You had it coming traducir turco
156 traducción paralela
You had it coming to you.
Böyle olacağını biliyordun.
You had it coming.
Hak etmiştin.
Well, I don't wanna gloat, but just between us, you had it coming to you.
Bundan zevk almak istemiyorum ama aramızda kalsın, bunu hak etmiştin.
- You had it coming, didn't you?
- Hak etmiştin, değil mi?
You had it coming.
Sen bunu hak ettin.
You had it coming.
Onu haketmiştin.
You had it coming. What?
- Bunun olacağını biliyordun.
You had it coming.
Bunu hak ettin.
As they say, you had it coming!
Dedikleri gibi, sen bunu hak ettin!
You had it coming to you.
Böyle olacağı belliydi ama.
You had it coming, man!
Bunu hakettin, adamım!
- You had it coming.
- Bunu hak etmiştin.
You had it coming, bill.
Başına gelecekleri biliyordun Bill.
You had it coming, you son of a bitch.
Bunu sen istedin aşağılık herif!
You had it coming.
Geliyor.
I know that sounds odd coming from a man who has brought you some of the worst. But it's the reason why Tom had to work so hard to be that for you.
Sana bu hayatta en kötü şeyleri yaşatmış bir adam böyle söyleyince tuhaf oldu ama Tom senin gözünde o konuma gelebilmek için çok çalışmak zorundaydı.
It don't look to me as though you had any right to fine a man for not coming if he can't!
Sırf gelemediği için birisine para cezası vermeye hakkın yok.
Meaning you've got an idea I might have had it coming?
Siz benim baska türlüsünü haketmedigimi mi söylüyorsunuz
Of course we would have it fixed up for you had we known sooner that you were coming but we'll take care of that right away.
Tabiki yakında geleceğinizi bildiğimiz için biraz düzenleme yapmamız gerekiyordu fakat hemen çaresine bakarız.
He had it coming, but next time will you please do it in the parking lot?
Bence bunu hak etmişti ama bir dahaki sefere kavganı dışarıda yapar mısın lütfen?
Sheila had it coming, but you went a little far.
Sheila bunu hakketmişti, ama sen de...
Since you had the bad taste to bring it up, when is the bugger coming?
Konuyu büyüttüğünden ağzın yanmışken, söyle, küçük başbelası ne zaman geliyor?
It had better be, because you're coming along.
Birlikte gitmemiz senin yararına olur.
You know, I know, everybody knows that Otter certainly had it coming.
Sen, ben, hepimiz, Susamuru'nun başına gelecekleri biliyorduk.
Are you coming? I've had it.
Geliyor musun?
Jesus, you had it built up in your head that she was coming home.
Yüce İsa, kafanda yarattın sen onun hayata dönüyor oluşunu.
That your wife told you she saw a dingo coming out of the tent, she thought it had Azeria... sorry, Azaria.
Bu gerçekten doğru mu? Karınızın size çadırdan çıkan bir dingo gördüğünü ve Azeria'yı aldığını söylediği... affedersiniz Azaria.
She called for me... Since it's for my precious Reika-chan's trial, I just had to come. What on earth are you intending by coming?
Amca ve Ran'la birlikte Sherlock Holmes hayranları turuna katıldım.
Coming to a briefing late and is it true that you had a fight with Lieutenant Rollins?
Brifinge geç kalıyorsun, ve aynı zamanda, Binbaşı Rollins ile kavga ettiğin doğru mu?
I wrote it out put it in an envelope and shoved it right up my ass ruining any chance you had of coming to my party.
Evet, yazdım, sonra zarfa koydum... ağzını kapattım, ve sonra kıçıma soktum. Benim doğum günüme gelmek için hiç şansın yok üzgünüm eski dostum Pip.
He certainly had it coming. - That's why you popped him?
Ama kesinlikle ona doğru geliyordu.
- Had it coming to you, bro.
- Bunu hak etmiştin, kardeşim.
Had worms coming out of the eyes, fungus in his hair, and it kept saying, " I love you.
Gözlerinden kurtçuklar çıkıyordu ve saçları da küf olmuştu. Ayrıca " Seni seviyorum.
I wrote it out put it in an envelope and shoved it right up my ass ruining any chance you had of coming to my party.
Bu davetiyeyi kıçıma sıkıştırarak, senin, doğum günü partime gelme ihtimalini ortadan kaldırdım. Kusura bakma, babalık.
- And coming on the heels of a month in which you have been acting anything but normal, I just find it a little odd that all of a sudden you would revert back to a hairstyle you had three years ago!
- Bir aydır normal davranmadığını düşünürsek, üç yıl önceki tarzına dönmeni biraz garip buluyorum.
We started looking in the sky, and coming in on this line... we had gone out on the fantail... was a "V" formation of twin-engine bombers coming in, and you could see the five-inch antiaircraft bursts up there by it.
"Neye ateş ediyorlar?" Gökyüzüne baktık. V formasyonunda çift motorlu bombardıman uçakları geliyordu. 12 cm'lik uçaksavar mermilerinin izlerini görebiliyordunuz.
Well, if you ask me, they had it coming.
Şey, bana sorarsan, onları üstlerine çektiler.
Although, I mean, you know, Earl had it coming.
Bununla birlikte, buna Earl yol açıyordu.
His wife and I decided you two had it coming.
Karısıyla sizin artık kaşındığınıza karar verdik.
And somehow I thought if it were coming from a 65-year - old Ph.D., you'd see it the way I had.
Ve düşündüm ki 65'lik bir profesör söylerse, teorimi benim gözümle görürdünüz.
WELL, YOU KNOW, CHERYL, I KINDA HAD IT COMING.
Aslında, Cheryl, bunun başıma geleceğini anlamalıyım.
YOU HAD TO SEE IT COMING.
- Konseri mahvettin.
You had no idea it was coming.
Ne geldiği hakkında hiçbir fikriniz yok.
I thought he had it coming. If it wasn't for the paperwork I thought you'd have to do. I wouldn't have said anything.
Eğer evrak işleri olmasaydı, ben birşey demesem de yapacaktın.
- If you ask me, the bastard had it coming.
Bana sorarsan o alçak bunu hak etmişti.
You know, maybe I had it coming, you know?
Belki de bunu hak ettim. Yaptığım kötülüklerin cezası.
Now you're all just gonna stand there and tell me that that's it, that you've given out all the passes that you had and you're not coming to my diner anymore because you don't like Brennon?
Şimdi orada durup bana bu kadar mı diyeceksiniz? Bütün toleransınızın bittiğini ve Brennon'ı sevmediğiniz için artık lokantama gelmeyeceğinizi mi söylüyorsunuz?
Well, we'll track down the hard drive he had here and ship it to you. When is your rock boy coming?
Taşçı çocuk ne zaman gelecek?
So you could tell me i had it coming?
Böyle olacağını bildiğini söyleyesin diye mi?
You see. the slivers were coming for dinner... and rumour had it that Anthony was back in town.
Görüyorsunuz Silver'lar yemeğe geliyorlardı... ve söylentiye göre Anthony kasabaya geri dönmüşdü.
I have had this thing inside of me, you know... and it just keeps coming and coming... there's no stopping it.
Bunları içimde hissediyorum.
you had me at 66
you had me 26
you had a bad day 18
you had sex 37
you had fun 22
you had your chance 121
you had me worried 35
you had to be there 28
you had enough 29
you had it 22
you had me 26
you had a bad day 18
you had sex 37
you had fun 22
you had your chance 121
you had me worried 35
you had to be there 28
you had enough 29
you had it 22