Önün traducir español
83 traducción paralela
Önün açık.
Despejado.
- Önün açıktı!
- ¡ Estabas solo!
Diyorum ki, sende önün gibi mı düşünüyorsun?
- ¿ Piensas lo mismo que él de mí?
Ben de bu işleri çok iyi bilirim, bazen önün açılır ama menajerin bu yükü kaldıracak biri değildir.
Conozco esas situaciones, a veces hay algo que no funciona y él no puede ayudarte.
Önün açık!
¡ Está despejado!
Hadi Metron, önün açık!
¡ Vamos, Metron, estás solo!
Burası önün.
Éste es tu frente.
- Önün açıktı.
- Estabas abierto.
Bir süredir seni terfi ettirmek istiyordum. Akıllı ve beceriklisin, önün de açık.
Hace tiempo que estoy pensando en ascenderte, eres inteligente, capaz, no te vuelvas loco.
- Tümüyle açık olacak önün.
- Está totalmente vacía.
Önün açık.
Vía libre.
Önün apaçık.
El arco está indefenso.
Cesaretin de varsa önün açık.
Y tú tienes la inteligencia. Si también tienes el coraje llegarás lejos.
Önün fişlerden kulelerle doludur. Önünü bile göremezsin.
Montones y torres de fichas que no me dejen ver.
Sadece oraya oturup önün ölmesini mi izleyeceksiniz?
¿ Se van a sentar para verlo morir?
İyi kayıyorsun, önün açık gözüküyor.
Patina como puedas y estarás bien.
Herkesin önün de zamanı durdurmayı?
¿ Congelar el tiempo delante de, no sé, digamos, todos?
- Önün açık kalmış.
- Se voló.
Belki de Wayne ile senin önün açılmış olur!
¡ Yeso te facilitará las cosas con Wayne!
Sadece zamanla olgunlaşan bilgeliği Önün açık, geliş ve büyüyeceksin de
# The wisdom only time breeds La sabiduría solo el tiempo produce florece y crecerás
Renklerini bu muazzam demete Önün açık, geliş ve bir şeyi öğren
# Your colours to the vast bouquet Tus colores al inmenso ramo aprende una cosa
Sadece zamanla olgunlaşan bilgeliği Önün açık, gelişip ve büyüyeceksin de
# The wisdom only time breeds La sabiduría solo el tiempo produce florece y crecerás
Olması gerektiği gibi Önün açık, geliş ve bağışla...
# The way your life was meant to be La forma en que tu vida estaba destinada a ser florece y perdona
Önün apaçıktı!
¡ Ese triple está tirado!
Yanında bir haham varsa, önün açıktır.
Si tienes un padrino, estás encaminado.
Ben önün geri gelmesini istiyorum.
La quiero en casa.
Bu, önün açıkken arkanı kollamaya benziyor.
Es como cubrirse las espaldas mientras el frente está abierto
Aa, kahretsin, biliyor musun, bu - bu benim için çok zor... sürekli Jenny ve senin gözümün önün olmanız.
ah, mierda, sabes que es difícil para mí Tenerlas a tí y a Jenny en mi cara todo el tiempo
Önün bomboş.
Los huecos están abiertos.
Viper 1-1-0-4 önün açık. Yön bulma / dümen yeşil.
Viper 1-1-0-4 despejado.
Lütfen evlerinize önün.
Vuelvan a sus casas.
Bu mektubu askere alma subayına ver ve önün açılmış olur.
Preséntale esta carta al oficial de reclutamiento y debe quedar claro.
Programını değiştirmeyeceğiz ancak halk önün çıkışlarını azaltabiliriz.
No vamos a desviarnos de su agenda, pero seguramente acortaremos sus apariciones públicas.
Ve önün.
Y con tu delantera.
İçeri adımını attıktan sonra, modayla ilgili olmayan dergini çıkarmak için önün açılıyor. Tamam.
Pones el pie en la puerta, y entonces están en camino para hacer tu revista que no es de modas.
Üç aylık ödemen ve ondan sonra önün açık.
Teniendo un contrato lo pagas fácil. Tres meses de salario y está todo pago.
Kurba-nıgın önün-dege bir şey söyleme.
No delante de la víctima.
Önün bomboş, önün bomboş.
No veo nada, de nada.
Senin önün açık, Ella. Saç stilini bir kez daha gözden geçirir ve birine saplamadan önce o tırnaklar kesersen tabii.
Tú tienes futuro, Ella, cuando pienses mejor el resplandor único de tu cabello y deshacerse de las uñas antes que accidentalmente se claven a alguien
Sam, önün açık mı?
Sam, ¿ tienes línea de tiro?
- Önün kuzey mi?
- ¿ Estás buscando norte?
Yankee Zulu X-ray, 10.500'de önün açık. Negatif trafik.
- Yankee Zulu de rayos X, que está despejado a 10.500, el tráfico negativo.
Önün çok açık tatlım.
El cielo es el límite, querida.
Süper, bitiş çizgisine kadar önün açık.
Bien, ahora todo está despejado hasta la meta.
Benim eski eşim ve ben bunun önün geçmeyi başardık.
Oh, si. Mi ex y yo, tuvimos que cortar eso de raíz.
Önün açık.
Tenéis un tiro limpio.
Evet, ama öncelikle önün geçmemiz lazım.
Sí, pero tenemos que ir por delante.
Önün açık söyleyeceğim o ki.
Te pondrías en camino.
Önün hep batmış. Que?
- Estás lleno de sal.
Önün açın!
¡ Despejen el camino!
Önün açık, Benny.
- Buen trabajo, Benny
önünde 25
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onunla yattın mı 71
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onunla yattın mı 71