Pek iyi değil traducir español
2,859 traducción paralela
Pek iyi değil.
No muy bien.
Pek iyi değil.
Nada bien.
Jimmy sormam gerek ailenin sabıkası pek iyi değil de bebek yüzünden mi evlendiniz yoksa evlendiğiniz için mi bebek yaptınız?
Jimmy, tengo que preguntar... a la vista del historial de tus padres, ¿ el matrimonio causó el bebé o el bebé causó el matrimonio?
Ama şu sıralar durumlar pek iyi değil.
Pero no le está yendo bien últimamente.
Bu işlerde pek iyi değilsin, öyle değil mi?
No eres muy bueno en esto. ¿ O sí?
Bu pek iyi değil
Eso no suena bien.
Sanırım odamdaki yatak pek iyi değil, ancak birşeyler ayarlayabiliriz.
Bien, no hay en realidad mucho cuarto en mi cama, pero pienso que le podemos hacer funcionar.
Son zamanlarda durumum pek iyi değil. Boş versene.
Últimamente no me ha ido muy bien.
Matematiğin pek iyi değil galiba.
No eres muy buena con matemáticas.
Durum pek iyi değil.
- Hey... - La situación no es la ideal.
Elimden geleni yapacağım ama durum pek iyi değil.
Hago lo que puedo por conservarte, pero no lo veo posible.
Pek iyi değil
No muy bien.
Pek iyi değil. İyi bir seçim değildi.
No muy bien, No era un buen partido.
Pek iyi değil.
Es algo duro.
Hafızan pek iyi değil herhalde değil mi?
No tienes buena memoria, ¿ verdad, Barney?
- Bu günlerde durumum pek iyi değil.
- Estoy pasando por un momento difícil, Jill.
İngilizcem pek iyi değil.
No hablo muy bien Inglés.
Pek iyi değil.
- No muy bien.
Evet, pek iyi değil.
Asi es.
Serena ve benim aramız pek iyi değil.
Serena y yo no estamos en buenos términos.
Aç ve durumu pek iyi değil. Manşetlerinden ve ayakkabılarından görebilirsin bunu.
Él tiene hambre y no tiene mucho dinero, lo dedujiste por sus puños y zapatos.
Üzgünüm ama haberler pek iyi değil.
Bueno, lo siento, pero no tengo buenas noticias.
- Durum pek iyi değil.
No tiene buena pinta.
Şu pek iyi değil.
No estás en lo cierto de nuevo.
Ama düşünüyorum da çekilen bu daha fazla dikkat ailen için pek iyi değil.
Pero me pregunto qué tan buena será esta atención adicional para la familia.
Evet, pek iyi dinleyici değiller, değil mi?
Sí, no son buenas escuchando, ¿ verdad?
Pek de iyi bir fikir değil.
Esa no es una buena idea.
Evet, pek de iyi bir fikir değil.
Si, no fue una buena idea.
Ama o kadın diğer kadınlara pek benzemiyor ve beden ölçüleri de iyi değil.
Pero esa mujer no tiene timidez como otras mujeres. Y creo que su cuerpo no es tan grandioso.
- Pek iyi bir fikir değil. - Evet, evet.
No fue una idea muy brillante.
Bunu söylemek pek doğru değil ama kadınlar ve arabalar iyi bir karışım olmasa gerek.
Decirlo no es políticamente correcto pero las mujeres y los autos no son buena combinación.
Geçen seferki pek de iyi gitmedi, değil mi?
No resultó muy bien la última vez.
- Görünüşe göre pek iyi değil.
- No tan bien, parece...
Pek iyi bir fikir değil.
No es la mejor idea.
İyi olan biziz ama senin pek umurunda değil gibi.
Estamos en el lado bueno, pero al parecer eso no te interesa.
Pek değil. Yani o kadar iyi değil.
No mucho, no es tan genial.
Teknolojinin dışarıda olması için pek de iyi bir çevre değil.
No es el mejor ambiente para la tecnología que se asienta ahí afuera.
Bak, Ramsey ve Gary'nin arasının pek de iyi olmadığını biliyorum ama biz aileyiz, değil mi?
Sé que Ramsey y Gary no siempre se llevaron bien, pero somos familia, ¿ no?
Pek iyi bir baba sayılmam, değil mi?
No estoy haciendo demasiado bueno de un trabajo de ella, ¿ verdad?
Pek iyi bir fikir değil bence.
No creo que esa sea una buena idea.
Bu pek iyi bir fikir değil gibi.
No es una buena idea.
Dinleyin, şu anda pek iyi bir zaman değil, René'ye beni aramasını söyler misiniz?
Escuche, ahora no es un buen momento. ¿ Podría decirle a René que me llame?
Ziyaret için pek iyi bir zaman seçmemiş, öyle değil mi?
No escogió un buen momento para visitarnos, ¿ cierto?
Öyleyse işimi pek iyi yapmıyorum demektir, değil mi?
Supongo que no estoy haciendo bien mi trabajo, ¿ no?
Pek iyi bir an değil şimdi.
No es un buen momento.
İyi bir oyuncusun ama gülümsemen pek gerçekçi değil.
Eres una buena actriz, pero esa sonrisa no parece real.
Ortada Diana falan olmasa da, senin "bu dünyanın bir parçası olmak istemiyorum" olayın pek iyi bir fikir değil.
Aunque no hubiera Diana, tu noción entera de "no querer ser parte de este mundo" no es una buena idea.
Pek iyi gitmedi, değil mi?
Eso no ha ido muy bien, ¿ verdad?
Pek iyi şeyler değil.
Bien, nada bueno.
Kontrol pek en iyi olduğum şey sayılmaz, değil mi?
Control, no es precisamento lo mejor que soy, ¿ verdad?
Pek iyi bir zaman değil.
No es buen momento.
pek iyi değilim 34
pek iyi hissetmiyorum 34
pek iyi görünmüyorsun 47
pek iyi görünmüyor 18
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
pek iyi hissetmiyorum 34
pek iyi görünmüyorsun 47
pek iyi görünmüyor 18
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66