You leave traducir turco
65,464 traducción paralela
Where the fuck did you leave it?
Onu nerede bırakmıştın?
Why would you leave anything on a body that could possibly identify the victim and then, possibly, you.
Neden kurbanın üzerinde kurbanın ve muhtemelen senin kimliğini ortaya çıkaracak bir şey bırakırsın.
Can you leave this with me?
Bir bakayım olur mu?
- And when did you leave school?
- Okuldan ne zaman ayrıldın?
- Why'd you leave?
- Niye terkettin?
I can't let you leave here.
Buradan ayrılmana izin veremem.
I can't let you leave.
Gitmene izin veremem.
And every time you leave the house and shut the door, they howl like you're gone forever.
Evden çıkıp kapıyı kapattığın her seferde ise sanki geri gelmeyecekmişsin gibi havlarlar.
You leave tomorrow.
Yarın gidiyorsun.
No! Ed, I will not let you leave.
Ed, gitmene izin vermem!
Oliver, you just gonna leave him in there?
Oliver, onu orada öyle bırakacak mısın?
I'm gonna leave here, and when I get back, you don't be here!
Buradan gideceğim şimdi ve geri döndüğümde burada olma.
Well, that doesn't mean you have to leave.
Bu gitmen gerekiyor demek değil.
Were you going to leave?
Gidecek miydin ki?
Then I guess I should leave you here to think about it and wonder who I might kill while I'm gone.
O halde bırakayım burada biraz düşün. Ben de o arada kimi öldüreceğime karar vereyim.
I'm sorry, Mr. Mayor, but I'm gonna have to ask you to leave the building.
Kusura bakmayın Bay Başkan fakat binayı terk etmenizi isteyeceğim.
- You two have to leave the city.
- İkiniz şehri terk etmelisiniz.
You got to leave the city, you got to leave the state, and you can't tell me where you're going.
Şehri hatta eyaleti terk etmelisiniz... -... ve nereye gittiğinizi söylemeyin.
I mean, we can't just leave them here, you know?
Onları burada bırakamayız.
You can't leave yet, not until I deal with Renard.
Renard'la anlaşana kadar ayrılamazsınız.
I'm sorry, but I'm not gonna leave until you talk to me.
Üzgünüm ama bana anlatana kadar gitmeyeceğim.
Yeah, I was surprised he'd leave you behind like that.
Evet, seni öyle geride bırakmasına oldukça şaşırdım.
You're all free to leave.
Hepiniz gştmekte özgürsünüz.
Did you get any sense of why he did leave so suddenly?
Neden aniden işi bıraktı biliyor musunuz?
But you told her to leave?
Ona gitmesini söylemedin mi?
I'll leave you to it then.
Sana emanet o halde.
- Marion. -.. but I really think you need to leave now.
- Marion. - Bence hemen gitmen lazım.
And you know, I actually think you're right asking me to leave.
Bence gitmemi istemekte hakkın var.
I'm gonna leave now before you try and snog me.
Şimdi gidiyorum yoksa öpmeye falan kalkarsın.
Marasmus, you're to leave the area immediately.
Alandan derhal ayrılmalısınız Marasmus.
You know you can't just leave like that.
Öylece gidemeyeceğini biliyorsun.
Why don't you just leave?
Neden gitmiyorsun?
I don't think I should leave you.
Seni yalnız bırakmamam gerekiyor.
Oh, and if you could, leave your device, too.
Mümkünse telefonunu da bırak.
If you're gonna be disrespectful, I'm gonna have to ask you to leave.
Saygısızlık edeceksen gitmeni istemek zorundayım.
I think you should leave.
Bence gitmelisin.
I don't want to leave you alone.
Seni yalnız bırakmak istemiyorum.
leave, but I love you guys.
ama sizi seviyorum beyler.
And you would leave behind your 25 percent, thus giving me enough equity to compensate the boys fairly and Big Head's father would retain his 50 percent?
Yüzde yirmibeş hisseni de bırakacaksın yani. Böylece beyler arasında hakları dağıtırken daha adil davranabileceğim, ve Big Head'in babası hisselerin yarısını alabilecek.
Were you going to leave me for him?
Beni onun için terk mi ediyordun?
I'll leave you two to it.
Seni iki kişiye bırakacağım.
Why don't you just leave these bodies for the cops? Have him arrested.
Neden bu cesetleri polise götürüp onu tutuklatmıyorsun?
Leave it to dying to give you a whole new perspective on life.
Hayata karşı bambaşka bir bakış açısı kazanmak istiyorsanız ölün derim.
And I will leave you behind.
Ve seni arkamda bırakacağım.
I thought you wanted to leave this place.
Buradan gitmek istediğini sanmıştım.
So, if you're not gonna leave, I am.
Yani sen gitmiyorsan, ben giderim.
" With another, I leave you alone.
" Diğeriyle, seni yalnız bırakırım.
What matters is you need to leave Gotham.
Önemli olan Gotham'dan gitmen gerek. Hemen.
You need to leave Gotham today.
Bugün Gotham'dan gitmelisin.
You need to leave Gotham today.
Gotham'ı bugün terk etmelisin.
Lee, you can't leave.
- Lee, gidemezsin.
you leave me no choice 71
you leave me alone 34
you leave her alone 44
you leave now 23
you leave him alone 35
leave me 436
leave 1433
leaves 53
leave it here 29
leave me the fuck alone 22
you leave me alone 34
you leave her alone 44
you leave now 23
you leave him alone 35
leave me 436
leave 1433
leaves 53
leave it here 29
leave me the fuck alone 22
leave it with me 73
leave me in peace 46
leave me alone 2886
leave a message 819
leave it to me 292
leave us alone 361
leave it 1083
leave it there 89
leave it out 59
leave her 167
leave me in peace 46
leave me alone 2886
leave a message 819
leave it to me 292
leave us alone 361
leave it 1083
leave it there 89
leave it out 59
leave her 167
leave me a message 124
leave now 176
leave us 380
leave me out of this 19
leave it at that 22
leave it be 22
leave me here 38
leave it alone 263
leave that to me 73
leave here 21
leave now 176
leave us 380
leave me out of this 19
leave it at that 22
leave it be 22
leave me here 38
leave it alone 263
leave that to me 73
leave here 21