English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Hemen değil

Hemen değil traducir español

1,395 traducción paralela
Hemen değil, ama Ralph'in dediği gibi.
No enseguida, sino como contó Ralph.
Hemen değil.
¡ Oh, no!
Hemen değil.
No demasiado rápido.
Doğru olanı seçince boyun eğersin. Ama hemen değil.
Una vez que has elegido al correcto, sucumbes.
Hemen değil - ertesi gün.
Hasta el próximo día.
Annen yakında gelecek. Ama hemen değil.
Tu mamá volverá pronto, pero no inmediatamente.
Hemen değil. Bu şüphe uyandırabilir.
No inmediatamente, parecería sospechoso.
Hemen Seattle'a geri dönmen gerekmiyor, değil mi?
¿ Tienes que regresar pronto a Seattle?
Hemen ayrılmıyorsun, değil mi?
No te vas, o si?
Hemen hemen elimize geçirdik onu, değil mi patron?
Casi lo tuvimos, ¿ eh?
Şimdi bunun zamanı değil. Buradan hemen çıkmalıyız.
Hay un tiempo para descifrar jeroglíficos y otro para salir de una pirámide.
- Kaptan hemen geri döneceğiz değil mi?
Capitán, volveremos pronto, ¿ verdad?
Sen hemen anlardın öyle değil mi?
Lo verías de la forma correcta, ¿ cierto?
Yani, mezarda kim varsa hemen aşağı inip yardım için kızın başına üşüşür, değil mi?
- ¡ Vamos! - Cualquier otro que esté aquí... estará allá tratando de ayudarla, ¿ correcto?
Danny'le ilgilenirsin değil mi? Hemen geleceğim.
Cuida a Danny, ¿ lo harás?
- Şu küçük sik çiçekleri hemen soyunurlar ve nerede olursa olsun aletine atlarlar, değil mi?
Estas jovencitas putas hoy en día se desnudan y se montan a tu burro en cualquier parte, ¿ no?
Ama bu hemen geçecek bir durum değil. Biz de bunu hemen gideremeyiz.
Pero su condición... no va a cambiar... y actualmente no hay cura para esto.
- Bayanlar baylar burası güvenli değil - Buradan hemen çıkmalısınız, hemen!
Damas y Caballeros este lugar no es seguro Evacuen inmediatamente.
Hemen hemen ben hiç burda değilim, Bu benim için değil. Senin için.
Esto es más por ti que por mi.
Aranızda bir sorun varsa hemen halledebilirsiz, Rodya bir hakaret ettiyse Özür dilemeye hazır, değil mi?
Las dos pueden aclararlo ahora, porque si Rodya le insultó, le pedirá perdón, ¿ verdad?
Anaokulum oradaydı, değil mi... otobüs durağının hemen yanında?
Esa era mi guardería, ¿ verdad...? frente a la parada de autobús.
Hemen değil.
De momento, no.
Tatlım, benim. Benimle gitmek istemiyorsan sorun değil, ama Los Angeles'tan hemen ayrılmalısın.
Querida, Soy yo. si no quieres marcharte conmigo, no importa, pero debes irte de Los Ángeles.
Onun ölümü ve Sloane'un hemen ortak yapılması tesadüf değil.
Ella muere e inmediatamente él es admitido
- Hemen dönmeyeceksin, değil mi?
- Pero no te irás todavía.
Patrick o değil, hemen hemen eminim.
- No es el indicado.
Ameliyat olduktan hemen sonra bu kadar güç harcaman iyi bir fikir değil.
No es buena idea hacer esfuerzos tan pronto después de una operación
- Haddini aşıyorsun, Audrey. Yaptıkları yanına kar kalanla uğraşan olursa, hepiniz hemen kabarıyorsunuz, değil mi? Elbette öyle.
- Te estás pasando.
- Hemen, şu an gitmiyorsun, değil mi?
- No te Vas en este momento, ¿ no?
Seni özleyeceğim ama yazın yardımcı bulmak kolaydır. - Yaz için değil. Hemen şimdi.
No es para el verano, es para salir ya.
Alaycı kız, bir hikaye iyi mi, değil mi, hemen anlar.
Una chica cínica siempre conoce una buena historia cuando la escucha.
Buraya hemen gelmezse kör kalacak 16 yaşında bir hastam var. Burada değil.
Hay un chaval de 16 años que se quedará ciego si no viene rápido.
- Sizi hemen kekledim, değil mi?
Bueno, no les había hablado de esto hace como dos horas.
- hemen, daha sonra değil.
Ahora.
Şimdi "daha kesin değil" dersen hemen işin başına döneceğim ve biz- -
Pondré patas arriba este sitio si me decis que no es definitivo ahora...
Hemen konuya giriyorsun, değil mi?
Va directo al grano, ¿ no?
Malikanesinde de değil ve cep telefonu hemen telesekretere bağIanıyor.
No está en su oficina ni en la mansión y no responde el celular.
Sanırım hemen hepsi şiddet şikayetleri yüzünden bu da demektir ki, testlerden ne kadar yüksek alırsan al önemli değil.
Han de ser las quejas de brutalidad lo que significa que los resultados que obtenga nunca importarán.
Bu Limandakilerin hemen hepsi beyaz değil mi?
Muchos en el puerto son blancos, ¿ o no?
Biz kontrol memurları, hemen her şeyi kağıt kalemle yapardık değil mi?
Antes los controladores hacíamos todo con papel y pluma, ¿ cierto?
Evet, ve arabadan bahsettiğimizde... hemen adam kaçırmaktan bahsetti, araba kaçırmaktan değil, farkettiniz mi?
Sí, y cuando hablamos del auto ¿ notaste que dijo enseguida rapto y no hurto de auto?
Onda da hemen hemen sende durduğu gibi güzel duruyor, değil mi?
Le queda casi tan bien como a ti, ¿ no te parece?
Ellerini hemen kızımdan çek yoksa olay değil Broadway müzikali görürsün.
Quita tu mano de mi hija o no tendrás una escena, sino, un musical de Broadway.
Umurumda bile değil, bana dosyayı hemen ver.
¿ Qué me importa? Dame Ia historia.
Onlar için endişelenirsin çünkü eğer bir hata olursa sadece onlar değil sen de çok önemli bir problemle karşı karşıya kalacaksın ama hemen peşlerinden gider ve onları oradan çıkarmaya çalışırsın.
Me preocupo por ellos porque si caen mal... no sólo vivirán una experiencia difícil... sino que yo tendré que meterme en la siguiente ola para sacarlos.
Hemen şunu söyleyebilirim. Duvar kağıdı hiç uygun değil. Fazla moral düzeltici.
Por ejemplo, te diré de entrada... el empapelado no funciona, es demasiado estimulante.
Beni hemen öldürüp buradan defolup gidebilirsin değil mi?
Me puedes matar e irte de aquí sin que te pase nada, ¿ no?
Burada değil, şimdi hemen yaylanın.
Pues, no está aquí, así que lárguese.
Büyük olasılıkla hemen dışarıda bir yerde saklılar değil mi?
Probablemente esté oculto por aquí afuera, ¿ no?
Karınızı görmem gerek. Hemen. İyi bir zaman değil doktor.
Necesito ver a su esposa, ahora.
Konu şu ki hemen başlamamız gerekmiyor ama, bana kalırsa yarışmaya önceden hazırlanmak iyidir, sizce de öyle değil mi?
No había que comenzar hasta el próximo mes pero debemos adelantarnos a la competencia, ¿ no?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]