English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ F ] / Flaş haber

Flaş haber traducir portugués

218 traducción paralela
Flaş Haber!
Extra!
BROADWAY PAPARAZZİ FLAŞ HABER!
BISBILHOTICES DA BROADWAY FLASH!
Flaş haber :
Última notícia :
Flaş haber. Bir kaza oldu.
- Boletim oficial.
Flaş haber! Tilt servet dağıtıyor!
Extra, extra, estouro no pinball!
Flaş haber! Flaş haber!
Extra, extra, extra!
Flaş haber! Flaş haber!
Extra, extra!
Galiba KABC onu vuranın yakalandığını flaş haber olarak geçti.
Soube que a KABC teve o exclusivo, quando apanharam o assassino.
- Flaş haber!
- Notícia de última hora!
- Harv, flaş haber yok.
- Harv, já não há notícia.
Sana sıcak bir flaş haber vermiyorum.
Não disse isto para lhe dar um furo.
Flaş haber, Lisa.
Noticia de última hora, Lisa.
Flaş haber için sağ ol, kıvırcık kafa.
Obrigado pelo aviso, cabeça de abóbora. - Cala-te!
Bugünkü flaş haber : Motor Kenti, Japon oluyor.
A história desta noite, Motor City comprada por Japoneses.
Şimdi flaş haber :
As notícias :
Polis Gücü, ABD tarihinin en kötü suçlusunun Los Angeles adası sürgün merkezi olan Ateş üssü 7'ye getirildiğini flaş haber olarak duyurdu.
Em última hora, a Polícia anunciou a chegada do mais célebre fora-da-lei da história dos EUA à Base 7, o centro de deportação da ilha de Los Angeles.
Mükemmel bir flaş haber istiyorum.
Quero uma história exclusiva.
Teslim olursan hikayeni anlatmana izin veririm..... ama flaş haber olsun istiyorum.
Eu entrego-te a são e salvo. Deixo-te contar a tua versão, mas quero o exclusivo.
Flaş haber, büyük olay.
Notícia de última hora, espertalhão.
İşte siz Selena hayranları için bir flaş haber.
Eu sei. Temos uma notícia para os fãs de Selena.
Ben "Flaş Haber" den Merlee Thomas. Söz sende, Bob.
Sou a Merlee Thomas do "It's Happening Now News."
Flaş haber : kaygılanmayı kes. Yüzünde kırışık oluşacak.
Notícia de última hora : deixa de te preocupar ou vais ficar com rugas.
Flaş haber! Flaş haber! Cuma gecesi, 211 yarda koştu.
Notícia de desporto sprint de 211 metros Sexta à noite, somando 894 metros quando ainda faltam dois jogos.
Flaş haber millet! |
Oiçam... "noticiário" paratodos.
Flaş haber millet! O sadece bir filmdi.
Para tua informação, foi só um filme, entenderam?
Flaş haber, dünya Phoebe'nin etrafında dönmüyor.
Última hora, o mundo não gira à volta da Phoebe.
Erkek arkadaşı müsvettesi Michael Guerin hakkında güncelleşmiş flaş haber.
Lembrei-me de vir aqui por causa do meu falso namorado Michael Guerin.
Flaş haber.
Notícias novas.
Ah, inan bana flaş haber değil bu ki, tüm erkeklerin aklı fikri seks.
Oh, acredita em mim, não é novidade que tudo o que importa aos homens é o sexo.
Flaş haber.
Notícias de última hora!
Flaş haber.
Noticia de última hora :
Flaş haber, anne. Beyaz olmayan herkes senin hizmetçin değil.
Nem todas as pessoas de cor estão aqui para a servir.
Ve flaş haber ; öylesin.
E sabes que mais? Tu és.
Flaş haber! İnsanların duygularıyla nasıl yüzleşeceğini yorumlama yetkin yok!
Tu não estás habilitado a comentar sobre a maneira das pessoas lidarem com as suas emoções.
İşte sana flaş haber, Skeech, şanslıydın.
Notícia de última hora, Skeech, foi sorte.
Flaş haber.
Isto acabou de chegar.
Flaş haber!
Flash noticioso!
Şimdi bir flaş haber.
Ú ltima notícia.
Tamamdır Doktor Koz, dinle, çünkü asıl flaş haber şimdi geliyor.
Prontinho, Dra. "Posição", ouve porque aqui está o verdadeiro ponto da situação.
Clark'a karşı olan duyguların, Kesinlikle flaş haber değil.
O que sentes pelo Clark não é propriamente novidade.
Flaş haber!
Flash de última hora!
Flaş haber!
Noticia!
FLAŞ HABER
BOLETIM INFORMATIVO
Flaş haber!
Aleluia!
Flaş bir haber için "Dolu Dolu Müzik" yayınımıza ara veriyoruz.
Estamos interromper... a nossa transmissão de... "Toda a música" por uma... uma notícia special.
Radyoda bir flaş haber duydum.
Qual é o problema?
I.T.N flaş haber.
ITN, notícias de última hora na Aldeia Olímpica em Munique.
Flaş haber.
Última hora!
" Flaş haber.
Exclusivo!
- Flaş haber.
- Notícias de última hora.
Flaş haber!
Está nas notícias.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]