 26
time to go to bed 19
time out 262
time to leave 25
time job 218
time of death 270
time to get to work 16
time continuum 62
time to get up 91