Öğlen oldu traducir español
200 traducción paralela
Öğlen oldu. Harika bir sabahtı ama.
Hemos tenido una bonita mañana.
Neredeyse öğlen oldu.
He perdido la mayor parte del día.
Neredeyse öğlen oldu.
Y ya son más de las 12.
Öğlen oldu.
Es el mediodía...
Öğlen oldu, hala uyuyor.
Son las doce y él duerme.
Öğlen oldu bile.
Ya es casi por la tarde.
Hey, öğlen oldu. Yemeğe gel.
Eh, es mediodía, vamos a comer algo.
Öğlen oldu.
Ya es mediodía.
Uyan artık, neredeyse öğlen oldu.
Teresina, despierta. Son casi las doce.
Öğlen oldu.
Ya salió el sol.
Öğlen oldu seni paçoz herif. Kalk!
Es más del mediodía, haragán. ¡ Levántate!
- Neredeyse öğlen oldu.
- Es casi mediodía.
Neredeyse öğlen oldu.
Casi mediodía.
Öğlen oldu mu?
¿ Ya es mediodía?
Kichizo, öğlen oldu.
Es mediodía.
Öğlen oldu mu?
¿ Es mediodía?
Çoktan öğlen oldu.
Ya es mediodía.
Öğlen oldu.
¡ Ya era hora!
Bak, öğlen oldu.
Te he llamado al mediodía.
Neredeyse öğlen oldu.
Es casi mediodía.
Anne, öğlen oldu!
Mamá, es medio día.
Öğlen oldu mu?
¿ Ya son las doce?
Neredeyse öğlen oldu.
Ya es casi la hora.
Daha öğlen oldu.
Es solo mediodía.
Öğlen oldu ona doğru yol aldı, Güneşe doğru.
Era mediodía y lo hizo volar hacia el sol.
Öğlen oldu. Biliyorum.
Ya sabía.
Neredeyse öğlen oldu.
Es cerca de mediodía
Öğlen oldu.
¡ Si son casi las doce!
Öğlen oldu.
- ¿ Buenos días?
Öğlen oldu!
¡ Ya pasa de mediodía!
Öğlen oldu.
Es mediodía.
Neredeyse öğlen oldu.
- Es casi mediodía.
Öğlen oldu. Öğlen raporunu sumayı şimdi bitirdiler.
Mediodía, acaba de terminar el reporte de mediodía.
Sanırım öğlen oldu.
eh, creo que es, mediodía.
Neredeyse öğlen oldu!
¡ Es hora de la comida!
Öğlen oldu.
Es el mediodía.
Bu öğlen Sam Harris ile bir telefon görüşmem oldu.
Esta tarde me llamó Sam Harris.
Bir ay falan çıkmıştık ve sonra bir öğlen geldi ve kasabadan ayrıldığını söyledi aynen böyle oldu.
Llevábamos un mes saliendo juntos... y luego, una tarde, pasó a decirme que se iba de la ciudad... sin más ni más.
Bankadaki öğlen yoğunluğu yüzünden oldu.
Había cola en el banco.
Sana öğlen demiş. Saat 6 oldu bile. Hala nasıl arayacağını düşünüyorsun?
Dijo que te llamaría al mediodía y ya son las 6 ¿ cómo confías aún en que te llame?
Neredeyse öğlen oldu.
Ya son las doce, Paul.
Öğlen mi oldu?
¿ Ya es la hora del almuerzo?
- Öğlen oldu.
Es mediodía.
GERALD FORD BUGÜN ÖĞLEN 38İNCİ BAŞKAN OLDU.
EL presidente DICE QUE NO DIMITIRÁ 9 DE AGOSTO DE 1974, NIXON DIMITE GERALD FORD SERÁ NOMBRADO HOY A MEDIODÍA 38 PRESIDENTE DE EE.UU.
Öğlen birşey mi oldu?
¿ Te ha pasado algo?
- Her sabah gecikiyor ve öğlen vakti de saatlerce ortalıktan kayboluyorsunuz. Ne oldu böyle birden bire?
Cuando mi mejor y más joven trabajador compulsivo comienza a retrasarse una hora cada mañana y necesita 90 minutos de tiempo para almorzar el día de hoy necesito saber lo que todo eso significa.
Ne oldu? Öğlen siyahlı bir adam bunu getirdi.
Un hombre de negro lo ha traido.
Öğlen yemeğime ne oldu?
¿ Qué demonios le pasó a mi lonchera?
- Saat kaç? - Öğlen oldu mu?
- ¿ Qué hora es?
Oysa öğlen haberlerinde... Ne oldu? Kapatman mı gerekiyor?
Pero entonces el hombre dijo a media mañana...
Öğlen oldu!
¡ Es casi mediodía!
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürecekler 16
öldün mü 25
öldürüldü 143
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürecekler 16
öldün mü 25
öldürüldü 143
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25