When they come traducir turco
2,176 traducción paralela
BUT YOU HAVE TO BE GONE WHEN THEY COME BACK.
Fakat onlar geldiğinde, gitmek zorundasın...
- You'll see them when they come back!
- Döndükleri zaman görürsünüz!
Otherwise, I'll have no way to answer them when they come to me and say that you murdered your family.
Yoksa bana geldiklerinde aileni öldürdüğünü söylemekten başka diyecek bir şeyim olmaz.
- Night is when they come!
- Ben onlardan biri değilim.
Just please keepthe drool in check when they come over later.
Lütfen daha sonra geldiklerinde etrafa salyalarını akıtma.
- Well, my grandmother is nice but I wouldn't hire her to be the first face people see when they come to my business.
- Babaannem de iyi birisi. Ama insanların iş yerime geldiklerinde gördükleri ilk kişi olmasını istemem. - Zalim olma.
Sir, you sound like the mall santas when they come back from lunch.
Efendim, yemekten dönen alışveriş merkezi Noel Baba'ları gibi konuştunuz.
Yeah, you see, I'm on the couch when they come in and ask to be alone.
Geldiklerinde koltukta beni buluyorlar ve yalnız kalmak istediklerini söylüyorlar.
We need to be ready for when they come after us.
Peşimizden düşecekleri zaman için hazır olmalıyız.
When they come into contact with a victim, they spear it.
Bir kurbana temas ettiklerinde onları saplarlar.
I will be ready for them when they come.
Geldiklerinde onları bekliyor olacağım.
I know other women, they say- - When they come to them they say, " Yeah, we're going to give you AIDS today.
Başka kadınlar tanıyorum. "Bugün size AlDS bulaştıracağız" diyorlarmış.
When they come, all we can do is run... and hope that we are fast enough.
Geldiklerinde, tüm yapabileceğimiz kaçmak ve yeterince hızlı olmayı ummak.
They all come and leave when I'm not around.
Ben yokken gelip gidiyorlar.
When they don't report in, someone will come, right?
Peki ya ölen polisler? Rapor vermedikleri zaman, birileri gelecektir, değil mi?
Well, this is where the cops'll come when they get here.
Polisler adaya geldiklerinde, gelecekleri yerin burası olduğu kesin.
How come grown-ups say they're busy when they're not doing anything?
Yetişkinler hiçbir şey yapmazken neden hep işim var derler?
I just happened to come home from school when they decided to go for it.
Yapmaya karar verdiklerinde ben de okuldan eve yeni gelmiştim.
It's troublesome when they don't come out to work for this long.
Bu kadar uzun süre işe gelmezlerse sorun olur
And-and they turn into rivers when the monsoons come.
Ve muson yağmurlarında, nehre dönüşürlermiş.
So as a kid, and I would go home and watch'em on television when they fought... and it was definitely an inspiration to me... to come out here and do it myself, and that's what I did.
Yani ben daha çocuktum ve eve gider dövüşlerini televizyondan seyrederdim ve benim için tam bir ilham kaynağı olurdu. Buraya gelip, bunu kendim başarmak. İşte yaptığım şey buydu.
Even when they let him come back... he was still a stride ahead of the pack... but that's where they started reaching'him.
Geri dönmesine izin verdiklerinde dahi yine herkesin bir adım ötesindeydi ancak diğerleri de ona yetişmeye başlamışlardı.
When they get to dollars to doughnuts, they turn around... come back down this way to drop you off when they're done.
Anlaşma sağlandığında da... Geri dönecek ve bu tarafa doğru gelecekler, İşleri bitince seni bırakacaklar.
And when they do, they don't come back.
Ve geri de gelmiyorlar.
Oh, come on. You think they're gonna tell me when?
Hadi ama, sence, bana zamanı söylerler mi?
They check I.D. when you come in.
Kimliğini kontrol ediyorlar.
When retarded people come, do they look normal for a second?
Gerizekalılar boşaldığında bir saniyeliğine normal görünüyorlar mı?
When sorrows come, they come not single spies but in battalions.
Acılar geldi mi, tek tek gelmiyor ki gözcüler gibi, tümenle geliyor derler.
So, when people come here and they have the BCG vaccine and they get the TB test, the results will almost always be a false positive.
İnsanlar buraya geldiğinde BCG aşıları varsa ve tüberküloz testi yaptırırlarsa,... sonuçlar neredeyse her zaman yanıltıcı bir pozitif olur.
When I was a defense attorney, the one thing I had to do was check out prospective clients... Look into their history, make sure they're not with holding vital information which could come back at you.
Savunma avukatı olduğum zamanlarda yapmam gereken şeylerden biri olası müvekkillerimin geçmişlerini araştırmaktı benden önemli bilgiler saklayıp başımı belaya sokmamaları için.
They don't come along every day, and when they do, you gotta snap them up and be grateful.
Böylesi her gün karşına çıkmaz. Gördün mü hemen kapacaksın ve haline şükredeceksin.
- When do they come?
- Ne zaman gelmek istiyor?
They're kind and they try, but then when I come to with piss in my pants, they stare at me like I'm from another planet.
Kibar davranıp çaba gösteriyorlar ama iş altıma etmeye gelince bana başka gezegendenmişim gibi bakıyorlar.
Call the photographers, type service and vendors and tell them all deliveries should come between 9 : 30 and 11 : 00 so the British can see lots of activity when they arrive.
Fotoğrafçıları, daktilo servisini ve satıcıları ara. Bütün teslimatlar 9.30, 10 arası yapılsın. Böylece İngilizler geldiklerinde bol bol hareket görür.
When they hear Zeus is in trouble they come to his rescue breaking his chains as the Olympians run for cover.
Zeus'un zor durumda olduğunu duyunca onu kurtarmaya gelirler Tanrı Hanedanları güvenli bir yere kaçarken onun zincirlerini kırarlar.
I can imagine the joy that must have come over the kids when they saw that their fate was not what they expected, that their fate was actually changed by the deed of the hero.
Kaderlerinin umdukları gibi sonlanmadığını, kahramanımızın kaderlerini kökünden değiştirdiğini gördüklerinde nasıl sevindiklerini tahmin edebiliyorum.
So that when the thoughts come back, you can look and you can see that they're not real.
Aklınıza o tür şeyler geldiğinde buraya bakıp gerçek olmadıklarını görebilirsiniz.
They'll come around when they come around.
Çıkmadık candan ümit kesilmez.
They come to me when they need help.
Benden yardım istiyorlardı.
Exactly, which means we don't have to go through customs, they don't search our bags when we come in from the Hague.
Bu sayede gümrükten geçmek zorunda kalmıyoruz. Lahey'den geldiğimiz zaman çantalarımızı aramıyorlar.
So, uh, so when they run out of the booze, they'll come back in and they'll have to buy more paddy's dollars.
İçkileri bittiğinde geri gelecekler ve Paddy's paralarından almaları gerekecek.
When somebody knocks, they... and then waits until the person in the room tells them to come in.
Birisi kapıya vurduğu zaman, içerideki kişi içeri girmesini söyleyene kadar beklemelidir.
" The officers are jittering, they talk like magpies far into the night, wondering when Jap counter-attack will come.
Subaylar gergindi, gece boyunca çenesi düşükler gibi, Japon karşı saldırısının ne zaman olacağını tartışıyorlardı.
Oh, when I tell that joke at work tomorrow, people... people... people are gonna be sorry they didn't come.
Yarın işte bu şakayı anlattığımda insanlar... İnsanlar gelmediklerine üzülecekler.
And not until you get, till they come really in close and when they're by the camera, then you tend to question your faith in our friends with the sticks.
Yakına doğru geldiklerinde ve kameraya yaklaştıkları ana kadar ellerinde sopayla bizi koruyan adamların yeterliliğini sorgulamıyorduk.
When birds come together to breed, and before they commit to one another, they will often perform the most remarkable displays.
Kuşlar çiftleşmek için bir araya gelip eşlerini seçmeden önce inanılmaz gösteriler sergilerler.
Fish not only come together in great shoals for defence, but at other critical times in their lives, when they're ready to spawn.
Balıklar yalnızca savunma için büyük sürüler halinde bir araya gelmezler,... aynı zamanda hayatlarının önemli dönemlerinde,... yumurtlayacakları zaman da bir araya gelirler.
So when the woman says they come long and thin, fat with veins on them, like this and like that the guy can't handle it.
Şimdi kadın, ince uzun da olur, kalın da olur, damarlı da olur şöyle de olur, böyle de olur, deyince, bizim usta dayanamıyor, birden ayağa kalkıyor.
When somebody knocks, they... and then waits until the person in the room tells them to come in.
Eğer vurduysan... Sana içeri gir denilene kadar beklemelisin.
Now, everyone used to come here, but you know... you know what it feels like when all your teeth are falling out really slowly and... you don't realize and then you noticed that they're really far apart
Eskiden herkes buraya gelirdi ama işte... Tüm dişlerin yavaşça dökülecekmiş gibi hissedersin ya hani? Sonra da fark etmeden bir de bakmışsın ki gerçekten dökülüyorlar.
When the North Men come to Kells, they'll make no distinction between young and old.
Kuzeyliler Kells'e geldiklerinde yaşlı ya da genç ayırt etmeyecekler. Bu yüzden...
when they 28
when they do 53
when they get here 22
when they say 20
they come 53
they come in 23
they come here 17
they come and go 32
they come back 19
they come to me 20
when they do 53
when they get here 22
when they say 20
they come 53
they come in 23
they come here 17
they come and go 32
they come back 19
they come to me 20
come on 167938
come 10626
come here 17944
come in 9605
comes 19
comer 25
comedy 55
comet 47
come on baby 22
come and find me 23
come 10626
come here 17944
come in 9605
comes 19
comer 25
comedy 55
comet 47
come on baby 22
come and find me 23
come downstairs 38
come on everybody 23
come to me 469
come back 2373
come with me 3958
come on let's go 25
come on man 75
come on guys 95
come with me if you want to live 21
come on in 3933
come on everybody 23
come to me 469
come back 2373
come with me 3958
come on let's go 25
come on man 75
come on guys 95
come with me if you want to live 21
come on in 3933
come on now 949
come on over 148
come one 123
come back soon 95
come on boy 27
come over here 869
come on home 31
come to daddy 102
come to my room 21
come on down 295
come on over 148
come one 123
come back soon 95
come on boy 27
come over here 869
come on home 31
come to daddy 102
come to my room 21
come on down 295