Hata yok traducir español
616 traducción paralela
- Hata yok, tatlım.
- No ha sido ningún error, cariño.
O kağıtlarda en ufak bir hata yok.
No hay ninguna omisión en esos documentos.
Bu sefer hata yok...
El verdadero, esta vez, sin equivocaciones.
Hata yok.
No hay error.
- Burada bir hata yok, değil mi
No hay nada malo en ello, ¿ no?
Hayır, hata yok.
No es un error.
- Görünüşte bir hata yok.
- Todo es correcto.
Hiçbir hata yok.
No hay ningún error.
- Evet, soru yok, cevap yok, hata yok.
Nada de preguntas, ni de respuestas, ni de errores.
- Hata yok? Yaramazlık yok?
- ¿ Ninguna falta o error?
Hata yok.
Confirmo la orden.
Hata yok bu köleden herkesten daha çok nefret ediyorum.
No lo dudéis. Odio a este esclavo más que a ningún otro hombre.
Hiç hata yok.
No puedes equivocarte.
Hata yok efendim.
Es correcto, señor.
Hiç hata yok.
No hay ninguna duda.
Kayıtlarda bir hata yok.
No hay error en los registros.
Zayıflık, korku, hata yok, sadece bir amaca yönelmiş olma duygusu.
Ninguna debilidad, ni miedo, ni defecto. Sólo la necesidad de servir a un fin.
Hata yok. Tekrar göstermeme izin ver.
No quiero equivocarme.
Şimdi gerçek ve hayal bir. Şimdi hata yok.
Entonces cambié mi posición, así que ella venía por la derecha.
- Hata yok, efendim.
- Ningún error, señor.
Hata diye bir şey yok, çocuklar.
No hay errores, chicas.
Fakat bu kez hata yapmak yok.
Pero esta vez, sin errores como el de la farmacia.
Korkarım ki küçük bir hata olmuş. Sinirlenmeye gerek yok.
Lo lamento, pero ha habido un error.
Ne tür bir hata yaptığın hakkında en ufak bir fikrin bile yok.
No tienes idea del error que has cometido.
Tek bir hata bile yok.
- Ni un solo error.
Sadece bira var, viski yok derken hata yaptığınızdan eminim, ama bu sizin iki haftanız.
Y sé que es un error tanta cerveza y nada de whisky pero eras dos semanas son suyas.
- Hata yapma şansın yok mu?
- ¿ No será un error? - No.
Aleyhinde hiçbir kanıt yok. Eğer bir hata yapıyorsak, amacım bunun kendi iyiliğimiz için olması, onun iyiliği için değil.
Si hay algún error para cometer, cometámoslo en nuestro favor, no en el suyo.
- Hayır, Roy, hata yapıyorsun! - Başka birşey konuşmanın faydası yok..
No tienes razón, lo sabes.
Hata yapma şansımız yok.
No podemos permitirnos un error.
Baş harfleri aynı. Hata tehlikesi yok.
Las iniciales son estas, hay que cuidar los detalles.
Şey, kuşkusuz artık yararı yok. İki hata yapmış olamaz.
Pero ahora no sirve... ya que no cometería dos errores.
Bunda bir hata yok.
No es una crítica.
Bir hata yapsan görecek kimse yok.
Nadie está presente para ver si comete un error.
Korkarımki bir hata yaptınız. Sınıfımda farklı renkte kimse yok.
Creo que se ha equivocado, no hay ninguna niña de color en mi clase.
Uygulama yaptıkça, hata yapma oranı yok denecek kadar azalıyor.
Con la práctico no hay error posible.
Hiç hata payımız yok.
Sin margen de error.
Louisa, çok dikkatli ol, hata yapma olasılığı yok. Yani mahkeme kimden bahsettiğini tam olarak bilecek, senden tanık kürsüsünden ayrılmanı ve kardeşini öldüren üç çocuğa gitmeni ve onları tanımlamak için her birinin omzuna elini koymanı istiyorum.
Louisa, para que no haya lugar a errores y el tribunal sepa exactamente a quiénes te refieres, quiero que salgas del estrado, te acerques a los tres chicos que lo mataron y les coloques la mano encima de los hombros para identificarlos.
İşimizde kadınlar için koyduğumuz bir kural yok ama bir hata yaparsan bunu ödersin, yani başka hata yapma.
No tenemos reglas especiales para mujeres en la organización... pero si se comete un error, se paga, así que no más errores.
Bu hata için özür dilemeye niyetiniz yok sanırım.
No parecéis impaciente por disculparos por vuestro error.
Pekala Oppo, bu kez hata yapmak yok.
Está bien, capitán Oppo. que no haya equivocaciones.
Metroyu avcunun içi gibi biliyor. Onu adım adım takip edeceğiz. Ve bu kez hata yapmak yok.
Conoce el metro como la palma de su mano le seguiremos, y esta vez, no quiero que le pierdan.
Hata yapmaya vaktimiz yok.
No es hora de errar.
Hata falan yok.
No es ningún error.
Hata yok.
No quiero equivocarme.
Hata yapmak yok.
Ningún error.
Hata yapmana imkan yok Patrick.
No hay modo de que te equivoques.
Schmidt'in kim olduğundan şüphem yok, ama bir hata yapıldı.
No dudo de quién es Schmidt, pero ha habido algún error.
Kontrollerde bir hata oluştu, ve bunu düzeltmezsek, Yonada milyonları öldürecek, bilmediği dünyayı yok edecek.
Porque hay un error en los controles y a menos que lo corrijamos Yonada matará a millones de personas y destruirá un mundo que ni conoce.
Hata falan yok.
No hubo ningún error.
Hata belirtisi yok. Gamma II çevresinde onlardan bir iz yok.
No había rastro de ellos en la zona de Gamma ll.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65