English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yer yok

Yer yok traducir español

4,620 traducción paralela
Karın olmak isteyeceğim başka bir yer yok.
No hay otro lugar que preferiría para convertirme en tu esposa.
Ve bir savaşta duygusallığa, ya da başka herhangi birşeye yer yok.
Y en una guera donde no hay sitio para... bueno, sentimentalismos.
Mike başka bir yer yok.
No, Mike, no nos queda más de donde recortar.
Bak... Bu vidanın 3 tane köşesi var ve kullanacak hiçbir yer yok!
Mira... este tornillo tiene tres lados puntiagudos.
Hem bir klozete bile yer yok, tamam mı?
Ni siquiera hay un asiento para el cagadero, ¿ de acuerdo?
Etrafa bir göz at, kaçacak hiçbir yer yok.
Echa un vistazo alrededor, no hay ningún sitio al que huir.
Ben ve Adam'a yer yok.
No hay lugar para mí y Adam.
Sorumluluğu üstlenen hiçbir yer yok.
No había ninguna reivindicando la responsabilidad.
Artık Andros'da hepimize yer yok.
No queda una sala en Andros para nosotras.
Tüm şehir kapatıldı, kaçacak yer yok.
La ciudad ya está sellada... nadie puede escapar.
Kaçabileceğin bir yer yok.
No tienes adonde ir.
Bu dünyada sana ulaşamayacağım hiçbir yer yok Red.
No hay ningún sitio en este punto en el que no pueda alcanzarte, Red.
Her taraftan geliyor. Kaçacak yer yok.
De todos lados, no hay escapatoria.
Öyle bir yer yok! Lanet meret!
¡ Maldita seas!
Öyle bir yer yok.
No existe algo así.
Dünyada ondan güzel bir yer yok.
No hay lugar mejor en el mundo. "
Bugünlerde dünya nasıl bir hal aldı bilmiyor musun? Kötülere yer yok pek.
El mundo es demasiado bueno para que prevalezca el mal.
Boş yer yok.
No hay asientos libres.
Spesifik bir yer yok.
Sin rumbo.
Ait olduğun kömürlükte bile yer yok sana. "
Ni siquiera en la caldera donde perteneces ".
Baba, buralarda yemek yiyebileceğimiz bir yer yok mu?
Padre... ¿ hay algún lugar para comer aquí cerca?
Senin olman gereken bir yer yok mu?
¿ No tienes un lugar para estar?
Sığınacak yer yok, Kelor.
No hay ningún refugio, Kelor.
YER YOK
NO HAY VACANTES
- Gidecek bir yer yok.
Es que no hay adónde ir.
Komutanım, tahliye edilebileceğiniz bir yer yok.
Señor, no tenemos a dónde evacuarlos.
Gereksiz insanlar için burada yer yok.
No hay cabida aquí para personal no esencial.
Ama öyle bir yer yok.
Pero ese sitio no existe.
Pekala, ama sana yer yok.
No lo hay. ¿ Por qué no?
Gidecek bir yer yok, satacak mal yok... kellelerimiz tehlikede!
¡ No tenemos dónde ir! ¡ Nada que vender! ¡ Y ningún dragón que enseñar!
- Eleştiri için yer yok.
- No hay lugar para la crítica.
Portland'da büyü çalışması yapacak pek fazla yer yok.
No hay donde practicar la magia en Portland.
Burası küçük bir daire. Bütün aileye yetecek yer yok.
Este es un apartamento pequeño, tu familia no cabe.
Seni verebileceğim hiçbir yer yok.
No tengo dónde ponerte.
Kımıldayacak yer yok, tutamıyorum ve Kelly'nin arkasına işemeye başlıyorum.
El baño estaba lleno. No había lugar y no podía esperar, así que comencé a mearle la parte de atrás de los pantalones a Kelly.
Manny ne demişse desin, salonda yer yok.
A pesar de lo que dijo Manny no hay habitación.
Yer yok.
No ha habitación
Onu saklayabileceğimiz hiçbir yer yok mu?
¿ No hay ni un lugar a dónde llevarlo?
Gidecek bir yer yok!
¡ No hay a dónde ir!
Başka olmak istediğim bir yer yok.
No hay lugar otra cosa que preferiría estar.
Cennette bizim gibilere yer yok, değil mi çocuklar?
Font color = "# ffff80" ¿ No hay lugar en el cielo para la gente como nosotros, sin embargo, los niños. Je.
Peki, öyleyse neden yok sadece sonra beni ara ve, uh, edeceğiz bir yer seçer?
Vale, ¿ por qué no me llamas más tarde y elegimos un sitio?
Kaçabileceği hiçbir yer yok şimdi.
Ahora es imposible que se presente.
Kaçabileceğin hiçbir yer veya seni bizden koruyabilecek hiç kimse yok.
No hay nadie en que puedas confiar para mantenerte a salvo de nosotros.
Annenler yok demek, yer yatağı olmaması TV'nin bana kalması uyanıp da Tag'in pijamalarını bulmak zorunda kalmamam demek.
Sin padres significa sin colchones de aire, no compartir la tele, no despertar a Tag buscando algo en el estante más alto con su pijama puesta.
Gidecek yeriniz yok diye, yer verdik yemek verdik, maaş verdik.
Dejé que te quedaras aquí y que comieras porque dijiste que no tenías a donde ir. ¡ Yo te pago!
Sürekli yer değiştiriyor. O yüzden yok.
Anda de aquí para allá.
Ne kutunun içindeki ne de gideceği yer hakkında bilgisi yok.
Él no sabe lo que hay dentro del paquete, ni a donde lo enviaron.
Şimdi, senin Marco'yu yenebilmenin mümkünatı yok, ama, demin ilk roundda yaptığın gibi, ayakta kalabilirsen, spor kurulunda yer alan birkaç kişinin dikkatini çekebilirsin.
Ahora, no hay manera de que se puede superar eso Marco, pero si Wale en él como tú acabas de hacer por ahí en la primera vuelta, quizás el circuito cerrado va ser recogido por la alimentación deportiva local.
Ne kadar tenha bir yer! Önünde içki içebileceğin küçük bir şey bile yok.
Qué sitio tan solitario... ni siquiera alguien con quien beber.
Bu hikayeyle gidebileceğim fazla yer yok Doc.
No tengo mucho para escoger, Doc.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]