English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ S ] / Sen olduğunu biliyorum

Sen olduğunu biliyorum traducir portugués

481 traducción paralela
Bak tasarımcının sen olduğunu biliyorum ama benim bu şeyi uçurmamı istiyorsan- -
Não esqueci que você é o desenhista... mas se quer que eu voe esta coisa...
Sen olduğunu biliyorum.
Eu sei que és tu.
Sen olduğunu biliyorum.
Sei que és tu.
Hadi sen olduğunu biliyorum.
Vá lá, sei que és tu.
Sen olduğunu biliyorum Jim Morrison.
Eu sabia que eras tu. Sei sempre, quando és tu.
Bart Simpson, sen olduğunu biliyorum!
Bart Simpson, eu sei que és tu!
Sen olduğunu biliyorum.
Eu sabia que era você.
Sen olduğunu biliyorum, girip çıkarken gördüm.
Eu sei que és tu! Eu vi-te a entrar!
Sen olduğunu biliyorum!
- Não minta! Sei que era você.
Jeffrey? Jeffrey, sen olduğunu biliyorum.
Jeffrey, sei que és tu.
Ama şimdi, gerçekten sevdiğim tek kadının sen olduğunu biliyorum.
Mas agora sei que és a única que amei verdadeiramente.
Hayatındaki en önemli insanın sen olduğunu biliyorum ve bu da seni benim için de oldukça önemli bir hale getiriyor.
Sei que és a coisa mais importante da vida dela e... E isso faz com que sejas muito importante para mim também.
Ne olduğunu biliyorum ama sen devam et.
Sei do que se trata, mas conte lá.
Ben biliyorum, sen biliyorsun ve Gay de biliyor. Yani, neden LaTour'un katil olduğunu düşündüğünü.
Você sabe, eu sei e a Gay sabe por que razão pensa que o Latour é o assassino.
Ne olduğunu biliyorum. Sen... anımsıyorsun. Köpeği anımsıyorsun.
- Já sei, lembraste-te do cão.
- Sen istedigini de. - Ben ne oldugunu biliyorum.
Diz o que quiseres, mas eu sei o que era.
Sen O gerçek bir ajan olduğunu... esir Albay Morrow biliyorum.
Quer saber quem é o Morrow? Um verdadeiro espião.
Bahse girerim ki kim olduğunu biliyorum. Sen Goldstein'in yerine geldin.
Sei quem é você, o substituto do Goldstein.
Buraya ne için geldiğini çok iyi biliyorum ve sen de aradığının bende olduğunu biliyorsun.
Sei muito bem ao que vieste e sabes muito bem que os tenho.
Evet, ben bunu biliyorum. Sen biliyorsun. Bay Lombard sende altı olduğunu düşünüyor.
Eu sei isso e tu também, mas Sr. Lombard acha que foram seis.
Dinle Henry, sen ve Nicky'nin bunu yapmak istediğinizi biliyorum. Annenin durumunun farklı olduğunu anlamalısın.
Ouve, Henry, sei que tu e o Nicky querem meter-se nisso, mas tens de entender que é diferente para a tua mãe.
Kim olduğunu biliyorum, sen Teddy Duchamp'sın.
Eu sei quem tu és, és o Teddy Duchamp.
Ben kim olduğumu biliyorum. Sen kim olduğunu biliyor musun?
Eu sei quem sou mas você sabe quem é?
Sen de cenazedeydin ve senin için zor olduğunu biliyorum.
Tu tiveste no seu funeral e eu sei que foi dificil para ti.
Kim olduğunu biliyorum. Sen Flash'sın.
Eu sei quem você é.
Babanın kim olduğunu biliyorum. Sen de onlar hakkındaki fikirlerimi biliyorsun.
Sei que o seu pai é o embaixador de Vulcan, mas sabe o que penso.
Sen oldugunu biliyorum Wells.
Malditos.
Biliyorum sen aptal olduğunu düşünüyorsun, ama tüm saygımla ben senden çok daha büyük bir aptalım.
Podes achar-te um idiota, mas, com todo o respeito, eu sou pior.
Sen ve küçük Bobby'ye ölümünün ne denli ağır olduğunu biliyorum.
Eu sei como a morte dele vos tem custado, a ti e ao Bobby.
Sen olduğunu biliyorum.
Eu sabia quem era.
Bak, biliyorum bu beni ilgilendirmez ama... Vida bana Naomi'yle ilişkisi olanın... sen olduğunu söyledi.
Olhe, isso claramente não me diz respeito, mas... a Vida me contou que era você... quem tinha um caso com a Naomi Singer.
Öyle olduğunu biliyorum ama sen bu şehrin altını üstüne getireceksin.
Sei que sim. Mas vais tomar esta cidade de assalto!
Sen olduğunu biliyorum.
Eu sei que é.
Scott Calvin olduğunu biliyorum, sen de biliyorsun.
- Olhe, eu sei que você é o Scott Calvin. Você sabe que é o Scott Calvin.
Aslında sen iyi ve nazik bir adamsın. Öyle olduğunu biliyorum.
Bem lá no fundo, sei que és um homem bom e meigo.
- Sen olduğunu biliyorum.
- Sei que foste tu.
- Sen ne bilirsin ki? - Çirkin olduğunu biliyorum.
Sei muito bem o que é uma estupidez.
Bir işin olduğunu biliyorum Strozzi için çalışıyorsun. Ama bence sen en yüksek fiyatı verene... gidecek türden birisin.
Sei que já tem emprego a trabalhar para o Strozzi, mas acho que é um tipo que trabalha para quem der mais.
Bunun neden olduğunu biliyorum.Belli ki sen İtalyanları isteklerin kadar fazla sevmiyorsun.
Aparentemente não gostas tanto de italianos como disseste.
Planın ne olduğunu biliyorum. Sen beni delirtmeye çalışıyorsun!
Eu sei qual é o plano, estás a tentar enlouquecer-me!
Bunun kesinlikle yanlış olduğunu biliyorum, ama birkaç hafta önce, sen de Ally'nin buradaki tazminat bölümünden transfer edilmesini istemiştin.
Bem, sei que é completamente errado mas há umas semanas atrás querias a Ally fora do Litígio.
Ama sen... Senin kim olduğunu biliyorum.
Mas você... eu sei quem você é.
Bütün bu herşeyin çok garip olduğunu biliyorum, ama sen bizden birisin, Harry.
Sei que tudo parece estranho agora, mas você é um de nós, Harry.
Delirdin mi sen? Bir kamyonunuz olduğunu biliyorum... beni buraya getirdiğiniz kamyon
Sei que tem um camião, o mesmo que me trouxe até aqui.
Gabrielle, bunun korkunç olduğunu biliyorum, ama sen doğru olan şeyi yaptın.
Gabrielle, eu sei que isto é terrível mas... fizeste a coisa correta.
Dinle biliyorum sen şimdilik anlayamıyorsun... Ama zaman geçtikçe ailene bu kadar... Yakın olmanın ne kadar güzel birşey olduğunu anlayacaksın.
Olha, eu sei que tu agora não estás a ver, mas em breve te aperceberás... da bênção que é ter a família tão perto.
Ve bence buna neden ihtiyacın olduğunu biliyorum- - Evet, sen herşeyi bilirsin.
- Sei por que necessitavas de o fazer.
Profesyonel olabilirsin Joe ama kim olduğunu biliyorum ve sen tamamıyla kafayı yemişsin.
Podes ser profissional, Joe... mas sei quem és... e estás completamente confuso.
Bunu sen düşündün, bense onun Wisconsin'den kahrolası aptal bir çiftçi olduğunu biliyorum.
Pensaste que ele se tinha acobardado, eu, eu sei que ele é apenas um agricultor burro do Wisconsin.
Senin için erken bir saat olduğunu biliyorum. Ama meselenin acil olduğunu sen de göreceksin. Ayrıca hassas bir konu.
Sei que é cedo, para si mas vai concordar que o assunto é urgente e delicado.
Sen olduğunu kanıtlayamam ama ne gördüğümü biliyorum.
Não posso provar que foste tu, mas eu sei o que vi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]