Kendimi traducir inglés
59,136 traducción paralela
Hastaneye gitmeden önceki gece kendimi hayatımın en uzun ve en yalnız hissettiğim gecesiydi.
The night before I went into the hospital was the longest and the loneliest I've ever felt in my life.
Kendimi bir gün Square Park'ta turistlerin parasını almak için satrançta hile yapan bir dolandırıcı ile oyunun ortasında buldum.
I found myself in a chess match in Washington Square Park with one of those hustlers who's been taking tourists'money for years.
Herhalde biraz fazla eğilmişim çünkü havalandırma boşluğunun tabanı çöktü ve bir anda kendimi erkekler tuvaletinde kıç üstü buldum.
I must have been leaning over too much,'cause I fell right through the drop ceiling and landed right on my ass in the middle of the men's room.
Ben buradayım. Sabahları kolay oluyor, kendimi meşgul edecek bir çok şey buluyorum.. .. ama öğle yemeğinden sonra...
Mornings are all right, I've got enough to keep me busy, but after lunch...
Bunun gibi bir başka olayla kendimi gösterirsem, orada işim hazır.
That's right. Fleet Street.
Kendimi kuru hissediyorum.
I feel dry.
Ne yani? Sen beni kirli olmakla suçlayacaksın ama ben kendimi bile savunamayacak mıyım?
What, so you're gonna accuse me of being dirty, but I-i can't defend myself?
Evet, bir de kendimi.
Yeah. And me.
Kendimi çok kötü hissettim.
I feel terrible...
Burada dikilip sana kendimi açıklamaya çalışmayacağım.
I'm not gonna stand here and explain myself to you.
Bir anda yemekte buldum kendimi.
I just got trapped into coming to this dinner.
Eğer illa bir isim verilecekse, kendimi bekar olarak tanımlarım, dul değil.
I consider myself single, not divorced, if you must brand me.
Belli ki kendimi Vanessa'ya güvenmem için ikna etmem lazımmış. ama geleceği bilmekte bir tehlike vardır.
Clearly, I needed to convince myself to trust Vanessa, but there is a danger to knowing your future.
Kendimi ansızın ailenin draması arasında buldum. Doğru kelime bu mudur?
I unexpectedly found myself...
Kendimi boşaltıyorum.
I'm discharging myself.
Aramızda bir şey yaşanmadı ve bu da kendimi iyi hissettirdi.
Uh, the point is we didn't do anything, and I feel really good about that.
Bu şok yüzünden kendimi öldürmek istiyorum! "
I wanna fucking kill myself from the shock! "
Ama evet, kendimi günlük gelişmelerden haberdar ediyordum.
But, yes, I've been keeping myself abreast of what they've been doing on a day-to-day basis.
Kendimi kurtarmak için bile.
Not even to save myself.
Sana böyle yattığım yerden akıl verince kendimi anne gibi hissettim.
I feel very mummish right now, giving you advice from my bed like this.
Sevgili X... Bana kendimi özel hissettirdin.
Dear X you made me feel special.
Neyse, kendimi iyi hissettirmiyordu, o yüzden...
Anyway, it wasn't making me feel good about myself, so...
Evden çalışmayı seviyorum, baban da artık daha meşgul o yüzden kendimi biraz geriye çekebilirim.
I just really like working from home and your dad's busier than ever, so I can afford to take my foot off the pedal a bit.
Kendimi çok rahatsız hissettim.
It was making me uncomfortable.
Ben biraz dengesizdim, o da öyle, ve..... elimi onun dizine koydum, kendimi dengede tutmak için.
I was a bit unsteady and so was he, and... I put my hand on his knee, just to steady myself.
Bana kendimi...
He made me feel...
Sen bana kendimi önemli hissettirdin.
You made me feel important.
Kendimi eğittim sayılır.
I sort of taught myself.
Sadece size kendimi tanıtıp muhite hoş geldiniz demek istedim.
Thought I'd introduce myself and welcome you to the neighborhood.
Bir gece o uyurken elini tuttum ve kendimi çizdim.
So one night, while he was sleeping, I took his hand and scratched myself.
Ama dizim iyiye gidiyor ve rejisörüm diyor ki... Kendimi toparladığım an benim için bir yer ayarlayacakmış, yani...
But my knee's getting better, and my company director says he'll have a place for me as soon as I get my act together, so...
Gerçi kendimi savunursam öyle uzun süredir besinsiz yaşıyordum ki şimdi gerçekten yemek yiyince böyle çılgın bir enerji artışı oldu.
In my defense, though, I've been running on empty for so long that when I actually eat now, I get this crazy burst of energy.
Annem beni oraya götürdü, yani aç kaldığım için kendimi boktan hissedeyim diye.
- No. My mother took me there to make me feel shitty, you know, about starving.
- Bu inanılmaz. - Gerçekten öyle. kendimi çok şanslı ve iyi hissediyorum ve bunu yaptığım için çok mutluyum.
I feel so blessed and so good and just so happy to be doing this and I'm hoping that I can be a role model for other people and not be pushy about it.
Bunu yaparak vücudumu dokuz yıl korudum. Size söyleyebileceğim tek şey, kendimi iyi hissetmeye devam ettiğim ve çok daha iyi hissettiğimdir.
All I can tell you is that I felt and I continue to feel better than I ever felt before.
Birçok insan gibi ben de, diyetimi değiştirmemek için bahaneler arıyordum ama bir kez değiştirince kendimi özgür hissettim.
[Kip] Like so many people, I was looking for excuses not to change my diet. But, once I finally did, I felt liberated.
Kendimi yine tam hissediyordum.
Connected to a greater sense of what true health is.
Bu yaşta kendimi bu kadar iyi hissedebileceğim hiç aklıma gelmezdi.
I never thought that I could feel this good at this age. And I just want everybody to feel this way.
Nerdeyse 50 yaşındayım, ama kendimi 20 yaşında hissediyorum. Aslında hiçbir şeyin tadı, sağlıklı olmak kadar güzel değil.
Nothing tastes as good as healthy feels, basically.
Kendimi kesip çoğunu öldürürdüm.
Cut myself, killed the lot.
Kendimi öldürtmeyeceğim.
I am not getting myself killed.
Siz, karnınızı doyurun diye öldürtmüyorum kendimi.
_
Kendimi kirletiyorum burada.
I'm soiling myself here, just so you know.
Kendimi iyi hissetmiyorum.
I don't feel well.
Kendimi koruyorum!
I'm protecting myself!
Bana kendimi olduğumdan daha büyük bir aptal gibi hissettirme.
Don't make me feel like a bigger fool than I already do.
Kendi kendime böyle söylüyorum çünkü belki o zaman buna inanmaya ve kendimi kötü hissetmeye başlayabilirim.
I say that to myself so that maybe I'll start to believe it and feel bad.
Çünkü şu an itiraf ediyorum ki, kendimi o kadar da kötü hissetmiyorum.
Because I'll admit, right now, I don't feel that bad.
Kendimi iyi hissetmiyorum.
I'm just not feeling very well.
Sadece kendimi normal hissetmem gerekti.
I just needed to feel... normal.
Bana kendimi hatırlatıyor.
She reminds me of me.
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendimizi 18
kendimi iyi hissediyorum 81
kendimi pek iyi hissetmiyorum 40
kendimi kaybettim 48
kendimi kaybediyorum 18
kendimi harika hissediyorum 28
kendimi çok iyi hissediyorum 48
kendimi berbat hissediyorum 37
kendimi tutamadım 34
kendimizi 18
kendimi iyi hissediyorum 81
kendimi pek iyi hissetmiyorum 40
kendimi kaybettim 48
kendimi kaybediyorum 18
kendimi harika hissediyorum 28
kendimi çok iyi hissediyorum 48
kendimi berbat hissediyorum 37
kendimi tutamadım 34
kendimi sorumlu hissediyorum 17
kendimi tanıtayım 40
kendimi daha iyi hissediyorum 38
kendimi çok daha iyi hissediyorum 18
kendimi çok kötü hissediyorum 52
kendimi aptal gibi hissediyorum 46
kendimi öldüreceğim 45
kendimi kötü hissediyorum 52
kendimi tutamıyorum 23
kendimi öldürürüm 30
kendimi tanıtayım 40
kendimi daha iyi hissediyorum 38
kendimi çok daha iyi hissediyorum 18
kendimi çok kötü hissediyorum 52
kendimi aptal gibi hissediyorum 46
kendimi öldüreceğim 45
kendimi kötü hissediyorum 52
kendimi tutamıyorum 23
kendimi öldürürüm 30
kendimizi kandırmayalım 26
kendimi suçluyorum 26
kendimi suçlu hissediyorum 34
kendimi tanıtmama izin verin 52
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendine gel 419
kendisi 191
kendimi suçluyorum 26
kendimi suçlu hissediyorum 34
kendimi tanıtmama izin verin 52
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendim 56
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendisine 42
kendisini 27
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendim 56
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendisine 42
kendisini 27