English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Benim değil

Benim değil traducir español

34,014 traducción paralela
Tarihi olarak en büyük, en terli ve en göt merkezli... onun götü, benim değil.
Históricamente es la mayor, la más dulce y la más centrada en el culo... el suyo, no el mío.
Bu benim değil.
- Esto no es mío.
Sadece o benim eşimin karısı, benim değil... Yasal olarak yani.
Salvo que ella es la mujer de mi mujer, no la mía... no legalmente.
- Benim değil.
- No es mía.
Benim değil.
No es mía.
Baban hâlâ hayatta, benim yeğenim değil.
Tu padre sigue vivo. Mi sobrino, no tanto.
Bu benim işim değil.
No es que eso sea mi negocio.
- Benim suçum değil bu.
- No es mi culpa.
Bu adamın benim kalbimi kırdığını biliyorsun, değil mi?
Sabes que este tipo me rompió el corazón, ¿ cierto?
Benim çikolatalı suflemi hatırlıyorsun, değil mi?
Recuerdas mi soufflé de chocolate, ¿ verdad?
Yani, seni ve sevdiklerini tehdit ediyorlar çok ayıp ama benim sorunum değil, diyorsun.
Dices que te amenazó a ti y a la gente que amas, una pena, y no es mi problema.
- Benim istediğim bu değil!
No es lo que I quiere!
Arkadaşlarımın ve benim başımız büyük belada ve delice geldiğini biliyorum ama milyonların hayatı söz konusu ve onlar farkında bile değil.
Mis amigos y yo somos en un montón de problemas, y sé que parece una locura, pero millones de personas podrían morir, y no lo hacen siquiera lo saben,
Benim sorunum değil.
No es mi problema.
- O pek benim tarzım değil.
Es que no es mi estilo.
Ama benim derdim uzlaşmak değil.
Pero a mí no me importa mucho la paz.
Ama o benim arkadaşım falan değil.
Pero él no es mi amigo.
Tekrar söylüyorum, Julian, benim teorim değil bu ve meta da eldiven takmış olabilir.
De nuevo, Julian, no es mi teoría, y el meta pudo haber estado usando guantes.
Tekrar söylüyorum, Julian, benim teorim değil bu ve meta da eldiven takmış olabilir.
De nuevo, Julian, no es mi teoría y el meta pudo haber usado guantes.
Bu şey benim dünyamdaki gibi değil.
No es igual que en mi Tierra.
Sonra da Flash, yani benim Flash'ım, sizinki değil... Son bir karşılaşma için tüm meta insanları bir yere toplamak için bir plan yaptık.
Y entonces Flash... mi Flash, de nuevo, no el de ustedes... hicimos un plan para reunir a todos los metahumanos restantes en un solo lugar para el duelo final.
Bu testlerin hepsini benim de yaptığımı biliyorsun, değil mi?
¿ Te das cuenta de que todas estas pruebas ya las hice yo?
Baba, Wally'le benim iyi olduğumuzu biliyorsun, değil mi?
Papá, ya sabes que Wally y yo estamos bien, ¿ verdad?
Tamam ama Wally benim gibi değil.
Muy bien, pero chicos, Wally no es como yo.
Benim hayatım sınırlı değil, kapsamlı. Tesiste şahsa özel araçla bir tur.
Mi visión incluye, pero no está limitada a un recorrido de transportación personal por las instalaciones.
Öncelikle o benim patronum değil hiçbir zaman da olmayacak.
Primero, no es mi jefe, nunca lo será.
Sanırım olayları benim üstüme yıkmak B planlarıydı. - Bana inanıyorsun değil mi?
Creo que culparme a mí era parte del plan B.
Benim Rory ile konuşmamın senin yarım düzüne suç işlemenden çok farklı olduğunun farkındasın değil mi?
Te das cuenta de que el hecho de que yo hable con Rory es completamente diferente a que tú cometas media docena de delitos, ¿ verdad?
Bana kızgın olmalarını umuyordum, bu benim için sorun değil ama John, korkmuş görünüyorlardı.
Ya me esperaba que estuvieran molestos conmigo y está bien, pero, John, parecían estar horrorizados.
Kimse güvende değil. Benim suçum.
Nadie está a salvo.
- Maddi güçleri yetmeyen insanlar benim sorunum değil.
No es mi problema si algunos no pueden pagarlas. Ahora lo es.
Şey, aslında benim kitaplarımdan birisi değil. Annemin bir kitabı hakkında.
En realidad no se trata de mi libro, sino del de mi madre.
Kuzenim değil, o benim kardeşim!
Él no es mi primo, ¡ él es mi hermano!
O benim kızım, üçlünün üçüncüsü değil.
Ella es mi nueva hija, no una de tres vias.
- Benim sorunum değil.
No es mi problema.
Çok da zor değil. Benim için epey zor.
A mí me parece muy difícil.
Ama benim elimle değil.
Solo que no por mi mano.
Bunun benim için bir sorun olup olmaması umurunda değil.
No te preocupas de este problema conmigo.
Dürüstçe, bu benim derim bulduğum türden bir cevap, Bay Broadbent Senatör Wheatus'un personal şefi olarak hükümetin açıImasını engelleyen patronunuzun kat tutumu değil mi?
Sinceramente, esa es la clase de respuesta que encuentro profundamente... Sr. Broadbelt, como jefe de gabinete del senador Wheatus, ¿ no es la firmeza de su jefe lo que impide que reabra la administración?
Benim fikrim değil.
Fue idea mía.
Aa, benim başkomiser olduğumu biliyor değil mi?
- Sabe que soy la Capitán, ¿ no?
Henüz değil, fakat bana güvenmelisin böylece benim varlığımdan başka kimlerin haberi olduğunu bilmeliyim, ikinizi öldürmeden önce.
- Aún no... Necesitaba tu confianza para descubrir quién sabe de mí antes de matarlos.
Tahtta oturuyor olabilir ama o bir kral değil hele benim hiç değil.
Podrá sentarse en un trono, pero no es rey al menos no el mío.
Bu benim arabam değil.
No es mi coche.
Madem öyle diyorlar, benim de bunları takmam gerek o zaman, değil mi?
Vale, si lo dicen, probablemente debería hacerlo, ¿ verdad?
Senin iyileşmeni istiyorum ama benim için değil, kendin için.
Yo sí quiero que te mejores, pero no por mí sino por ti.
Yani, hayır, şu anda kafam güzel değil ama, evet, benim tıbbi marihuna kartım var.
O sea, no. No, no estoy drogado en este momento, pero sí, yo... tengo licencia para usar marihuana medicinal.
Benim dediğim o değil...
Eso no fue lo que...
A.J.'ye bundan böyle benim evimde bunu yapmamasını söylemeliyim, değil mi?
Debería... decirle a A.J. que ya no pueden seguir haciendo eso en mi apartamento, ¿ cierto?
Ve en azında o benim üvey kardeşim değil.
Y al menos no es mi hermano de acogida.
Benim kanım değil.
No es mía.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]