Bağışlayın beni traducir español
1,215 traducción paralela
Bağışlayın beni lütfen, Yüzbaşım. Edepsizlik yapmışsam, herkesten özür dilemeye hazırım.
Excúseme, capitán, estoy dispuesto a pedir perdón si he faltado a mis obligaciones.
Bağışlayın beni.
Disculpadme.
Bağışlayın beni. Öldürmeyin
Si puede perdonarme, no me mate.
- Bağışlayın beni! Size küçük bir şey sormama izin vermenizi istiyorum.
- Perdóneme... pero he de someterle a un interrogatorio...
Bağışlayın beni Peder, günah işledim.
Perdóname, padre, porque he pecado.
Bağışlayın beni. Dördüncü sınıflar nerede söyleyebilir misiniz?
Discúlpeme, ¿ puede decirme donde están los de 4 años?
Bağışlayın beni.
Perdóneme.
- Bağışlayın beni lordum. - Hayır.
- Perdóneme, Señor.
Geç geldiğim için bağışlayın beni.
Perdone que venga tan tarde.
Beni bağışlayın Daha önce hiç size benzeyen birini görmedim.
Es la primera vez que veo a alguien como usted.
Bu kadar dobra konuştuğum için beni bağışlayın.
Perdone que le hable con tanta brusquedad.
Beni bağışlayın, hangi hanımlar bunlar?
Disculpe, ¿ qué chicas?
Lütfen beni bağışlayın.
Por favor, perdonadme.
Beni bağışlayın, herşey için teşekkür ederim.
Usted perdone, don Dimas. - Y gracias por todo.
Öncelikle, son görüşmemizdeki davranışımdan ötürü beni bağışlayın
Antes de nada le ruego me disculpe por mi comportamiento en nuestra última entrevista.
Kalbinizi kırdıysam beni bağışlayın.
Si he hecho algo malo, lo siento.
Lütfen beni bağışlayın.
Por favor, perdóneme.
Beni bağışlayın, Monsenyör Caldana, ama bugün birçok şeyin değiştiğini size hatırlatmak isterim.
Perdone, Monseñor Caldana, con su permiso querría recordarle que muchas cosas están hoy cambiando.
Lütfen beni bağışlayın, Bayan Grunemann, ama sormak zorundayım.
Perdone, Sra. Gruneman, pero debo preguntarle.
Bütün dostlarım beni bağışlayın sizinleyim bu yüzden ağlamayın.
Perdónenme también todos mis amigos Estoy con ustedes Así que no lloren
Lütfen beni bağışlayın Bayan...?
Ni siquiera sé su nombre.
Lütfen beni bağışlayın.
DiscúIpenme.
Beni bağışlayın.
Perdón.
Beni bağışlayın, amacım, bilirsiniz, piyanonuzu kullanmak değildi, fakat bu şeye dayanamıyorum.
Perdón. No era mi intención usar su piano pero es que no pude resistirme.
Beni bağışlayın.
- Disculpe.
Merhamet dilenip "Beni öldürmeyin, canımı bağışlayın!" demeyecektir.
¿ Qué tengo que hacer para suplicar por su vida?
- Yanılmışım. Beni bağışlayın.
- Me equivoqué.
Beni bağışlayın.
Perdón. Perdón, perdón, Su...
Beni bağışlayın.
Perdóname.
Artık ait olmadığım bu şehirde, bu yaşamı terk ettiğim için beni bağışlayın.
Siento dejar la vida en una ciudad que ya no es mi hogar.
Bağışlayın beni,
Me disculpo.
- Lütfen beni bağışlayın. - Yapamam.
Perdonadme por favor...
Beni bağışlayın.
N... no me matéis...
Ben kendim içki içmem, bu nedenle eğer aptal görünüyorsam, beni bağışlayın, fakat...
Yo no bebo, así que perdone si suena estúpido, pero...
Hayır, özür dilerim. Beni bağışlayın, fakat, bilirsiniz ya, benim işimde ifadeleri okumayı öğrenmemiz gerekir.
- Disculpe pero en mi profesión aprendemos a leer los gestos.
Beni bağışlayın.
Perdóneme.
Bu zalim gülüş için beni bağışlayın.
Perdóname esta risa cruel.
Oh, beni bağışlayın efendim.
Perdonadme.
Ah, hanımefendi. Beni bağışlayın, ama sizin gibi hoş bir bayan için atış yapmak büyük bir onur.
Señorita Marian, perdonadme, pero será un gran honor competir por conseguir un favor de tal hermosa dama.
Sana şunu söyleyeyim, Peter..... biraz fazla açık sözlü olursam lütfen beni bağışlayın,..... ama Peter bunu hak etti ve biraz bilgiye ihtiyacı var.
Te diré una cosa, Peter... Por favor, perdonad, si soy demasiado franca... pero Peter incita a la verdad... y, tal vez, necesita estar mejor informado.
Beni bağışlayın...
Perdóname.
Beni bağışlayın, Lady Durward ile yan yana durduğumu bilmiyordum.
Disculpadme, no sabía que erais Milady Durward.
Ne olur beni bağışlayın, hanımefendi.
Le ruego me disculpe, señora.
Beni bağışlayın.
- Señorita... - Discúlpeme.
Oh, ve lütfen... Lütfen, araştırmanızı kestiğim için beni bağışlayın.
Perdóneme si he retrasado su investigación.
Sizi dikkate almadığım için beni bağışlayın.
Ahórrese su ironía.
Siz Sör Richard ve Leydi Morris'siniz. Beni bağışlayın.
Son Sir Richard y Lady Morris, les pido mis disculpas.
Lütfen beni bağışlayın.
Me voy a ir, si nole importa.
Lütfen beni bağışlayın.
Perdone, por favor.
Beni bağışlayın ama gerçekten silah taşıyor musunuz?
Perdone... ¿ pero realmente lleva una pistola?
Komiser, beni bağışlayın, kestiğim için.
Teniente, perdone que lo interrumpa.
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21