Değil mi hayatım traducir español
1,266 traducción paralela
Ne kadar tatlı, değil mi hayatım?
Que dulce! Oh, mira?
Yaptığımız buydu. Değil mi hayatım?
Eso fue lo que hicimos, ¿ no, tesoro?
Özelliklede dans fonunun, değil mi hayatım?
Te encanta bailar, ¿ verdad, cariño?
Bunlar hayatımızı mahveden iki cadı değil mi? "
"¿ Te refieres a las perras que nos arruinaron las vidas?"
Bu bayan "artık hayatımı ziyan etmiyorum" değil mi? Ki ediyor.
- Pero si es la Srta. "ya no desperdicio más mi vida" y lo está haciendo.
Birdenbire hayatım anlamsız değil artık
De repente, mi vida no parece un gran desperdicio
Sadece... Artık bale hayatımın bir parçası değil.
Es que... el ballet ya no forma parte de mi vida.
Fırsat bulsan, hayatımı elimden alırdın değil mi?
Si tuvieras la oportunidad, me privarías de la vida, ¿ no?
Hayatım boyunca her yere kalbimin parçalarını bıraktım ve şu anda artık neredeyse hayatta kalmak için bile yeterli değil.
he desperdiciado mi vida, dejando mi corazón aquí y allá... y solo me queda un momento para mantenerme vivo.
İlaçla iyileşmedim, Tanrı biliyor. Ama bana zaman kazandırdı ve tekrar yazmamı sağladı. Ama bu kez, hayatım onun üzerine kurulu değil.
Dios sabe que las pastillas no curan todo pero me dieron espacio para respirar, lo que me permitió volver a escribir sólo que esta vez, no fué como si mi vida dependiese de aquello.
Tek sorun o değil, hayatım bok gibi.
Mi vida entera es completamente arruinado.
Sorun değil hayatım, ağlamak işe yarıyor.
Está bien, mi amor. El llorar ayuda.
Bu benim hayatım, senin değil.
Es mi vida, no la tuya.
- Onun istediği bu değil. - Lütfen anne! Hayatımın bir anlamı olduğunu hissetmek istiyorum.
- Quiero empezar a sentir que mi vida tiene sentido.
Benim hayatım bir perinin hikayesi değil.
Mi vida no es como un cuento de hadas.
Annesi, " Bu benim hayatım değil ve senden bir çocuk istemiyordum.
La madre dice : "Esta no es mi vida..." " y que no quiere.
Benim hayatım değil yol burada, Rebecca.
No es mi vida la que está aquí en juego, Rebecca.
An, hayatım, konunun özüne yaklaşıyorsun değil mi?
An, cariño, ve al grano, ¿ vale?
Senin gibi, hayatım. Öyle değil mi?
Y tú también, cariño. ¿ Verdad?
Hayatım karıştıkça karıştı. Sen de beni gönderdin, değil mi?
Mi vida se volvió un desastre y luego me alejaste.
Ne düşündüğün o kadar da önemli değil. Çünkü bu benim hayatım ve benim ilişkim.
No me importa lo que pienses porque ésta es mi vida y mi relación.
- Bu bir şaka değil. Bu benim hayatım.
Esto no es broma, se trata de mi vida.
- Gitmem gerek. - Ruj. Bu akşamı, hayatımın sonuna kadar, başıma kakacaksın, değil mi?
¿ Me vas a recordar esta noche por el resto de mi vida?
Ve yeni bir yerde başlamak istemem. Hayatımın şu noktasında değil.
Bart y prefiero no tener que empezar de nuevo no en este momento de mi vida.
Teal'c'in hayatını kendi adamlarımızdan birinin hayatından daha değerli gördüğünüzü söylemiyorsunuz, değil mi?
No irá a decirme que pone la vida de Teal'c... por encima de la de su propia gente.
Ailendeki herkes bizim özel hayatımız hakkındaki şeyleri bilmek zorunda değil mi?
Todos en esta familia siempre tienen que saber sobre nuestras cosas privadas
Zevkler ve renkler tartışılmaz. Burada sözünü ettiğimiz benim hayatım, bir kitap eleştirisi değil.
Hey, se trata de mi vida, no de una cita de un libro.
Çünkü hayatımın bir parçası değil artık.
Porque eso ya no forma parte de mi vida.
İnsan aynı anda hem sevgi dolu hem de çılgın olabilir, hayat böyle. Ama artık bu sadece benim veya senin hayatın değil. İki çocuğun hayatı ve ben o iki çocuğu korumalıyım.
Una persona puede ser cariñosa y loca al mismo tiempo, así es la vida pero ahora ya no es sólo mi vida o la tuya sino que también la de dos niños y tengo que protegerlos.
Hayatımı kurtardın ama bunu görmediler. Umurlarında değil.
Salvaste mi vida, ellos no lo vieron, no les importa.
Bu benim hayatım değil inanamıyorum.
Esta no es mi vida, no puedo...
Korkunç bir şey. Sadece iş de değil. Normal bir hayatım olsun istiyorum.
Es de locos, no sólo por mi trabajo sino porque quiero llevar una vida normal.
- Hayatım anlamsız değil.
- Mi vida tiene sentido.
Burada değil, tüm hayatımı satmaya gitti.
Se ha ido a vender todo lo que fue mi vida.
Burada hiçbir şey zevkime göre değil ama hayatımı kazanıyorum işte.
Las cosas están un poquito flojas para mi gusto aquí pero así es la vida.
"Ve bu Lee. Vücudumu mahvetti, öyle değil mi, hayatım?"
"Esta es Lee, Ella arruinó mi cuerpo, no lo hiciste, querida?"
Bilmiyorum hayatım. Bu benim hatam değil.
Me quedó mal, mi amor.
Hayatım düşündüğünüz kadar sefalet içinde değil.
Mi vida no es tan miserable como puedas pensar.
Onu tanımak hayatımı güzelleştirmedi değil.
No es que conocerla no haya hecho mi vida mejor.
Bu şey sadece gemimi değil bütün hayatımı yuttu.
Esa cosa no sólo se tragó mi nave, se tragó mi vida.
Yalnızca hayatımızın geri kalanını bir tek güne sıkıştırmamız gerekmez, öyle değil mi?
no hace falta meter el resto de nuestras vidas en un solo dia, verdad?
Patronu yakalamak, ortağımın hayatından önemli değil.
¡ Su jefe no es más importante que la vida de mi compañero!
Bu hayatım için oldukça büyük bir atraksiyondu, sence de öyle değil mi?
Es un buen atractivo para mi vida en el futuro, ¿ no crees?
- Evet, haklısın. Benim suçum değil. Benim hayatım böyle.
Sí, claro, no es mi culpa Sólo se trata de mi vida
Hayatım ilginç değil, Alec. Ben bir bisikletli kuryeyim.
Mi vida no es muy interesante, Alec
Belki bunun doğru olmadığını ve histerik bir dram kraliçesi olduğumu söyleyebilir ama gerçekten haksız olsaydım hayatımda olan biten her şeyi bilirdi, değil mi Pacey?
Y quizá él lo niegue y diga que soy dramática e histérica pero si no fuera cierto, él sabría lo que pasa en mi Vida.
Ve eğer yaşadığımız hayat hakkında düşündüklerin bu ise böyle yaşamayı tercih edenler için de pek farklı düşünmezsin, öyle değil mi?
Y si es lo que piensas de este modo de vida entonces no deben agradarte mucho aquellos que lo eligen, ¿ verdad?
Pardon, benim bir hayatım var değil mi?
Mi vida es muy importante para eso.
- Bir grup ağzı bozuk ibnenin özel hayatım hakkında konuşmasını umurumda değil.
Empapan las sabanas. Ey, no me importa discutir sobre mi vida personal con un manojo de maricones pestosos.
Hayatımın, Micheal'dan ayrıldıktan sonra düzene girmesi bir tesadüf değil.
No es una coincidencia que mi vida... empezara cuando Michael y yo terminamos.
Yanlış anlama, tarzım değil ama cinsel hayatını rahat yaşamana hayranım.
No te equivoques, no es mi estilo personal... pero admiro mucho tu capacidad para exponer tu vida sexual.
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil mi ya 25
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil mi ya 25