You had an accident traducir turco
204 traducción paralela
So you had an accident...
Demek kaza geçirdin.
Penny, you had an accident, but you really must try- -
Penny, bir kaza ge § irdin. Ama artlk...
A young man said you had an accident.
Genç bir adam senin kaza geçirdiğini söyledi.
You had an accident.
Bir kaza geçirdin.
- Oh, I thought you had an accident.
- Ben de başın belada sanmıştım.
I understand you had an accident.
- Kaza geçirmişsiniz.
You had an accident... in the car of a certain Mr. Kaiser.
Bir kaza geçirdin. Bay Kaiser adında birinin arabasındaydın.
Except I don't think you had an accident.
Ama bence bu bir kaza değildi.
Then I heard, you had an accident.
ben kaza yaptığınıda duydum.
My jeep and this car, we had a... You had an accident.
jeep im ve bu araba, biz bir... kaza yaptiniz.
You know, I heard... I heard you had an accident.
Bir kaza geçirdiğini duydum.
You had... You had an accident.
Sen bir kaza geçirdin.
Since you didn't come home he figured you had an accident.
Eve dönmediğin için senin kaza geçirdiğini düşündü.
I'm not surprised you had an accident.
Kaza geçirmenize şaşırmadım.
- You had an accident.
- Kaza geçirdin tatlım.
That you had an accident, or were crushed under a car or a train.
Kaza geçirdiğini,... bir arabanın veya trenin altında kaldığını düşünüyorum.
You had an accident?
Kaza mı geçirmiştin?
He was worried if you had an accident or something. When is his vacation over?
- Başınıza bir iş geldi falan diye endişelenmiş.
You had an accident on the holodeck.
Sanal güvertede bir kaza geçirdin.
It's true you had an accident, it's true you were disfigured.
Kaza geçirdiğin ve yüzünün şeklinin değiştiği doğru.
- M urdoch, do you think he's had an accident?
- Murdoch, sence bir kaza mı geçirdi? - Pek bir fikrim yok hanımefendi.
Then you wish it was an accident, and you had that policy for $ 50,000.
- Ve bir kaza sonucu olsa. Ve poliçeyle 50,000 $'ın üzerine konsan?
You don't suppose he had an accident?
Bir kazaya uğradığını düşünmüyorsundur?
* * l * m counting on you not to lose your nerve, for only you can help me. * * * * l * ve had a serious accident, but I * m not in danger at the moment,
Sadece sen bana yardım edebileceğin için, kesinlikle moralini bozmamalısın. Ciddi bir kaza geçirdim ama ölüm kalım meselesi olmasına rağmen şu an için bir tehlike yok.
No, the trouble they're going to to drive you insane makes it look as though your father's had an accident, perhaps and all they're doing is keeping quiet about it.
Haylr, seni delirtmek I § in § ektikleri zahmet babanln bir kaza ge § irmi § olabilecegini gésteriyor onlar da bu konuda sessiz kallyorlar.
You never believed your husband had an accident, did you?
No Kocanm kaza gegirdigine hig inanmadm, defiil mi?
You have had an accident.
Bir kaza geçirmişsin.
Dear lady, I feared we had created an unfortunate impression on you in view of today's accident.
Bugünkü kaza yüzünden sizde talihsiz bir izlenim bıraktığımızdan korkuyordum.
I already told you I had an accident and went back to Limoges.
Sana anlatmıştım. Kaza geçirdik ve Limoges'a döndüm.
- Do you think he's had an accident?
- Bir kaza olduğunu mu düşünüyorsunuz?
You have just had an accident.
Telaşa kapılmadan Acil numarayı çevirin!
Did you not tell Evans that you had been doing training in medical matters before the war and that you stopped the training because of an accident?
Evans'a savaş öncesinde tıp eğitimi aldığınızı ancak... bir kaza gerekçesiyle eğitimi bıraktığınızı da söylemediniz mi?
Even though I had an airtight alibi by total accident at the time of the murder, that didn't stop you.
Cinayet anında başka yerde olduğum bir rastlantı sonucu kesinleşince bile durmadınız.
You've never had an accident though.
Ama sen hiç kaza yapmadın. Bana öyle söyledin.
You've had an accident?
Bir kaza oldu?
- There was an accident yesterday, And you had a temporary memory loss.
- Dün bir kaza oldu, ve geçici olarak hafızanı kaybettin.
- Quite an accident he had. - That's what I came to see you about.
Bir kaza geldi başına - İşte size bu yüzden geldim ben de.
You've had an accident.
Kaza geçirdiniz.
You could have had them pulled off in an accident.
Bir kazada kopabilirler ama.
I was afraid you'd had an accident.
Sanıyorum kaza geçirmişsin.
You've had an accident.
Bir kaza geçirdin.
I thought you'd had an accident or something.
Kaza falan geçirdin, sandım.
You're always telling people how you're going to get them a trillion bucks if they've had an accident on the job.
Sen hep başlarına bir iş kazası geldiyse onlara nasıl bir trilyon papel alınacağını anlatırsın.
You almost had an accident.
Siz neredeyse kaza yapıyordunuz.
You just had an accident.
- Bir kaza geçirdiniz.
Yes, I know I just had an accident, you daffy bastard!
- Farkındayım, kaza geçirdim çatlak.
And you've never had an accident?
Hiç kaza olmadı mı?
You let them screw you, the car had an accident before.
Seni kazıklamalarına izin verdin. Araba önceden kaza yapmış.
You said that there had been an accident at home?
Evde bir kaza olduğunu söylediniz.
You have to be very careful when you come up to a wolf in a trap but we've never had an accident and we've captured 65 wolves for the project.
Kapana kısılmış bir kurda yaklaşırken çok dikkatli olmanız gerekir, biz bu tür bir kaza hiç yaşamadık, bugüne kadar proje için 65 kurt yakaladık.
We were just curious if you knew whether he'd had an accident or something, or died.
Kaza mı yaptı? Ya da öldü mü diye merak ediyorduk.
you had me at 66
you had me 26
you had a bad day 18
you had sex 37
you had it coming 17
you had fun 22
you had your chance 121
you had me worried 35
you had to be there 28
you had enough 29
you had me 26
you had a bad day 18
you had sex 37
you had it coming 17
you had fun 22
you had your chance 121
you had me worried 35
you had to be there 28
you had enough 29