English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ I ] / Iyi arkadaş

Iyi arkadaş traducir portugués

8,378 traducción paralela
"Biz iyi arkadaşız." Fakat her neyse.
Somos BFFs. " Que seja.
Maggie'nin amniyoyu ilk aşamada yapmasındaki sebep, en iyi arkadaşının kardeşinin hasta olmasıydı.
A razão para a Maggie querer a amniocentese, é porque o irmão da amiga está doente.
En iyi arkadaşım Bonnie'yi geri getirmeme yardımcı olabilecek misin?
Alguma chance de ajudar a trazer minha melhor amiga de volta?
Elbette en iyi arkadaşını etki altına aldın.
Claro que hipnotizou seu amigo.
O benim en iyi arkadaşım. Ama senin için anlamı farklı değil mi?
Ela é minha melhor amiga, mas para você, ela é algo mais, não é?
Onun sayesinde kurtuldum. Bir insanla vakit geçirip onu öldürmeyince gayet iyi arkadaş olunabiliyormuş. Onun sayesinde başardım.
Ela é a razão de eu ter sobrevivido, a razão de eu conseguir sair.
Bir zamanlar çok iyi arkadaşı olan ama sonra ona ihanet eden rakip bir suikastçi.
É um assassino rival que já foi seu melhor amigo, mas depois traiu-o.
Sevgilerle, senin çok ama çok iyi arkadaşın Douglas Mitchler.
Com carinho, o seu muito amigo, Douglas Mitchler. "
- En iyi arkadaşım Zach'i dinleyin.
Ouçam o meu melhor amigo, Zach, ele explica. - Diz-lhes!
Sen en iyi arkadaşımdın.
Eras o meu melhor amigo.
-... çünkü iki en iyi arkadaşım ölmüş olacak.
Porque os meus dois melhores amigos estão mortos.
Reid sonunda en iyi arkadaşını buldu.
Reid finalmente encontrou seu melhor amigo.
Ama oğlu Dylan en iyi arkadaşı olduğunubu yüzden o kadar emmek.
Mas o filho dele é o melhor amigo do Dylan. Atura!
Rahibeler senin Lucie ile iyi arkadaş olduğunuzu söylüyorlar.
As irmãs dizem que tu te tornaste muito amiga da Lucie.
Ben kendimin en iyi arkadaşıyım. KENDİ KENDİSİNİN BEÇŞA'SI
Sou a minha melhor amiga.
Menajerim ve en iyi arkadaşım.
O meu agente e melhor amigo.
Bu benin en iyi arkadaşım, kan kardeşim, di mi?
É o meu melhor amigo. O meu mano, certo?
Sen benim en iyi arkadaşımsın.
És o meu melhor amigo.
Tankıma gidip yatayım en iyi arkadaşım beni uykumda öldürecek mi diye meraklanayım mı?
Ir deitar-me na minha cápsula para ver se o meu melhor amigo me vai matar durante o meu sono?
- Çok iyi arkadaş olacağız.
- Vamos ser os melhores amigos.
Şimdi, Chris, Chris, yani, bak, Ben senin en iyi arkadaşınım, tamam mı?
Agora, Chris, Chris, então, olha, sou o teu melhor amigo, okay?
- Oldu, En iyi arkadaşıma.
- Okay, ao meu melhor amigo.
En iyi arkadaşım.
Melhores amigos.
Benim nişanlımdı, bu onun en iyi arkadaşı, Beraber olduk.
Ele era o meu noivo e este é o melhor amigo dele, nós dormimos juntos.
O benim en iyi arkadaşımdı.
O Danny era o meu melhor amigo.
En iyi arkadaşı Patrick'i severdi.
Adorava o melhor amigo, o Patrick.
Benim, en iyi arkadaşın!
Sou eu, o teu melhor amigo!
En iyi arkadaşının düğünü için bir hafta daha kalabilirsin.
Podes esperar mais uma semana para ver a tua melhor amiga casada.
- Annem en iyi arkadaşım.
- Minha mãe é minha melhor amiga.
Çok iyi arkadaşız.
- Somos as melhores amigas.
- İyi be. Sırf arkadaşım olduğun için sana iyilik yapacağım.
Faço-o por ti porque és minha amiga.
- Rosa, sana iyi haberlerim var arkadaşım!
Rosa, óptimas notícias, minha amiga! Mas que merda?
Her kimse eğer, gerçekten iyi bir arkadaş kalmaya devam edecektir.
Bem... Talvez, seja ela quem for, se vá tornar uma grande amiga.
Arkadaş olmamamız iyi bir şey o zaman desene.
Então, ainda bem que já não és uma amiga.
Birkaç arkadaş iyi olurdu.
Faz-me falta companhia.
- Eskiden iyi bir arkadaşımdı.
Um actor.
İyi bir arkadaş mı?
Um bom amigo?
Yani, hayır, hayır, hayır, iyi bir arkadaş değil.
Quer dizer, não, um bom amigo não.
İyi bir arkadaş demek...
Um bom amigo é...
İyi, güzel de arkadaşım benim vaktimi boşa harcıyorsun.
Serrote. Quer saber? Foi ótimo, mas uma perda de tempo.
Son erkek arkadaşınla ilişkiniz pek iyi geçmemiş anlaşılan.
O seu último namorado levou-a na cantiga.
O benim çok, çok iyi bir arkadaşım.
Ele é um grande amigo.
Ve çok iyi bir arkadaş.
E um amigo muito bom.
En iyi iki arkadaşımla koridorda ilerliyordum.
Mesmo antes das férias. Andava pelo corredor com as minhas duas melhores amigas,
En iyi iki arkadaşımla koridorda ilerliyordum...
Andava pelos corredores com as minhas duas melhores amigas.
Dünya, iyi yolculuklar diledi. Derin uzayda orada bir arkadaş bulmak olabilir.
O mundo desejou-lhe boa viagem aspirando a que encontrasse aliados... nas profundezas do espaço.
... arkadaş olarak görevin beni iyi biri olarak...
É essa a tua função como amigo, fazer-me fazer boa figura, quando...
Bence, arkadaş olarak kalsak daha iyi.
- Acho que seremos bons amigos.
Arkadaşım Sergi, endişeli Ve bu hiç iyi değil, inan bana hiç iyi değil.
O meu amigo sergi está preocupado, e isso não é bom, acredita em mim, não é bom.
Tombik daha iyi bir arkadaş.
Sim, bem, o Porco é melhor.
Sonra masamdaki tüfeği ve 50 bin doları alıp ortada hiçbir neden yokken durduk yere çıldırdı ve belki de dünyadaki en iyi 2 arkadaşımı vurdu.
E então ele abriu a minha gaveta, ele pegou em 50 e... por merda nenhuma. Ele ficou maluco e disparou sobre os meus melhores amigos do mundo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]