English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Başka biri yok

Başka biri yok traducir español

309 traducción paralela
Neden mi hayatımda başka biri yok?
¿ Por qué no hay otro hombre en mi vida?
Çocukları ve karısı olmayan başka biri yok mu?
¿ No hay nadie mas que no tenga una mujer e hijos?
Burada başka biri yok, efendim.
- Nadie más, Su Gracia.
Başka biri yok.
Ya no queda nadie.
Başka biri yok.
Ya no queda nadie más.
Seni buna bulaştırmamın doğru olmadığını biliyorum ama yardımını isteyebileceğim başka biri yok. Kimsem yok!
- Sé que no es justo que te meta, pero no tengo a nadie a quien recurrir, a nadier.
Başka biri yok.
No hay nadie más.
Sanırım elinde başka biri yok, değil mi?
¿ Supongo que no hay nadie por aquí?
- Başka biri yok!
- ¡ No hay otro!
Başka biri yok. - Haydi, odana gidip konuşalım.
- Vayamos a tu habitación a conversar.
Başka biri yok. Başka şans yok.
No puede ser, no hay oportunidad.
Hayır, benim aklımda veya kalbimde olan başka biri yok.
No, no hay nadie más en mi corazón.
Baban da biliyor ki seninle evlenmeye daha çok layık olan başka biri yok.
Él sabe que no hay otro mejor para casarse contigo- -
Sadece sen ve ben, başka biri yok.
Solo tú y yo, nadie más.
Ama ne yazık ki, bunu isteyebileceğimiz başka biri yok.
Pero, desgraciadamente, no podemos pedírselo a nadie más.
Demek istediğim... başka biri yok, bunların hepsi senin kafanda.
Quiero decir,... No hay nadie más, sólo están en tu cabeza.
Benden başka biri yok, öyle değil mi?
¿ Soy el único hombre en tu vida... o hay alguien más?
Başka biri yok ki. Bu kadarız...
No hay nadie más, apenas nosotros.
Lise olamaz. Tanıdığım başka biri yok.
¡ No uno que conozco de vista!
Senin gidip sayıp dökeceğin başka biri yok mu?
¿ No debes ir a un ensayo de "Viva la Gente"?
Başka biri yok mu demek istemiştim. Son zamanlarda hayal gücümüz biraz zayıf galiba değil mi?
Un poco literal últimamente, ¿ no?
Yardım edecek başka biri yok muydu?
¿ Nadie más podía ayudar?
Burada başka biri yok!
¡ No hay nadie más!
Anladım. Basın bürosundan olan başka biri yok mu?
Entiendo... ¿ Y no hay nadie más disponible, en la oficina de prensa?
Neye dönüştüğümü ve insanlara nasıl davrandığımı düşününce gidebileceğim başka biri yok.
Por lo que me he convertido y cómo he tratado a todos sólo puedo acudir a ti.
Ronald'dan bilgi almaya geldin... çünkü canavarı Ronald kadar iyi tanıyan başka biri yok.
Así que has venido a preguntarle a ronald porque... nadie conoce a Ia fiera como ronald.
Başka biri yok?
¿ Hay otra mujer?
Hayatımda başka biri yok.
No estoy viendo a otra.
Başka biri yok.
No hay ningún hombre.
Özleyeceğin başka biri yok mu?
¿ No extrañarás a nadie más?
Ben hayatta olduğum müddetçe, başka biri yok.
Sólo puede haber una y mientras yo viva no podrá haber otra.
- Başka biri yok.
- Claro que no.
Senden başka sırrımı paylaşmak istediğim biri yok.
No hay nadie en el mundo en quien confíe más...
Sana şunu diyeyim, Larry Kinkaid'i her kim öldürdüyse, 6 ay boyunca aklımızı o kanun oyunlarınla karıştırman ve sonra da onu Davies ya da sızlanan başka biri, kötü bir kalbi yok dedi diye serbest bırakman için buraya gelmeyecek.
Se lo digo, el que mató a Larry Kinkaid no regresará aquí para que Ud... nos confunda con sus artimañas legales durante 6 meses... y luego lo deje libre porque Davies, o cualquier otra viejita plañidera... alegue que tiene un corazón bueno.
Benim beş bin dolarım yok. Bu parayı alabileceğim başka biri de yok. Polise gidip onlara ne istersen anlatabilirsin.
No tengo 5.000 dólares y no hay ningún otro tipo, así que puede ir a la policía... y decir lo que le plazca.
Kasabada vurmak istedikleri başka biri yok.
Sólo le dispararon a él.
Bu sensin Robert, en azından senden başka tanıdığım böyle biri yok.
Eres tú, Robert. Al menos no hay otro que yo conozca.
Ah, sorun yok anne, önceden başka bir randevum olduğunu söyledim, ama yanlıca gerçekten olduğu için. Hoş biri gerçekten.
Le he dicho que tenía otra cita, y así es, pero es buen chico.
Ama kör olduğum için eğer biri bana birden saldırırsa kılıcımı kınından çıkarmaktan başka bir şansım yok.
Pero al ser ciego cuando alguien se abalanza sobre mí no tengo más remedio que sacar la espada.
Evet, başka bir insan yaratan ya da onu baştan düzenleyen veya ona aşık olan ya da onun tarafından yok edilen biri.
Alguien que crea o rehace a otro ser humano y se enamora de él, o éste le destruye.
Burke sık sık buraya geliyor, çünkü... yalnız biri. Yapacak başka işi yok.
Burke viene tanto por aquí porque está muy solo.
He Bey! Sizden başka konuşacağım biri yok!
Señor He, no me quedó otra opción.
Sonra başka biri öteki bacağını da yok ediverir.
No, jalan tu pierna, Neville. Alguien jalará tu pierna.
Timicin, gezegeni senden başka kurtarabilecek biri yok gibi.
Timicin, no hay nadie más capacitado para salvar vuestro planeta que tú.
Dünyada senden başka satın alınabilecek biri yok mu sanıyorsun?
¿ Crees ser la única persona a quien han comprado?
Senin hiç düzgün arkadaşın yok mu? Beyzbol'da veya başka birşey de ünlü olmuş biri?
¿ No tienes amigos más distinguidos,... algún jugador famoso, por ejemplo?
Bunun benim için ya da başka biri için beş kuruşluk önemi yok.
No significa nada para mí ni para nadie en el mundo.
- Hayır, başka biri falan yok.
- No, no hay nadie más.
Ne senin ne de başka biri için olay falan çıkartacağım yok.
No voy a hacer problemas ni por ti ni por nadie más.
Bu ödülü kendi emeğimle kazandım o yüzden kendimden başka teşekkür edebileceğim biri yok.
Verás, Conseguí el premio con trabajo duro, así que no hay nadie a quien agradecer nada excepto a mí mismo.
Başka biri olmana gerek yok.
No tienes que ser otra persona.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]