English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Z ] / Zaman kaybı

Zaman kaybı traducir portugués

1,277 traducción paralela
Normalde sana katılırdım ama zaman kaybı.
Normalmente eu concordaria mas isto é perda de tempo.
- Bu zaman kaybı.
- Isto é uma perda de tempo.
Çok kanlı bir mücadele ve zaman kaybıydı.
Bem foi uma tarefa fácil, extremamente fácil.
Yivlerini çıkardığım için şüphelinin silahıyla test atışı yapmak zaman kaybı olur.
Não tem estrias, por isso não adianta testar a arma do suspeito.
- Lawrence Welk bile bizden daha çok ses çıkarırdı. Boşa zaman kaybı bu.
Até o Lawrence Welk fazia mais barulho.
- Paris ile konuşmak Aralık ayında mayo almaya benzer. Sinir bozucu, gereksiz ve boşa zaman kaybıdır.
Porque falar com a Paris é como comprar um fato-de-banho em Dezembro :
- Zaman kaybı demiştin. - Ne?
- Dizes sempre que é perda de tempo.
Boşuna zaman kaybı.
Só a perda de tempo.
Boşa zaman kaybı, Ben.
É uma perda de tempo, Ben.
Zaman kaybı, Dutch oğlan.
Foi perda de tempo.
- bir zaman kaybıysa.
- Incluindo nós próprios.
Peki, bu muazzam bir zaman kaybına dönüştü.
Isto pode ter sido uma enorme perda de tempo.
- Bu zaman kaybı. - Neden böyle söyledin?
- e uma perca de tempo.
Bak, bu zaman kaybı.
e uma perda de tempo.
12 gündür, 40 ajanım fazla mesaiye kalıp bütün Teksas sınırını taradı. Bu zaman kaybından başka bir şey değil.
Nós últimos 12 dias, tive 40 agentes a fazer horas extra, percorrendo o estado do Texas, o que parece ter sido uma perda de tempo.
Var ama zaman kaybından başka bir şey olmaz.
Nada que não fosse uma desperdício de tempo.
Jackie, üniversite zaman kaybıdır ve ben de gitmiyorum tamam mı?
Jackie, a universidade é uma perda de tempo, e eu não vou para lá, está bem?
- Yine de hala zaman kaybı olduğunu söylüyorum.
- Ainda digo que é uma perda de tempo.
Yani, zaman kaybı gibi görünse de.
Digo, mesmo que isso pareça perda de tempo.
Zaman kaybı.
É uma perda de tempo.
Efendim, izin verirseniz... bu sadece zaman kaybı.
Mestre, se me permite, isto é uma total perda de tempo.
Çoğunlukla tam bir zaman kaybıdır. Ama arada sırada iştahınızı açacak bir şey bulursunuz. PAZAR.
E a maioria das vezes é um desperdício de tempo, mas de vez em quando encontramos uma coisa e isso abre-nos o apetite.
- Zaman kaybı.
- Isto é perda de tempo.
- Bu zaman kaybı.
- É uma perda de tempo, sabes?
- Fefe her zaman'Pişmanlıklar zaman kaybıdır seni sakat bırakır'derdi.
O Fefè dizia sempre : "As mágoas são uma perda de tempo." "São o passado a mutilar-te no presente."
- Zaman kaybı olduğunu düşünüyor. - Zaman kaybı...
- Acha que é perder tempo.
Zaman kaybıydı ama okuldan çok daha iyiydi.
mas foi melhor do que ter aulas.
- Zaman kaybı falan değildi. - Evet, bir kayıptı.
pois.
- Benimkinde yok. Biz okulu çoktan kontrol altına aldık. Bence bu sadece zaman kaybı ama bu benim kararım değil.
Investigámos esta escola, e é perder tempo.
Bu sadece zaman kaybı.
Isto é uma perca de tempo.
Böyle şüphelilerle uğraşmak zaman kaybı, o yüzden...
Deter suspeitos assim é uma perda de tempo, então...
Bu herifler, baştan beri, zaman kaybından başka bir şey değildi.
Aqueles homens foram perda de tempo no início.
Bir zaman kaybıydı!
Não há necessidade.
Benim hakkımda konuşmayalım, bu zaman kaybı olur.
Não vamos falar de mim, comissário. É uma perda de tempo.
- Babam onu sorgulamanın zaman kaybı olduğunu söyledi.
- O pai diz que interrogá-lo é perder tempo.
Hayır, asıl burada oturmak zaman kaybı.
Ficar aqui sentado é uma perda de tempo.
- Babam onu sorgulamanın zaman kaybı olduğunu söyledi.
- Interrogá-lo é perda tempo.
- Hayır, asıl burada oturmak zaman kaybı.
- Ficar aqui sentado é perda de tempo.
Ben bunu zaman kaybı olduğunu düşündüğünü biliyorum...
Sei que achas que é uma perda de tempo...
Bu sadece bir zaman kaybı, sana... ve Trip'e göre.
Parece-me um desperdício do seu tempo e do tempo do Trip.
Zaman kaybıydı.
É uma perda de tempo.
Zaten zaman kaybıdır.
O perdedor, bem, perde.
Tanrım. İşte buna büyük zaman kaybı denir.
Chiça, por falar em gigantescas perdas de tempo
O ilişki tam bir zaman kaybıydı.
Esta relação foi uma perda de tempo total.
Asla tam zaman kaybı değildir.
Nunca é uma perda de tempo total.
Onay görmeyi mi? Zaman kaybı.
É uma perda de tempo.
- Bunun ille büyük bir zaman kaybı olmasına gerek yok
Não tem que ser um dia perdido.
- Bu senin kaybın o zaman
Bem, a perda é tua.
Hiçbir şey zaman kaybı değildir.
Mas não é um desperdício de tempo, se ficar um pouco parecida contigo...
- Bence yarın tam bir zaman ve para kaybı olacak.
Prevejo que amanhã vá ser um desperdício de tempo e dinheiro...
- Avukatlar zaman ve para kaybıdır.
São uma perda de tempo e dinheiro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]