Konuşmak yok traducir español
1,111 traducción paralela
Sana dedim, Dargelos, konuşmak yok!
¡ He dicho que te calles, Dargelos!
Konuşmak yok. Şarkı söylemek yok.
No hablarás más ni cantarás.
Bizi aynı yere koyacaklarından umutluyum. Acaba Kont d'Artois ( * ) nerede? Konuşmak yok!
Espero que al menos nos pongan en la misma zona donde está el conde de Artois ¡ No hablen!
- Lütfen yarış hakkında konuşmak yok.
- Pero no hablemos de carreras.
Koridorlarda konuşmak yok.
Dejen de hablar cuestiones privadas en los pasillos.
Artık konuşmak yok canım.
Estoy harto de charlas, preciosa.
Çok çeşitli ve sıradışı deneyimler hakkında benimle konuşmak yok
- En Nueva York me desviaba mucho.
Konuşmak YOK!
¡ ¡ ¡ No hablar!
- Çince konuşmak yok. - Huh?
Nada de hablar en chino.
- Seahawks ne durumda? - Spor konuşmak yok.
- ¿ Qué tal los Halcones Marinos?
Kural bir : Konuşmak yok.
Regla número uno, no se habla.
1890 ların aksaçlı maden arayıcıları gibi konuşmak yok.consarn it ne demek bulamadım.
Que no hable como un buscador de oro entrecano de 1 890. Recórcholis.
Onlarla konuşmak yok!
¡ No hable con ellos!
Konuşmak yok.
No se habla.
Artık konuşmak yok.
Basta de habla.
Sevişiyoruz, konuşmak yok.
Me jodes y tú no hablas.
Gertrude ve o lanet olası keçi hakkında artık konuşmak yok.
No hablaré más de Gertrude ni de ese cabronazo.
Ama sessiz olacaksın. Konuşmak yok.
Pero tienes que estar callada.
Konuşmak yok, dokunmak yok.
Sin hablar, sin tocar.
Konuşmak yok.
No hablen.
Bu noktadan sonra, konuşmak yok.
A partir de ahora, silencio.
Konuşmak yok.
Y no hablen.
Silah yok, argo konuşmak yok, kırmızı et yok.
Las armas, las palabras soeces y la carne de cerdo.
Senaryo harici konuşmak yok saldırgan.
No hable, agresor, a menos que lo diga el guión.
Din ya da siyaset konuşmak yok.
Nada de religión, nada de política.
- Konuşmak yok...
- ¿ Bromeas? - En silencio.
Konuşmak yok. Sahile uçuyoruz.
Estamos viajando hacia la costa.
Asla konuşmak yok.
No debes hablar jamás.
İşten konuşmak yok.
No hablemos de negocios.
Artık konuşmak yok.
Basta de hablar.
Konuşmak yok. Oraya geçin, geri kalanları ile birlikte.
No perderemos más tiempo precioso... investigando cada anomalía insignificante que se nos cruce en el camino.
Konuşmak isteyen yok mu?
¿ Nadie quiere hablar?
Psikolojide uzmanlığım yok ama konuşmak istersen...
Yo no he estudiado psicología, pero si quieres hablar...
Hızlanamayan araç yarış dışı kalabilir.Konuşmak için zaman yok tamam mı.
El auto Abanderado casi se va. No tenemos tiempo de hablar.
Bu konuyu konuşmak için özel bir arzum yok.
No tengo especial deseo de discutir el asunto.
Artık barışsever ve anlayışlı bir toplum haline geldik ve açık konuşmak gerekirse, bu durumla başa çıkacak donanımımız yok.
Verá, nos hemos convertido en una sociedad de paz, amor... y comprensión y, francamente, no estamos preparados... para hacer frente a esta situación.
- Konuşmak ister misin? - Konuşacak bir şey yok.
¿ Te apetece hablar de ello?
O kadar da kötü olmayacak, paylaşmak... Seninle konuşmak gibi bir arzum yok, ya da saçma sapan gevezeliklerini dinlemek için.
No tengo interés en hablar contigo, ni en escuchar tu cháchara estúpida.
Belki kısaca ve dürüstçe konuşmak dışında hiçbir beklentim yok ki bunun da sizi üzeceğini sanmıyorum.
Mi única esperanza es poder hablar honesta y brevemente con usted, por lo que no veo como esto puede dañarla.
Acelesi yok, ama seninle konuşmak istiyorum.
No es urgente, pero tengo que hablar contigo.
Devam edin, konuşmak için vakit yok!
Formen una línea. Oye tu, espíritu, no se aparte.
Abi, seninle konuşmak için vaktim yok, yapmam gereken işler var.
No tengo tiempo de hablar contigo, tengo trabajo.
Seninle, eski günler hakkında konuşmak gibi bir niyetim yok.
No tengo intención de rememorar el pasado contigo.
- Hayır, hayır hayatım, konuşmak yok.
Hablar. - No. No.
Konuşmak için görüşebiliriz ama dokunmak yok.
Podemos vernos para conversar, pero no tocarnos.
Müşterilerle konuşmak falan yok artık.
- Le acompaña el capitán Kurn.
Hey, bak bu konuda bozulmana gerek yok. Sadece astığın yazılarla ilgili olarak konuşmak istiyoruz.
- Solo queremos hablar de los carteles.
Dinle, yabancılarla konuşmak hakkında konuştuk. Bilmiyorsun, hiçbir fikrin yok.
¿ Qué te he dicho sobre hablar con extraños?
Ve konuşmak da yok!
¡ Y nada de hablar!
Yattığın adamı konuşmak için getirmiş olman çok güzel ama seni temin ederim ki, benim mikroplarla bir sorunum yok.
Elaine, gracias por traer al hombre con quien te acuestas pero te aseguro que no tengo ningún problema con gérmenes.
Bize ne yapacaksınız? Konuşmak yok dedim! Hey, hey, hey, yavaş ol.
Lo que haremos... será utilizar cualquier medio posible para adquirir la tecnología que acorte nuestro viaje.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65