Ne olduğu umurumda değil traducir español
372 traducción paralela
Beni geri götür! Bana ne olduğu umurumda değil.
No me importa lo que vaya a ser de mí.
Ne olduğu umurumda değil.
No me importa.
Oh Lex, burada ne olduğu umurumda değil.
Lex, no me importa qué haya pasado aquí.
Niyetinin ne olduğu umurumda değil.
¿ Crees que realmente es su tutor? No me importan sus intenciones.
Şey, demek istediğim, seni olduğun gibi seviyorum o yüzden ne olduğu umurumda değil.
Bueno, la verdad, me gustas como eres... ... no me importa lo más mínimo todo lo demás.
Bana ne olduğu umurumda değil.
¡ Yo no escaparé, pero ella tampoco!
Daha önce ne olduğu umurumda değil.
No me importa nada de lo que pasó antes.
Ne olduğu umurumda değil.
Sea lo que sea.
- Nedeninin ne olduğu umurumda değil.
Él... - No me importan las razones.
O günden beri kendimi ve, minik köpeğimi doyurduğum sürece bana ne olduğu umurumda değil.
Después, me daba igual lo que me pasara, mientras pudiera alimentarnos a mí y a mi perrito.
Hayır, siyah olduğu için değil. Ne olduğu umurumda değil.
No, no porque sea negro.
- Ne olduğu umurumda değil.
No lo puedo hacer de pie.
Kayaya ya da çukura ne olduğu umurumda değil sen benimsin!
No importa qué haya sucedido con la roca y el foso, ¡ Tú eres mía!
Ne olduğu umurumda değil.
Sea quien sea, me importa un bledo.
- Ne olduğu umurumda değil.
No me importa qué haya sido.
Yayın yoluyla hakaret, polis memuruna saldırı. Ne olduğu umurumda değil, ama yapacağım.
Calumnia, ataque a un policía... no me importa qué, pero lo haré.
Adamın ne olduğu umurumda değil.
No me importa lo que es.
Ne olduğu umurumda değil.
No me importa qué suceda.
Adının ne olduğu umurumda değil köle.
Me da igual cómo te llames, esclavo.
Ne olduğu umurumda değil, Barok bir şato da olabilir.
No me importa lo barroco que sea el castillo. ¿ Alrededor de los 90?
- Ne olduğu umurumda değil.
- Me la suda.
Artık sana ne olduğu umurumda değil.
Ya no me importa lo que te ocurra.
- Ne olduğu umurumda değil.
No me importa.
Bodrumda ne olduğu umurumda değil, o telefona ulaşmalıyız beyler.
No me importa qué hay allí, tenemos que llegar a ese teléfono.
Aniden iş bulma şansını yakalamış insanlarıyla, kim demiş iş imkanı yok diye, artık iş imkanımız var ve muhaliflere ve Yahudilere ne olduğu umurumda değil.
Entonces, incluso la Universidad de Pfilzing me invitó a una presentación. Eso fue en el invierno de 1983. A finales de enero.
Rolünün ne olduğu umurumda değil.
No sé dónde encaja ni me importa.
Ne olduğu umurumda değil... Hemen beni arıyorsun.
No me interesa que - me llamas.
Louise, ne olduğu umurumda değil, seninle geldiğime mutluyum.
Louise, pase lo que pase, me alegro de haber venido contigo.
Ne kadar uzak olduğu veya yolun ne kadar süreceği umurumda değil.
No me importa lo lejos que esté ni cuanto tiempo nos lleve.
Su üzerinde durduğu sürece, ne olduğu umurumda bile değil.
No me importa, mientras flote.
Ona ne olduğu umurumda bile değil.
No me importa lo que le ocurra.
En iyisiyle olduğum sürece ne kadar tehlikeli olduğu umurumda bile değil.
El peligro es lo de menos, si se está con los mejores. Con ustedes, por ejemplo.
Ona ne olduğu umurumda bile değil.
No me importa qué le sucedió.
O o yerde olduğu sürece... Silahşör olarak ne kadar ünlü olduğu umurumda değil.
Mientras el tal Chuka se comporte me da igual su reputación de pistolero.
Ne olduğu umurumda değil.
Dígalo en lenguaje cristiano, ¡ el mío!
Adïnïn ne oldugu umurumda degil köle.
Me da igual cómo te llames, esclavo.
Kahrolası bataklığın ne kadar derin olduğu umurumda değil!
No me importa hasta dónde te llegue el barro.
Ne olduğu umurumda değil.
- ¿ Las pruebas?
Asla peşime düşmeyecek. Ne kadar zor olduğu umurumda bile değil.
No va a lograr que me vaya de mi casa, por más que me cueste.
İşin ne olduğu umurumda bile değil.
El orden me enferma.
Aramızda ne olduğu, umurumda değil.
Después de lo que pasé, no me molesta nada.
Bunun ne kadar zor olduğu umurumda bile değil. Ne kadar zaman alacağı da umurumda değil.
No me importa cuán difícil sea ni cuánto tiempo lleve.
Ne kadar önemli olduğu umurumda bile değil!
Me da igual lo importante que sea.
Sebebin ne olduğu umurumda bile değil.
No me importan tus razones.
Ama Susan ve çocuk kurtulduğu sürece ne olduğu gerçekten umurumda bile değil.
Pero si Susan y el niño pueden salir ilesos no me importa lo que pase.
Kim olduğu, ne yaptığı umurumda değil.
No me importa quien es o qué hace.
- Ne kadar olduğu umurumda değil. Oradan çıkarmalıyız hemen.
- Tenemos que sacarlo de ahí.
Kadının ne renk olduğu umurumda bile değil.
No importa de qué color sea ella.
- Ne olduğu umurumda bile değil.
- No me apetece hablar de ello.
Ne kadar zeki olduğu umurumda değil.
Por muy inteligente que sea.
Adamla beraber okula gitmedin, ne çeşit bir etiketi olduğu umurumda değil, tanımıyorsunuz.
No habéis ido al colegio con nadie. No importa que insignia tenga, no lo conocéis.
ne olduğunu bilmiyorum 211
ne olduğunu 23
ne olduğunu biliyorum 99
ne olduğunu anlat 19
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyorsun 72
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
ne olduğu önemli değil 19
ne olduğunu 23
ne olduğunu biliyorum 99
ne olduğunu anlat 19
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyorsun 72
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
ne olduğu önemli değil 19
umurumda değil 1240
ne olmuş 1509
ne olmus 18
ne oldu 12116
ne oluyor burada 288
ne olur 244
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne oldu canım 18
ne olmuş 1509
ne olmus 18
ne oldu 12116
ne oluyor burada 288
ne olur 244
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne oldu canım 18
ne olursun 26
ne oluyor 2215
ne olursa olsun 694
ne olsun 26
ne oluyor ya 17
ne olur ne olmaz 63
ne oldu ona 111
ne oldu bana 30
ne oldu acaba 21
ne oldu dostum 18
ne oluyor 2215
ne olursa olsun 694
ne olsun 26
ne oluyor ya 17
ne olur ne olmaz 63
ne oldu ona 111
ne oldu bana 30
ne oldu acaba 21
ne oldu dostum 18