Bir nedeni yok traducir español
405 traducción paralela
- Başka bir nedeni yok, değil mi?
- ¿ No habrá ninguna otra razón, verdad?
- Önemli bir nedeni yok.
- Nada importante.
Özel bir nedeni yok.
No hay un motivo particular.
Özel bir nedeni yok.
Por ningún motivo en particular.
Kıskanmak için bir nedeni yok.
No tiene razones para estar celosa.
Güneyin Buharlısı'nın kaptanı olsun diye ve başka bir nedeni yok!
¡ Para que le dieras el comando del Southern Cross y ningún otro motivo!
Onu buraya getirmemizin hiç bir nedeni yok!
¡ Lo importante es que no debería estar aquí!
- Bir nedeni yok.
No me propongo nada.
Sizce bir grup Apaçi'nin savaş yoluna çıkmalarının mantıklı bir nedeni yok mu?
¿ Hay motivo alguno... para que tomen el sendero de la guerra?
Özel bir nedeni yok, sadece vermek isteyeceğini düşünmüştüm.
Pensé que te gustaría llevársela. Está en el dormitorio.
Özel bir nedeni yok.
No hay un motjvo en especjal.
Başka bir nedeni yok.
No tengo otro motivo
- Bir nedeni yok. Sadece bu çevrede yaşayan insanlar hakkında hiç bir şey bilmiyorum.
Claro, sólo es que no sé nada de la gente de por aquí.
Varlıklarının başka bir nedeni yok.
Es nuestra razón de ser, ¿ no?
Hayır, özel bir nedeni yok.
Por nada.
Özel bir nedeni yok.
Para nadie.
Mantıklı bir nedeni yok, evlat.
Normalmente, es una especie de progresión lógica.
Bu sözü duyunca midem bulanıyor, "Zamanla". Bir nedeni yok.
Empiezo a crisparme cuando oigo la palabra "Tiempo."
Bir nedeni yok.
No es nada... nada.
- Özel bir nedeni yok.
- Sin ninguna intención en concreto.
Bir nedeni yok.
Por nada.
Özel bir nedeni yok.
Así es más fácil.
- Burada kalmanın bir nedeni yok.
No tiene sentido quedarse aquí.
Bir nedeni yok.
Tengo frío.
Bir nedeni yok!
¿ Y usted me lo pregunta?
Somut bir nedeni yok.
No hay un motivo claro.
Törless'in ansızın kaçmasının bir nedeni yok mu yani?
¿ Tiene Ud. alguna explicación para la extraña fuga de su camarada Törless?
Bir nedeni yok.
De los motivos.
Özel bir nedeni yok.
Me expresé asi.
- Bir nedeni yok.
- Sin ningún motivo.
Bir nedeni yok.
No hay razón alguna.
- Bir nedeni yok.
- Por nada.
Kurbanlar kadındı. Üç cinayetin de anlaşılır bir nedeni yok.
La víctima en cada caso era una mujer, tres crímenes sin un motivo aparente.
Neden? Belli bir nedeni yok.
No tengo ningún motivo preciso.
Bir nedeni yok.
Para nada...
Nora'nın cinayeti işlemek için bir nedeni yok anladığınızı umuyorum.
Supongo que quedó en claro que Nora no tenía motivos para matar a este...
Belli bir nedeni yok, eski mekanlarımı ziyaret edeyim dedim.
Sin ninguna razón, sólo pensé visitar algunos de los sitios antiguos.
Mide bulantılarımın korkudan başka bir nedeni yok.
No hay razón para que tenga náuseas, aparte del miedo.
Bir nedeni yok.
Por nada. Sólo...
Bir nedeni yok.
No hay un motivo.
Beni bırakmamasını gerektiren kati bir nedeni var o yüzden gururunu düşünecek lüksü yok.
Hay una razón de por qué no me deja ir... por eso no tiene el lujo de respetarse a sí misma.
- Hastasın. Nedeni ne? - Yok bir şey.
- Estás enfermo. ¿ Qué te pasa?
Ama putperest bir ayin yapmanın bir nedeni de yok.
Pero no hay razón para una celebración pagana.
Neden? Özel bir nedeni yok.
Por nada en especial.
Neden bilmek istiyorsun? - Bir nedeni yok.
- ¿ Por qué lo quieres saber?
Galiba bunun nedeni atmosferden kaynaklanıyor. Atmosferin çok yavaş bir şekilde işleyen yıkıcı bir özelliği var. Bu yüzden pencereler yok.
No, creo que probablemente hay algo en la atmósfera que, er tiene una propiedad destructiva muy lento, er de ahí la falta de ventanas, Mmm?
Bir sorum var, Rus dostalarımızın Amerikan uzay araçlarını yok etmelerinin nedeni ne olabilir?
¿ Me puede decir qué motivos podrían tener nuestros amigos rusos para querer destruir un cohete americano?
Olabildiğimce açık sözlü olacağım. Gelişimin özel bir nedeni yok.
Tengo que decirle con franqueza que...
İsim söylemenin anlamı yok çünkü düşman muhtemelen dinliyordur, ve bana göre düşmana nereye saldıracağımızı söylemenin de bir nedeni olamaz.
No nombraré el destino, pues es muy probable que el enemigo nos escuche y no se me ocurre ningún motivo por el que decirle dónde vamos a atacar.
Bomba rampada patlayamaz, aptallık olur bu. Kendi kendimizi öldürürüz. Makul bir nedeni yok bunun.
¡ Nos matarías a todos, no hay motivo para eso!
Özel bir nedeni yok.
- Por nada especial.
bir nedeni olmalı 22
nedeni yok 43
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
nedeni yok 43
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16