English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Benden hoşlanmıyorsun

Benden hoşlanmıyorsun traducir español

194 traducción paralela
- Kabul et. Benden hoşlanmıyorsun.
No le caigo bien.
Benden hoşlanmıyorsun.
No me quieres. - No.
Benden hoşlanmıyorsun.
No me quieres.
Artık benden hoşlanmıyorsun değil mi?
¿ Ya no te gusto?
Böyle olduğumda benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
No te gusta verme así, ¿ verdad?
Fakat anlamak zorunda değilsin. Benden hoşlanmıyorsun bile.
Pero no tienes que entenderme, y ni siquiera debo agradarte.
Tebrikler. Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
No le di una oportunidad completa,... pero ni siquiera aprovechó esa media oportunidad.
Benden hoşlanmıyorsun.
No te gusto.
Benden hoşlanmıyorsun. Öyle mi, evlat?
No te gusto, ¿ verdad, chico?
Basitçe söylersek fiziksel olarak benden hoşlanmıyorsun. Hepsi bu.
Tal vez es más simple tal vez, no te gusto físicamente, eso es todo.
Benden hoşlanmıyorsun, demek ki benzemiyoruz.
No le gusta cómo soy, así que sé que no nos parecemos.
Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
¿ No te gusto, no?
Sen benden hoşlanmıyorsun.
No te agrado.
Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
Yo no le gusto, ¿ verdad?
Benden hoşlanmıyorsun öyleyse?
¿ No te gusto, entonces?
Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
No te caigo simpático, ¿ eh?
Ve sen? Her halükârda benden hoşlanmıyorsun.
Y a ti ni siquiera te caigo bien.
Benden hoşlanmıyorsun. Bekle.
No te agrado.
- Benden hoşlanmıyorsun.
- No me quieres, ¿ cierto?
Sen neden benden hoşlanmıyorsun?
¿ Por qué no te caigo bien?
- Benden hoşlanmıyorsun.
No te caigo bien.
Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
No te caigo bien, ¿ verdad?
Ne de olsa benden hoşlanmıyorsun
A usted no le gusto yo, de cualquier manera
Sen benden hoşlanmıyorsun.
A usted sólo le disgusto.
Benden hoşlanmıyorsun.
No le gusto.
Pekala beynim, sen benden hoşlanmıyorsun ben de senden ama şimdi şu testi yap ve ben de seni birayla öldürmeye devam edebileyim.
Bueno, cerebro, yo no te gusto a ti y tú a mí tampoco. Pero si me ayudas en ésta prometo destrozarte a golpe de cerveza.
Benden hoşlanmıyorsun, çünkü sen bir ırkçısın!
No te caigo bien porque eres un racista.
Benden hoşlanmıyorsun, çünkü ben bir beyazım!
¡ Te caigo mal porque soy blanco!
Benden hoşlanmıyorsun.
No le gusto, Bond.
- Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
No te caigo nada bien, ¿ verdad?
Benden hoşlanmıyorsun.
Yo no te gusto.
- Neden benden hoşlanmıyorsun?
- ¿ Por qué no te gusto?
- Benden hoşlanmıyorsun bile.
- Yo ni siquiera te gusto.
- Galiba benden hoşlanmıyorsun.
A lo mejor es que no te gusto.
Benden hoşlanmıyorsun, bunun farkındayım, ve ben de her zaman senden nefret ettim.
Te desagrado. Estoy bien enterada de eso Y siempre te he detestado
Benden hoşlanmıyorsun, ama kapını ısrarla çalarsam benimle konuşursun.
A Ud. no le caigo bien, pero si insisto mucho, habla conmigo.
- Benden hoşlanmıyorsun.
- No te caigo bien.
Şimdi, senden hoşlanmışyorum, sen de benden hoşlanmıyorsun.
No nos queremos mutuamente.
Hayır, benden hoşlanmıyorsun.
No, no me quieres. Lo siento.
Sara niye artık benden hoşlanmıyorsun? Yanlış bir şey mi yaptım yoksa?
Por qué ya no te agrado?
- Benden pek hoşlanmıyorsun, değil mi?
- No le caigo muy bien, ¿ verdad?
Benden niçin hoşlanmıyorsun?
¿ Qué cosa no le gusta de mí?
Benden pek hoşlanmıyorsun, değil mi?
No te gusto mucho, ¿ verdad?
Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
No gusta de mí?
Benden mi hoşlanmıyorsun? Nedir mesele?
¿ Te caigo mal?
Benden pek hoşlanmıyorsun değil mi patron?
- No le caigo muy bien, ¿ eh, jefe?
Benden pek hoşlanmıyorsun, değil mi Audrey?
No te agrado mucho, ¿ verdad, Audrey?
Sara niye artık benden hoşlanmıyorsun? Yanlış bir şey mi yaptım yoksa?
¿ Por qué ya no te gusto?
Benden çok hoşlanmıyorsun intibası edindim. Hayır.
Tengo la sensación de que ya no te gusto.
- Benden pek fazla hoşlanmıyorsun, değil mi?
No te caigo muy bien, ¿ verdad?
Şu anda benden çok hoşlanmıyorsun değil mi?
No sé, porque tú y yo hemos tenido encuentros confusos últimamente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]