Bu da bir şeydir traducir francés
344 traducción paralela
Sonuçta Nolan ailesinden biri mezun olabilecek. Francie de mezun olmaya çok yaklaştı. Bu da bir şeydir.
Quoi qu'il en soit... un seul membre de la famille Nolan pourra poursuivre ses études.
Ama ben, ki Pavlova'nın dans edişini izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki dün gece kötü değildin iyi değildin ama kötü de değildin. Bu da bir şeydir.
Mais moi qui ai vu danser la Pavlova si je te dis qu'hier tu n'as pas été mauvaise pas bonne, mais pas mauvaise ça signifie quelque chose.
- Bu da bir şeydir.
- C'est déjà ça.
En azından bu da bir şeydir.
C'est toujours ça.
12 az kalır! Neyse bu da bir şeydir!
C'est mieux que rien.
Eh, neyse bu da bir şeydir.
Bien, ca me soulage.
Size yiyecek göndermiş. - Fazla değil ama bu da bir şeydir.
Il vous a envoyé un peu de nourriture.
Bu da bir şeydir!
Ben... C'est mieux.. Que rien!
Bu da bir şeydir.
C'est amusant.
Bu da bir şeydir.
Une sorte de répit.
Bu da bir şeydir.
Bah, c'est un début
Bu da bir şeydir, değil mi?
Marrant, non?
Bu da bir şeydir.
Au moins ça! Voyons...
Bu da bir şeydir.
Il y a au moins quelque chose qui marche.
Bu da bir şeydir.
C'est déjà ça.
Bu da bir şeydir. Kushiro, Shin-Fuji, Ohtanoshige, Shoro, Shiranuka, Onbetsu...
Kushiro, Shin Fuji, Otanoshige, Shiranuka, Onbetsu, Shakubetsu...
Neyse bu da bir şeydir.
C'est déjà un point de départ.
Bu da bir şeydir, değil mi?
Ça doit vouloir dire quelque chose.
Bu da bir şeydir.
C'est déjà bien.
Bu da bir şeydir.
C'est pas rien!
Sen gözlerimi açtın Worth, bu da bir şeydir.
Tu m'as ouvert les yeux. C'est déjà bien.
En azından bu da bir şeydir.
Alors, j'ai voulu essayer.
Eğer birinin problemiyle, hastalığıyla yüzleşmesinde benim bir payım varsa bu da bir şeydir.
Si j'arrive à aider un homme à affronter son problème, sa maladie, ce sera déjà quelque chose.
Yani, bu da bir şeydir.
Ça compte.
Eh, bu da bir şeydir.
Ah, bravo!
Bu da bir şeydir.
Ça, c'est quelque chose.
Ve bu da bir şeydir!
Et c'est quelque chose!
İyi, bu da bir şeydir.
Voilà quelque chose.
Hiç değilse bu da bir şeydir.
C'est déjà ça.
Bu da bir şeydir, değil mi?
Nous progressions, non?
Bu da bir şeydir. Ne yazık ki yeterli değil.
C'est pas mal, mais toujours insuffisant!
Ama olsun, bu da bir şeydir, değil mi?
Mais c'est toujours ça, non?
Sekreterine aşık olmuşsun. Bu da bir şeydir.
Tu es tombé amoureux de ta secrétaire.
- Eh, bu da bir şeydir.
- C'est déjà ça.
İşte, bu da böyle bir şeydir.
C'est la vie.
O çok iyi eğitim gördü, bu da değerli bir şeydir.
Elle est très bien élevée et c'est un bien délicat.
Bu da ilkel bir güdü olan seksten daha önemli bir şeydir.
C'est une passion bien plus primaire que le sexe.
Eh, bu da bir şeydir.
C'est déjà pas mal.
Ama bu da bizim, kendi şartlanmalarımızla yarattığımız bir şeydir.
En réalité, elle est ce que notre état psychologique en fait.
Bu da çok doğal bir şeydir, ama bakın kuzenim Ceil'i ele alalım.
C'est naturel, mais tenez, ma cousine Ceil.
Rusya'da bu sıradan bir şeydir.
Eh oui! En Russie, on ne fait que ça!
Bu da muhtemelen rutin bir şeydir.
Un appel de routine.
İngiliz para arzı ellerindeydi ve İngiliz ekonomisi lunapark treni gibi vahşi yükselişler ve krizlere girmeye başladı. Bu tam da bir merkez bankasının engellemeye çalıştığını öne sürdüğü şeydir. - BANK OF ENGLAND BAŞKANI - " Yalnızca Bank Of England'a değil, bütün merkez bankalarına
Avec la distribution de monnaie britannique fermement sous leur emprise, l'économie britannique a connu une série sauvage de montagnes russes de croissances et de dépressions, exactement le genre de choses qu'une banque centrale est censée empêcher!
Bu da insani bir şeydir.
C'est un sentiment humain normal.
Bu bizi büyüleyici yapan bir şeydir- - ve çok da az bir kızgınlık olmaz.
C'est ce qui nous rend fascinantes. Et assez terrifiantes.
Bu da nerdeyse kendine aşık olmak gibi bir şeydir.
C'est comme si tu tombais amoureux de toi-même.
Büyük ihtimalle bu da onun getirdiği bir şeydir.
C'est sans doute pour ça.
Bu da bir şeydir.
Ca alors!
Bu civardaydım da. Sigorta, onsuz olamayacağınız bir şeydir. Bir hafta bile.
J'étais dans le quartier et... mieux vaut être assurée maintenant que dans une semaine.
- Bu da bir şeydir.
- Merci!
Bu da bir şeydir.
On cherche le papa, on trouve son pick-up.
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek oluyor 285
bu da senin için 26
bu dansı bana lütfeder misiniz 41
bu da bir şey 32
bu da nedir 250
bu da demektir ki 37
bu da ne şimdi 46
bu daha çok 18
bu da doğru 32
bu da nereden çıktı 72
bu da senin için 26
bu dansı bana lütfeder misiniz 41
bu da bir şey 32
bu da nedir 250
bu da demektir ki 37
bu da ne şimdi 46
bu daha çok 18
bu da doğru 32
bu da nereden çıktı 72