English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Biraz daha al

Biraz daha al traducir español

1,807 traducción paralela
Biraz daha alır mısın?
Quieres, de nuevo una manzana.
Şehre biraz daha alışmalısın diye düşünüyorum.
Pensé que al vez tú podrías conocer la ciudad un poco.
Biraz daha al.
Está aquí!
Ben biraz daha alırım.
Por supuesto, he aceptado.
Biraz daha alır mısın?
¿ Un poco más?
Bilirsin, biraz daha denemeli.
Conoces las reglas, al menos debes probarlo una vez
- Ben biraz daha kalmak istiyorum.
Me gustaría permanecer por un momento. - ¿ Vas al bar de costumbre?
Sadece bu şeyin Başkan'la el sıkışmasını sağlamadan önce Biraz daha inandırıcı şeylere ihtiyacım olduğunu varsayalım teğmen.
Digamos que necesito que me convenzan... antes que lo deje saludar al Presidente.
Ya isteklerimi yerine getirirsin ya da işin boyutu biraz daha büyür.
Me traes lo que yo quiero, o esto pasa al próximo nivel.
Hey, ateşe biraz daha yaklaşmak ister misin?
¿ Quieres acercarte al fuego? ¿ Calentarte?
Sundurma yapmak için hazır mısın, ya da bunu biraz daha yavaştan alıp orta kısım için bir beyin fırtınası yapıp fikir mi bulmak istersin?
¿ Estás preparada para construcción Huppah o quieres tomártelo despacio y que busquemos ideas para los centros de mesa?
Kovboya biraz daha yüksek doz verelim.
Démosle al vaquero un poco más de polvo mágico.
Sadece oraya çıkıp futbolumuzu oynarız ve kısmetse Eyalet Şampiyonluğu'na biraz daha yaklaşırız.
Simplemente estamos aquí para jugar al football, y, si Dios quiere, estar a un partido más cerca del Estatal.
Lana olayında biraz daha zamana ihtiyacın var.
Sólo dale al asunto de Lana un poco más de tiempo.
Biraz önce Pentagonla görüştüm, gelen son bilgiler rusların iki mekanize bölüğü daha orta asyaya sevkettiği yönünde.
Acabo de cortar con el Pentágono y la última información de inteligencia indica que los rusos están movilizando otras dos divisiones mecanizadas al escenario de Asia central.
Biraz daha şampanya söyleyelim. Sonra helikopterime atlarız. Don çatıya çıkıp yalvarana dek Trump Kulelerini rahatsız ederiz.
Pedimos algo más de champán, vamos y saltamos en mi helicóptero, en el edificio Trump hasta que Don salga al techo y pida que paremos.
Yani biz Montecito'yu yöneteceksek ve daha iyi bir yer yapacaksak benim günlük işlere biraz daha dahil olmam gerekmez mi?
Si nosotros vamos a llevar al Montecito al siguiente nivel, ¿ no crees que debería estar más integrada en las operaciones del día a día?
Kişisel olarak da Amiralin biraz daha kıvrandığını görebilsem zararı olmazdı.
Aunque por mi parte si hubiera podido ver al Almirante retorcerse un poco más habría estado bien.
Büyü, karanlık, tehlikeli ve ölümcül olabilir, ama düz ve dar bir yolda yüyüyorsan, kalbini temiz tut, bütün herşey, büyüyü de kullanarak, Dünyayı biraz daha aydınlık yapabilirsin.
Magia, puede ser oscura, peligrosa, mortal pero si recorres el camino recto y difícil mantienes puro el corazón y todas esas cosas también puedes usar la magia para hacer al mundo un poco más brillante.
Siz biraz daha bakının, ben birazdan gelirim...
Saben, Creo que voy al deposito para que ustedes Vean algunos mas Y volveré..
- Biraz daha kahve alır mısın?
- ¿ Más café?
Sayın Chase'e söyler misin, onu biraz daha tutkulu görmek istiyorum?
¿ Le podría decir al Sr. Chase que quiero un poco de puta pasión de él?
Ari'yi kendim arayıp, finansörden bize biraz daha para ayarlayabilir mi diye sordum.
Llamé a Ari personalmente y le pedí que llame al financista y trate de conseguirnos más dinero.
Ayak parmaklarından ikincisi, "işaret parmağı",... başparmağının hemen yanındaki,... sağ ayağındakileri göz önüne alırsak,... başparmağından biraz daha uzundu ki bazıları bunun mükemmelliğin işareti olduğunu söyler.
Y el segundo dedo, el dedo "índice", justo al lado del dedo mayor, Por sobre todos en el pie derecho, Es un poco más largo que el dedo grande, lo que algunos dicen que es un signo de excelencia...
Bana şunun kopyasını al ve biraz daha kahve getirt.
Consígueme una copia de esto y tráeme más café.
Ormana gidip, biraz daha tortu analizi yapmam gerekiyor. Üçüncü seviyede çok fazla derine inmiş olma ihtimalimiz konusunda endişeliyim.
Necesito ir al bosque para hacer un segundo análisis del asentamiento pero creo que estamos sobrecargando el cuero tectónico.
Biraz daha yana al. Dikkat et.
Gíralo un poco, cuidado.
FBl'a biraz daha baskı yapacağım.
Pondré cierta presión al FBI.
Şişko çocuğu biraz daha vurmam gerek.
Debo tirarle más pelotas al gordito.
Jonathan, ısıyı biraz daha yükselt ve Kenneth'ı içeri gönder. Kenneth'ı mı?
Jonathan, súbele al calor y haz pasar a Kenneth.
Neden biraz daha şarap alıp rahatlamıyorsun?
¿ Por qué no tomas un poco de vino y te relajas un poco?
Biraz daha kiş alıyım.
Voy por más quiche.
Daha önce aşırı tepki verdiğimin farkındayım ama bilgi başta biraz sarsıcıydı.
Mira, sé que reaccioné exageradamente... pero la información me desconcertó al principio.
Kev, bana bir iyilik yapıp biraz daha barbekü sosu alır mısın.
Kev, necesito que me hagas un favor, ve a comprar más salsa barbacoa.
Baskıya hazır olması yaklaşık altı ay... belki biraz daha fazla zaman alır.
Nos llevará seis meses antes de que esté lista para la publicación. Quizá un poco más.
Ne dersin o şeytani o.çocuklarından biraz daha öldürüp cehennemi kalabalıklaştıralım mı?
¿ Qué dices si matamos a esos hijos de puta y los enviamos al infierno?
Muhasebeciyle konuş ve biraz daha para al.
Habla con la contadora y que saque más dinero.
Ve bu parayla Amerikayı biraz daha satın alıyor. Peki bu para Amerikalının cebine giriyor mu?
Y con ese dinero, compra más y más de EE.UU y, ¿ pone dinero en los bolsillos estadounidenses?
Biraz daha ekmek al.
Tomen pan.
Al şunu biraz daha çek.
Sólo toma otro poco de esto.
Al şu tabağı, peynirini biraz daha erit de getir!
¡ Llévese esta Mozzarella frita a la cocina y fríalo un poco más!
Lütfen bize alınan malzemeler hakkında biraz daha bilgi verir misiniz?
¿ Por favor, puede hablar sobre el equipo que falta?
Kız kardeş Peiron, siz daha rahat uyuyun diye, yastığınızın altına koymak için, güzellik dükkânından biraz lavanta almaya gitmişti.
Hermano Wang, no te enfades con ella. La Hermana Peirong ha ido al salón de belleza a comprar lavanda para poner bajo tu almohada y que puedas dormir bien.
Kuzey-kuzeydoğu yönünde biraz daha ilerleyelim.
Miremos unos cuantos bloques al nor-noroeste.
Tezgâhtardan iyi bir mekân öğrendikten sonra gidip biraz daha içmek ister misin?
¿ Quieres preguntarle al tipo en el contador por un lugar agradable para ir a tomar algo?
Bu ateşleyici kişisel portre örneklerinden sonra şimdi sizden onları biraz daha süsleyerek ve listesini yaptığımız "neden hoşlanırım ya da hoşlanmam", "artılarım ve eksilerim", "kim olmak istiyorum" sorularına cevap verdiğinden emin olarak yeniden yazmanızı istiyorum.
Ahora leeremos algunos auto-retratos, quiero que ustedes lo repasen a fondo, esperando que respondan las preguntas que hicimos al comienzo de la clase : lo que me gusta y no me gusta, mis cualidades y mi errores, que es lo que te gustaría ser...
Hey ahbap, al biraz daha. Bozo, bu harika.
Aquí tienes más.
Biraz daha sosis alır mısın, anne?
¿ Quieres más salchicha, mamá?
Sen biraz daha sosis alır mısın?
¿ Quieres más salchicha?
Sadece biraz daha güneyde.
Un poco más al sur.
Biraz daha kahve alır mısın?
¿ Quieren más café?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]