English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yakaladın

Yakaladın traducir portugués

5,388 traducción paralela
Nihayet yüce Splinter'ı yakaladın.
Finalmente capturaste o grande Splinter.
Kaçmaya çalışıyordum. Sende beni yakaladın.
Eu estava a tentar escapar, mas tu apanhaste-me.
Beni yakaladınız.
- As minhas mãos estão no ar.
- Beni yakaladınız! Beni yakaladınız!
Apanharam-me...
Yakaladın mı?
Apanhaste-o?
Yanlış adamı yakaladınız.
Tens a pessoa errada. Sou a pessoas errada.
Yanlış adamı... yakaladınız.
Tens a... pessoa errada.
İyi yakaladın.
Bem apostado.
Onu yakaladın.
Apanhaste-o.
Adamını yakaladın mı?
- Apanhaste o teu tipo?
Ancak onu yakaladınız.
Mas você apreendeu-o.
Peki, beni yakaladınız.
Está bem, apanharam-me.
Beni yakaladın.
Não, apanhou-me.
Beni yakaladınız.
Apanharam-me.
- Onu yakaladın mı?
- Está detido?
O torbacıyı yakaladın mı?
Apanhaste o traficante?
Yakaladın ben, bebeğim.
Acertaste, "mami".
Yakaladın mı Tony?
Localizaste a chamada?
Tebrikler, beni yakaladın.
Parabéns, fui apanhado.
Yanlış adamı yakaladınız.
Apanharam o homem errado.
Katilini yakaladın.
Você apanhou o seu assassino.
Moralini bozmak istemem ama yanlış adamı yakaladın Stephen.
Lamento dizer-te, mas tens o homem errado, Stephen.
Tebrikler, beni yakaladın.
Parabéns, apanhaste-me.
Sadece... onu yakaladığını öğrendiğimde daha güvende hissedeceğim.
Ficaria mais descansada, se soubesse que o tinhas capturado.
Yakaladınız mı?
Apanhaste-o?
- Adamı yakaladınız mı?
- Apanhamos.
- Yakaladık. Adam ne zaman nerede ve kimi çarpacağını biliyormuş.
Ele sabia quem atacar, onde e quando.
Merkezden Sutton'ın telefonuna gelen bir mesaj yakaladım.
Intercetei uma mensagem da sede para o número da Sutton.
Restorasyon yaptığımız bir evde adamın biri onu karısını gözetlerken yakaladıktan sonra onu postalamıştım.
Dei-lhe um pontapé no rabo quando o dono da casa onde trabalhava apanhou-o a atirar-se à mulher dele.
SIGINT takımı radyo frekansını yakaladı.
A SIGINT conseguiu um sinal de uma frequência de rádio...
Helena'nın nişanlısı Michael Statton ile ilgili bir hareket yakaladım.
Tenho uma pista sobre o Michael Stanton, o noivo da Helena.
Olay yerinderindeki kan havuzundan, CODIS'te bir eşleşme yakaladım, fakat Jack Anderson'nın değil. Bara geri dönen adamın.
Tive resultados no CODIS de uma poça de sangue no local do crime, mas, não é do Jack Anderson.
Bilirsin... Her şeyi daha iyi hale getirmek için, serbest kalıp ailene kavuşman için tek yapman gereken, yakaladığımız adamın sizin köstebeğiniz olduğunu onaylamak.
Sabes... tudo o que tens a fazer para melhorar a situação, para seres libertado para a tua família, é confirmar que o homem detido era o teu contacto.
Ramon'u yakaladığımızda sayaç 1 dakikanın altındaydı.
Quando paramos o Ramon, faltava menos de 1 minuto.
Putperestler Lindisfarne'ı yağmaladıklarında seni yakaladıklarını duydum.
Soube que pagãos te prenderam quando invadiram Lindisfarne.
Düşünsene, Greyson yüzyılın en zekice en tespit edilemez mikroskobik silahını geliştiriyor... ve biz onu yakaladığımız anda kendi yarattığı şey yüzünden ölüyor.
O Greyson desenvolveu, a mais elegante e indetectável arma do século e morre por causa dela.
- Farrow, adamı yakaladığımızdan beri 70. kata çıktın mı?
Farrow, estiveste no 70º andar, desde que apanhámos o homem? - O quê?
14 yaşındayken, bir oğlanın yanında çıplak yakaladık.
Quando tinha 14 anos, apanhámo-la nua com um rapaz.
Sonrasında, cihazın içine kamera yerleştirerek fizyolojik olayları canlı bir şekilde yakaladık.
Mas depois modificámos o aparelho para uma câmara de filmar para captar fenómenos fisiológicos ao vivo e a cores.
Peşinde olduğunuz adamı yakaladığınızı duydum.
Soube que apanhaste o homem que procuravas.
Reis Borg'u yakaladığınız gece yapılacak bir şeyin olmadığını söylemiştin bana.
Na noite em que capturaste Jarl Borg, não me contaste nada do que pensavas fazer.
Bugün hayatının şansını yakaladığın gibi her an ölebilirsin.
Como teve a sorte única de uma vez na vida, pode morrer a qualquer instante.
Çünkü amirali harekete geçirmek için bir fırsat yakaladım umarım telaşı içinde olanların ortaya çıkmasına sebep olur.
Porque me aproveitei da situação para obrigar o comodoro a agir, esperando que, com a pressa, me revelasse o seu plano.
Seni aldatırken, suç üstü yakaladığın karınmış gibi düşün.
Imagina que ela é a tua mulher. Ela traiu-te.
Bakın, tam babasıyla görüşürken, fırsatını yakaladığınızda iki kaşının arasına çakın bir tane. Hazır mısınız?
E assim que ele estiver a falar com o pai ao telefone, aproveitas a oportunidade e atiras para o meio dos olhos.
- Şerefsizi yakaladık amirim! - Bırakın beni!
Apanhamos o filho da mãe, Capitão!
Sana teşekkür etmek istedim adamı yakaladığın için.
Queria agradecer-te... Por teres apanhado o tipo.
Birisi kalıbını yaptırmaya çalıştı ve ben onu suç üstü yakaladım Kim?
Alguém tentou fazer um molde e eu apanhei-o em flagrante.
Yeni bir yayın yakaladım.
Apanhei uma nova transmissão.
Şimdi beni Ultra'nın gözünün önünde yakaladığına göre başka şansı kalmadı.
Agora que me capturaste em frente da Ultra, ele não tem alternativa.
Şimdi, eğer makine ses çıkartırsa, sen de son yakaladığımız polis gibi Hudson'un dibini boylarsın.
Se isto apitar, acabarás no fundo do Hudson como o último Agente que apanhámos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]