Ben yokken traducir español
1,482 traducción paralela
Ben yokken, bu kadar yakınlaşmanız ne güzel.
Es bueno ver que ustedes dos se han relacionado mientras yo no estaba.
O yüzden ben yokken daha çok bile çalışıyorlar.
Trabajan más cuando no estoy aquí.
Ben yokken başkalarını mıncıkladın mı?
¿ Te has besado con alguien mientras no estaba?
Ben yokken dairede ne yaptın?
¿ Qué hiciste en el apartamento cuando me fui?
Ben yokken başka bir şey oldu mu?
¿ Ha pasado algo más desde que me fui?
Şimdi ben yokken şehrime göz kulak ol tamam mı?
Ahora... Vigila la ciudad por mí, mientras yo no estoy, ¿ Bien?
Bana ben yokken telefonlara bakacak biri gerek.
Necesito alguien que responda el teléfono mientras no estoy.
Ve ben yokken dilden öpüşme yok kızlar.
Y nada de compartir lenguas mientras no estoy, chicas.
Eyvah! Ben yokken atılmadın ya?
¿ No me digas que te despidieron en mi ausencia?
Bu odayı ben yokken kullanabilirsin.
Aquí no se entra si yo no estoy.
Eğer ben yokken o adam kaçmaya çalışırsa onu yakalayıp burada tutabilirsiniz.
Si no estoy y trata de escaparse, lo pueden atrapar, cierto?
Ben yokken dükkân batmasın diye.
Me he ido. Tengo que asegurarme de que mi tienda no está ardiendo.
Ben yokken neler yaptın?
¿ Puedo preguntarte cómo has estado?
- Hayır, arabanın yanında kalmanı istiyorum, ben yokken... - Eve yürüyeceğim, tamam mı?
Me voy a casa caminando.
Bu senin sorunun Charles. Benim sorunum, ben yokken işlerle ilgileneceğinden emin olmak.
Es tu problema, Charles, mi problema es asegurarme de que cuides bien las cosas mientras me voy.
Ben yokken Kirsten'in daha rahat konuşabileceğini söyledi.
Dijo que sería más franca si yo no estuviera presente.
Neden ben yokken 2. bölümü okumuyorsunuz?
? Por qué no leen el capítulo dos mientras no estoy?
Ben yokken içeri giren oluyor mu?
¿ Viene gente mientras yo estoy lejos?
Akıl edemiyor musun, durmadan o kapıyı çalman, ben yokken salaklık.
¿ Se te ocurre al golpear repetidamente en la maldita pared que o no estoy...
Ben yokken yaramazlık ettin mi?
¿ Fuiste malo mientras no estaba?
Ben yokken kimse öldü mü?
¿ Alguien murió mientras no estuve?
Ben yokken de böyle miydi?
¿ Estuvo así todo el tiempo en el que no estuve?
Ben yokken birbirinizi öldürmemeye çalışın.
Bien, intenten no matarse cuando me vaya.
Ben yokken bir şey oldu mu?
Entonces, ¿ pasó algo mientras no estuve?
Umarım, ben yokken fazla yalnızlık çekmemişsindir.
Espero que no hayas estado muy solitaria sin mí.
Orası ben yokken çok sıkıcı olmalı.
Porque tu trabajo puede ser muy aburrido sin mí.
Söylemedi demeyin. Arkadaşlarım ben yokken çok yalnızlık çeker.
Solo digo que mi "eses" se sienten muy solos cuando yo no estoy.
Ben yokken ona hiçbir soru sormayın.
No le hagan preguntas a menos que yo esté presente.
Ben yokken burada neler dönüyor?
¿ Qué ha estado pasando aquí mientras estuve de viaje?
Ona ben yokken senin arayıp aramadığını sordum, o da aramadığını söyledi.
Le pregunte si habías llamado cuando estuve fuera... y él dijo que no.
Ve ben yokken asla onunla konuşayım deme.
Y no hables con el sin que yo este cerca.
Ama, bi dakika ben yokken sen iyi olabilecek misin?
Pero, ¿ tú estarás bien cuando yo esté fuera?
Chewie, ben yokken prensese göz kulak olmalısın.
Chewie, tú cuidaras a la princesa mientras yo no esté.
Ben yokken siz ne kadar samimi oldunuz?
¿ Cuán cercanos estuvieron ambos mientras no estuve?
Ben yokken sana güvenebilir miyim?
¿ Puedo confiar en ti mientras estoy fuera?
Ben yokken çılgınca birşey oldu mu?
No.
Michael yokken Kevin ve ben..
- Kevin y yo jugamos a esto...
İşin gerçeği, ben buralarda yokken pek iş yapmıyorlarda.
En realidad, no trabajan mucho si no estoy aquí.
Sen yokken ben ne yapmalıyım?
¿ Qué se supone que debo hacer mientras estás fuera?
Ben yanında yokken aptalca bir şeyler yapma istedim sadece.
Sólo me preocupa que hagas algo estúpido si no estoy cerca.
Bir gece, ördeğin kafası yokken bacağımı becermeye çalışmıştı ve ben izin vermemiştim. Üzgünüm, üzgün de olmalıyım.
Una noche cuando el pato estaba sin cabeza quiso follarse a mi pierna y no le dejé y tenía que haberle dejado.
Sen yokken kuru temizlemeden elbiseni getirdiler, o yüzden ben aldım.
Me entregaron tu ropa de la tintorería. Ojalá no te moleste.
Ben bir haftalığına yokken, sen gösterileri iptal ediyorsun.
Me voy una semana y cancelas conciertos.
Kanatlarım yokken zaten Bu soğuk yeryüzüne zincirlenmişim ben
Sin alas, debo permanecer encadenado a la tierra congelada.
Ben orada yokken, belki.
Podría haber pasado cuando no estaba ahí.
Bahçıvan ben evde yokken geliyor.
Viene el jardinero cuando no estoy en casa.
Ben takımdan atılıp mahvoluyorum,.. ... sevgilim beni bırakıyor ve benim hiçbir şeyim yokken sen her şeye sahip oluyorsun.
Me echaron y estoy destrozado y mi chica se fue asi que tú consigues todo y yo nada
öğretmenler odasına aspirin içmeye gidiyorum. bana bir iyilik yapın ve, ben burada yokken neden birbirinize karşı bu kadar acımasız olduğuzu iyice bir düşünün.
Voy al salón de profesores a tomarme una aspirina, mientras me voy, haganme un favor y solo piensen por qué son tan crueles entre ustedes
Peki o zaman ben burada yokken o ne diyorsa onu yap.
Cuando me vaya hagan lo que les diga.
Ben televizyonda yokken, çocuklar göle atlayabilir.
Cuando estoy fuera de mi horario los niños pueden saltar al lago.
Ellen, ben burada yokken kiminle düşüp kalkıyorsun?
¿ Con quién te acuestas cuando no estoy?
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30
ben yapacağım 68
ben yapıyorum 19
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30
ben yapacağım 68
ben yapıyorum 19