English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Ben acıktım

Ben acıktım traducir español

554 traducción paralela
Ben acıktım.
Tengo hambre.
Ben acıktım.
Yo tengo hambre.
- Hey, ben acıktım.
- Tengo hambre.
Anne, ben acıktım.
- Mama, teta
Hem gecikti hem de ben acıktım.
Se hace tarde y tengo hambre.
Ben acıktım. Sen acıkmadın mı?
Tengo hambre. ¿ Tú no?
- Ben acıktım.
Me muero de hambre.
Pekala, Ben acıktım.
Bueno, tengo hambre.
Ben acıktım!
¡ Tengo hambre!
Ben acıktım. Mutfağa getir.
Estoy hambriento.
- Ben acıktım ve susadım.
Tengo sed.
Biliyor musun, ben acıktım.
Sabe, tengo hambre.
Adamım, ben acıktım.
el I'm hambriento. Tripule, I'm hambriento.
Adamım, ben acıktım.
Tripule, I'm hambriento.
- Ben acıktım.
- Tengo hambre.
İyi, ben acıktım.
- Essen está bien.
Ben acıktım. Ya sen?
Tengo hambre. ¿ Y tú?
Hey, Kermit, ben acıktım.
Gustavo, tengo hambre.
Ben acıktım.
Yo sí que tengo.
- Ben acıktım!
- ¡ Tengo hambre!
- Ama, Eddie, ben acıktım. Gitmek istiyorum!
- Pero, Eddie, tengo hambre. ¡ Quiero irme!
Ben acıktım, onun için kendime akşam yemeği hazırladım.
Tenía hambre y me hice de cenar.
"Kapıyı açık bırakmıştım ~ hayır, ben ~" "~ pencereler açıktı ~ hayır, sanırım onlar olmalı ~" "Kocamın geri döndüğünü hiç duymadım."
Dejé la puerta abierta... no, yo las ventanas estaban abiertas...
Acıktım ben, Mackie.
Tengo hambre, Mackie.
- Ben de bundan korkuyordum. - Acıktım.
Me entra hambre.
Yiyecek birşey yok mu? Acıktım ben.
¿ Hay algo de comer?
Ben de çok acıktım bunun için artık bir hatırlatıcıya ihtiyacım var.
Solo hacía falta que me recordaran que tenía hambre.
- Ben çıkmak üzereyken açıktı, ben de kapadım.
Está conectado. Lo he apagado al salir.
- Anne, ben çok acıktım.
- Madre, tengo hambre.
Ben çok acıktım.
¡ Tengo tanta hambre!
Ben acıktım.
- General, tengo hambre.
Ben çok acıktım. Hmm.
Yo me muero de hambre.
- Anne, ben acıktım.
Mamá, tengo hamb...
Ben çok acıktım.
Me muero de hambre.
Ben de acıktım.
Tengo hambre.
Ben de bıktım ve yorgunum. Kendine acıyıp duran bir kocadan.
Yo estoy cansada y harta de un marido que vive en una especie de autocompasión permanente.
- Ben de acıktım.
- Yo también tengo hambre.
- Ama ben şimdi acıktım, Senorita.
- Quizás, pero tenemos hambre ahora.
Ben de istiyorum, acıktım!
- Yo también quiero. - No tendrás ninguno.
Ben biraz acıktım. Sen?
Tengo apetito. ¿ Y tú?
Ben çok acıktım.
Tengo hambre.
Ben çok acıktım.
Tengo mucha hambre.
Çocuklar, biliyor musunuz, ben fil gibi acıktım.
Tengo más hambre que un elefante.
Kapı açıktı, fakat ben yine de anahtarı yere bıraktım, söylediğin gibi.
La puerta estaba abierta, pero dejé la llave en el suelo, tal como me dijo.
Çok naziksiniz, ama adamlarım açıkta yaşamaya alışıktır ve ben de öyle.
Muy amable, pero mis hombres están hechos a otro tipo de vida y yo también.
Ben sadece bir mesajcıyım. Umarım, bu senin için açıktır.
Yo solo soy el mensajero Eso debe ser obvio para usted.
Ben de acıktım.
¡ Yo también tengo hambre!
Sizi bilmem ama ben çok acıktım.
No sé ustedes, pero yo me muero de hambre.
Çünkü ben epey acıktım.
Yo sí.
Ben biraz acıktım.
Tengo un poco de hambre.
Aç mısın? Ben açıktım.
¿ Tienes hambre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]