English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ç ] / Çok uzun zaman

Çok uzun zaman traducir inglés

4,478 traducción paralela
Percy'deki son cinayet çok uzun zaman önce işlenmişti.
The last murder in Percy was a long time ago.
Nedenleri vardı ama babası öleli çok uzun zaman olmuştu.
Well, he had his triggers. But his father's been dead a long time.
Çok uzun zaman geçti.
Well, it's been ages. How are you doing?
- Çok uzun zaman geçti, değil mi?
- It's been a long time, huh?
- Çok uzun zaman oldu.
- My, it's been a long time.
Ama çok çok uzun zaman önceydi bu.
But that was years and years ago.
Çok uzun zaman önceydi.
It was a long time ago.
Ve dünüm bundan çok uzun zaman önceydi.
No, you got me.
Bu işi ayarlamak çok uzun zamanımı aldı.
It took me a long time to work this up.
- Çok uzun zaman oldu.
It had been too long.
Çok uzun zaman önce.
A long time ago.
Ama siz merak etmeyin, çok uzun zaman önce başlamıştım!
- But don't worry. I started a very long time ago.
Lütfen. - Çok uzun zaman oldu.
- Oh, it... it's been a long time.
Bunu bir erkeğe söylemeyeli çok uzun zaman oldu ama ben de senden azıcık hoşlanıyorum.
Well, I haven't said this to a man in a very long time, but I like you a little bit.
Henry aramızı açmak için çok uzun zaman önceki bir davadaki rastgele bir ayrıntıya bel bağlıyor resmen.
Henry is grasping at some random detail from a long ago case to wedge between us.
Bunu çok uzun zaman önce bitirmeliydin.
You should have shut this down a long time ago.
- Çok uzun zaman olmuştu.
- It's been a long time.
Milyonlarca parçaya ayırdım bile. Çok uzun zaman evvel.
I smashed it into a millions bits... a long time ago.
Çok uzun zaman evvel oldu.
Well... That happened a long time ago.
Çok uzun zaman birlikte olduğumuzdan seviyorum ama bazen ondan beni konsere götürmesini ya da güzel bir şey yapmasını istiyorum.
I love him because we've been together for a long time, but sometimes I want him to... take me to a concert, or something weird.
Ben bu anı, uzun ama çok uzun zamandır bekliyorum ve artık zamanı geldi.
I've been waiting for this moment for a long, long time, and it's finally here.
- Uzun, çok uzun zaman önce... - Evet. ... çok kuvvetli bir önder vardı.
A long, long time ago.... * * *... a rugged pioneer named...
Ben şansımı çok uzun zaman önce kaçırdım.
I-I-I blew it with her a long time ago.
Bir keresinde amcam mısır tarlasına gidip beynini uçurdu ama çok uzun zaman önceydi ve annem bu konuda konuşmamıza izin vermiyor.
Well, my Uncle went into a cornfield and blew his brains out, but that was a long time ago, and my mom says we're not allowed to talk about it.
Evet, kaybetmesi çok uzun zaman süren biri.
Yeah, someone who's taking a long time to lose.
M.I.6. çok uzun zaman önceydi ve o günleri tekrar yaşamak arzusunda değilim.
M.I.6. was a long time ago, and I have no desire to re-live my service.
Çok uzun zaman oldu, Daniel.
It's been a long time, Daniel.
O da çok uzun zaman önceydi.
That was so very long ago.
Böyle ilginç bir fikir duyalı çok uzun zaman olmuştu.
It's been so long since I've heard such a fresh concept...
Nereye gittiğini görmeden yaşamak için çok uzun zaman.
Long time to live, not to get to see where you're going.
Ama çok uzun zaman önce olduğuna göre neden bu kadar endişelendiğini anlamadım.
Wow. But if it was that long ago, I don't see why you're so concerned.
Çok uzun zaman önceydi, tatlım.
That was a long time ago, baby.
Lynly, çok uzun zaman sonra bir ara yeniden çalışırız, tamam mı?
Um, Lynly, you and I will reschedule for sometime in the distant future, okay?
Umarım çok uzun zaman olmaz.
Not too distant, I hope.
Ama kalp güçlüdür ve umudunu kaybetmesi çok uzun zaman alır.
But the heart is strong and it takes a long time to give up hope.
O hastalığa bir isim bulmamızdan çok uzun zaman önceydi.
It was long before we had a name.
Çok uzun zaman önce.
Long time ago.
Çok uzun zaman önce ayrıldık.
We broke up a long time ago.
Cennetin Kralligi'na giris bileti almak için çok da uzun bir zaman degil. O krallik sonsuza dek sürer. Amin.
And that's not a lot of time to get your ticket to the Kingdom of Heaven, which is forever and ever, amen.
Çok uzun bir zaman boyunca seninle birlikte olacağız.
You and I are gonna be together for a very long time.
Bu örnekte, çok uzun bir zaman dilimi söz konusudur.
In this case, it means a huge, huge expanse of time.
Castle, seksi bir kıyafet giymemin sende hızlı bir tepki yaratması çok da uzun zaman önce değildi.
You know, Castle, it wasn't too long ago when me wearing a sexy outfit would get... an immediate response from you.
Çok uzun bir zaman önce...
A very long time ago...
Bana çok uzun bir zaman önceymiş gibi gelmedi nedense.
It didn't seem like it was a long-term thing.
Sanırım bunun nedeni basının Peter'in bir aile babası olarak geçmişte yaptığı hatalarla daha çok ilgilenmeleri,... ki bunlar Mike Kresteva'nın mevcutlarından uzun zaman önce telafi edilmiştir.
I think it's because the press has been more interested in Peter's past failings as a family man, for which he has long since atoned, than they are in Mike Kresteva's present ones.
Söylemeliyim ki bunu duyduğumuza çok sevindik çünkü ekibim az önce, uzun zaman önceki gizli bir hamileliğin doğruluğunu onayladı.
Well, I have to say, I'm so happy to hear that, because my team has just independently confirmed a tip that we received about a long-secret pregnancy...
Bu çok uzun bir zaman alabilir.
This could take a very long time.
Ben, Fitch ve ben çok özel bir gece planladık. Ve "özel bir gece" geçirmeyeli çok uzun bir zaman oldu.
Ben, Fitch and I have a very special night planned, and it has been a long time since I've had- - a special night.
Baba lütfen, çok uzun zaman oldu.
And it's all gone.
Her zaman çok uzun sürüyor.
You take too much every time.
Uzun zaman evvel bu topraklarda çok korkunç bir kaza yaşanmış.
Long ago, there was a terrible accident.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]