English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Insan değil

Insan değil traducir español

4,593 traducción paralela
Onlar artık insan değil.
No son gente, ya no.
Bu insan değil.
Eso no es humano.
Ama o bir insan değil.
Pero él no es humano.
Onlar çiçek, insan değil.
Son flores, no personas.
- Neredeyse insan değil demek istiyorsun.
Apenas humano, querrá decir.
Ve bak sana söylüyorum, öldürücü gözleri keskin gözleri var, sanki insan değil gibi, biliyor musun?
Y se lo digo, ese tío tiene los ojos muertos, de tiburón, casi como si ni siquiera fuera humano, ¿ sabe?
Kumandan, araştırmalarıma göre, o bir insan değil.
Comandante, según mi investigación, eso no es un humano.
O şey insan değil.
No es un humano.
Onlar insan değil.
No son seres humanos.
İnsan duyguları tam bir gizem, değil mi?
Las emociones humanas son tan misteriosas, ¿ no te parece?
Size gözetlemeyi öğretirlerken hedeflerinizi birer insan olarak değil aktivite listesindeki bir detay olarak görmeyi öğretirler.
Cuando realizas vigilancia estás entrenado para ver a tus objetivos no como gente, sino como una lista de detalles y un registro de actividades.
İnsan beyninin bunu yapabilmesi ne komik değil mi?
Qué curioso lo que hace el cerebro, ¿ eh?
İnsanın düşüncesini açıklaması yasaya aykırı değildir, değil mi?
No va contra la ley expresar una opinión, ¿ verdad?
İnsan merak ediyor, değil mi?
Da que pensar, ¿ verdad?
- Birçok insan buna hazır değil. Orada seyyar tuvaleti falan olan bir kamp yeri hayal ediyorlar.
Mucha gente no está lista para eso, creen que es un lugar para acampar, como una fiesta, ¿ sabes?
Fransız tostu değil, ne yazık ki. İnsan her istediğini elde edemiyor.
No tostada francesa, tristemente, pero no puedes tener todo.
Beni onlara şimdi verirseniz sadece oğlum değil binlerce insan ölür. Anlaşma yaptık, bana söz verdiniz.
Tenemos un trato, lo has prometido.
Gizli görevdeyken hedefinizi bir insan olarak değil de hiçbir şeye önem vermeyen bir canavar olarak görürsünüz. Ancak bazen davalarına hatta ve hatta size ne kadar değer verdiklerini göstererek sizi şaşırtabilirler.
Cuando trabajas encubierto, es fácil deshumanizar a un objetivo y verlo nada más como un monstruo al que intentas derrotar, pero a veces te pillan con la guardia baja mostrándote lo mucho que se preocupan por su causa e incluso lo mucho que se preocupan por ti.
Bu kadar güzel bir manzara varken birçok insan buraya atlamak için gelmesi şaşırtıcı değil.
Con una vista tan bonita no me extraña que vengan a saltar aquí.
Yeminsiz, bir grup insanın size iyi bir nedensiz öylece bakması gibi bir şey olur, değil mi?
Bueno, sin votos, en realidad solo es un montón de gente de pie alrededor mirándoos sin ninguna razón, ¿ no?
Onları insan başının parçalarını yemeye zorlayarak böceğin başını kesme olayını yansıtıyor,.. ... tabii sadece insan başı değil, bir dişi insan başı.
Incluso replica la decapitación del insecto obligándoles a comer trozos de una cabeza humana, salvo que no es una cabeza masculina, sino una cabeza humana de mujer.
İnsan mıydı değil miydi bilemiyorum.
No podría decir si era una persona o una cosa.
4 aydan kısa süre önce bu binada meydana gelen felaketin insan temelli istihbarata dayalı olmasından değil yani?
¿ No sería, porque este tipo de decisiones de inteligencia sin sentido, fue lo que llevó al desastre en este mismo edificio hace menos de cuatro meses?
Filmdeki hiçbir insan normal değil.
Los directores de cine no son gente normal.
Anladığıma göre Soundwave sadece o insan çocukların değil başka insanların da kaydını tutuyormuş.
Tengo entendido que Soundwave guarda archivos de vigilancia de más que solo los niños humanos.
Zaten insan ırkının yok edilmesinde oynadığım rolü bilerek yaşamam mümkün değil.
No es como si yo pudiera vivir conmigo mismo, sabiendo el papel que jugué en la extinción de la humanidad.
Emily, dünyada pek çok insan gerçek sorunlar yaşıyor ama coşkulu bir tavsiye mektubu bunlardan biri değil.
Emily, hay gente con problemas de verdad en el mundo, y obtener una recomendación brillante para la universidad no es uno de ellos.
Pekâlâ, Bayan Blake'in dersinde Karanlığın Yüreği'ni okuyorduk ve bu ilk insanın içindeydi değil mi?
En la clase de la Srta. Blake, estamos leyendo "Corazón de las tinieblas", y está en primera persona, ¿ verdad? Narrado por Marlow.
İnsan üzülüyor ama, değil mi?
¿ Estás algo triste?
İnsan ya da iş senin görevini bir başkasının yapması hiç hoş değil.
Hombres o trabajo... No es bueno cuando alguien más hace tu trabajo.
Milyonlarca insanın hayatını harap eden bir finansal çöküş yaşadık, değil mi?
Experimentamos una falla masiva de nuestro sistema bancario, que devastó las vidas de millones de personas, ¿ verdad?
Ama ben 1,5 milyon insanın önünde yapmadım ve bu benim için bir şaka değil.
No lo hice frente a un millón y medio de personas y esto no es un chiste para mí.
Seni nasıl hissettirlikleri, sana nasıl iyi fikirler verdikleri hiç önemli değil, asla bir insanın sana ne yapman gerektiğini söylemesine izin verme.
No importa cómo te hagan sentirte, no importa lo buenos que parezcan... los consejos, no dejes, nunca, nunca, nunca que alguien te diga lo que hacer.
Sıcak filan değil. - Sonunda yıkanabilmek yeniden temiz ve insan gibi hissetmek güzeldi çünkü çok kirliydim ve...
Me sentó fenomenal poder lavarme por fin y sentirme limpia y humana de nuevo, porque estaba tan sucia, y...
Hedefinizi bir insan olarak değil de görevin bir amacı olarak görebilirsiniz.
Puedes pensar en tus blancos en términos que no sean exactamente humanos, como por ejemplo, "objetivos de la misión".
İnsan değil bunlar, canavarlar!
No son personas, son monstruos.
Pekâlâ, ilk olarak o bir çocuk değil, insan bile değil.
Primero, no es un chico, ni un humano.
Sadece Yİ köleleri değil, yani senin gibiler. Her birimizi öldürmeye niyetli insan personeli de var.
Tiene a esclavos como tú y humanos intentando matar hasta el último de nosotros.
Dünyanın en geveze insanı değil ve kendisi... - Zorba.
Bueno, él no es la persona más habladora, además es- -
- İnsan değil bu.
No es humana.
Birçok insan Beatles'ın gelmiş geçmiş en iyi grup olduğunu söyler, değil mi?
Sabe, mucha gente dice que Los Beatles fueron la mejor banda de todos los tiempos, ¿ verdad?
Gerçekten ironik, değil mi? Tüm Rusya'daki en iyi tıp üniversitesine girmek için 7 yılımı harcadım insan vücudunun her bir parçasını tedavi etmeyi öğrendim kalp hariç.
En realidad es irónico, pasé años en la mejor universidad de medicina de toda Rusia, aprendí a curar cada parte del cuerpo humano, excepto el corazón.
İnsan beyniyle tutarlı tek şey onun tutarsızlığıdır, yani hayır normal değil.
Bueno, lo único consistente del cerebro humano es su inconsistencia, con lo que no, no es normal.
Gururla duyururum ki Wayne Endüstrileri teknolojiyi geliştirerek insan yaşam şartlarını iyileştirmek için araştırmalarına devam ediyor ve bu yaptığımız icat sadece ülke enerjisini değil aynı zamanda tüm dünya enerji ihtiyacını da karşılayacak.
Me enorgullece anunciar, que Industrias Wayne continúa buscando, el avance de la condición humana a través de la tecnología con una innovación que responderá a la necesidad de energía del país, y del mundo.
İçi boşsa, en azından 10 milyon insan izlemiyor, değil mi?
-.Bueno, si está vacía, al menos diez millones de personas no están mirando, ¿ verdad?
Evet ama bu onun zihninin süper asker olan kısmıyla alakalı bir durum. İnsan olan yanıyla değil.
Sí, pero tal vez no funcionó porque se nutre de su lado súper soldado, no de su lado humano.
Grayson'lar insanı kendi dünyalarına çekiyorlar, değil mi?
Los Grayson te han empujado a su mundo, ¿ verdad?
Tek başına bir insan gözü bunu yapmaya yeterli değil.
El ojo humano no está preparado para ello.
O yengeç bacaklarına bayılacağına eminim. İnsan onları emerek resmen terapi oluyor, değil mi?
Apuesto a que te encanta chupar patas de cangrejo que lo prefieres a chuparte una maldita terapia.
Melekler insanın izni olmadan bedenlerine giremez değil mi?
Los ángeles no pueden poseer a un humano sin permiso, ¿ no?
İnsan olmakla ilgili çok şey var değil mi?
Hay mucho que hacer por ser humano, ¿ no?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]