Dumb luck traduction Turc
185 traduction parallèle
Dumb luck.
Eşşek şansı!
Just plain dumb luck.
Bu kadarına da eşşek şansı derler.
There's that dumb luck again.
Eşşek şansı işte.
That's just blind, dumb luck.
Bu sadece kör, dilsiz şansı.
That was dumb luck. It was a sheer accident.
Acemi şansı.Kazadan başka birşey değildi.
It was plumb dumb luck picking that stuff up out here when you consider the million square miles of nothing around here.
Çevremizdeki milyonlarca metrekare boşluğu göz önüne alırsak bunları bulmamız çok büyük bir şanstı.
It takes more than dumb luck to turn that into a national hero.
O sersemin milli bir kahraman olması için şanstan fazlası gerekir.
There was something about that man's dumb luck which infuriated me.
Bu adamın beni çıldırtan şansı için yapacak bir şey olmalı.
Nothing like a little dumb luck.
Beklenmedik şans gibisi yok.
Dumb luck. Get out.
Şanslı sersem seni.
Criminals must be stopped, but by our capable police force not hotshots armed only with dumb luck.
Suçlular engellenmeli ama yetenekli polisimiz tarafından tek silahları ahmak şansı olan çılgınlarca değil.
Dumb luck?
Ahmak şansı mı?
He said, "Hotshots with dumb luck have no business handling crime."
"Ahmak şansı olan çılgınların suçla ilgilenmemesi gerekir." dedi.
- Just my dumb luck.
- Tamamen rastlantı.
Nothing but dumb luck, motherfucker.
Aptal şanstan başka bir şey değil! Neden ben yahu...
It was wonderful once, but it was dumb luck.
Bir an için harikaydı, ama sadece acemi şansıydı.
Dumb luck, that.
Düpedüz kör talih.
That was just dumb luck.
Aptal şansıydı, o kadar.
There was more dumb luck today... when Police Chief Wiggum foiled a bank holdup... without even trying.
Bu gün oldukça şanslı bir gündü... Police Chief Wiggum bir banka soyguncusunu... hiç bir çaba harcamadan yakaladı.
But it was just dumb luck, if you ask me.
Ama bu bana sorarsan, acemi şansıydı.
My father beat me at chess last night, and I've just realized now it was sheer dumb luck.
Şimdi şans eseri olduğunu fark ettim.
Gentlemen, keep in mind that the cards you hold in your hands are nothing but dumb luck.
- Beyler unutmayın. Elinizde tuttuğunuz kartlar sadece şansızını ortaya koyar.
It was just dumb luck, really.
Salak şansı.gerçekten.
No. It's dumb luck I stopped by tonight.
Bu akşam tesadüfen uğradım.
It was just a series of incredibly dumb luck.
Bu, sadece üst üste gelen aptal şansından ibaret.
He did it so haphazardly, how could I think it was anything but dumb luck?
Paçayı tesadüfen kurtarıyordu. Salak şansından başka bir şey olmadığını nasıl düşünebilirdim ki?
Yeah, talk about dumb luck.
Acemi şansı, değil mi?
- It's dumb luck.
Kader değil şans!
... for sheer dumb luck.
Sadece şanslı olduğunuz için.
Just dumb luck.
Sadece şans.
I mean, it was pure dumb luck... that he left them in an dead-end alley and they were shot... just two minutes later.
Yani, onları çıkmaz bir sokakta bıraktıktan iki dakika sonra vurulmaları da tam bir sansızlıktır.
Nash had been looking for me for, like, two days, so it was just dumb luck I called him.
- Ne? - Yani Nash iki gündür beni arıyormuş. Onu aramam talihsizlikmiş.
No that was just dumb luck, i knew how to take advantage of the situation.
Hayır Bu sadece aptal şansı, Durumdan nasıl fayda sağlayacağımı bilirim.
Police said it was dumb luck.
Polis bunun şans olduğunu söyledi.
Dumb luck.
Şans eseri.
Blind, dumb luck.
Kör şans.
No, in this case it was just dumb luck that there weren't many more lives lost.
Hayır, burada sadece daha fazla kayıp verilmemesini sağlayan aptal şansı vardı.
It's mostly dumb luck, though.
Çoğunlukla acemi şansıydı.
Just dumb luck.
- Kötü şans. Kötü şans mı?
Dumb luck.
Ne şanssızlık!
He's saying that we'll make our own luck, you dumb Swede.
Kendi şansımızı bulacağımızı diyor geri zekalı.
It was dumb-luck I didn't end up crashed.
Şanslısın, yalanın kötü sonuçlanmadı.
You know, Sully, you're the only guy I know still dumb enough to believe in luck.
Biliyor musun Sully, tanıdığım şansa inanacak kadar salak tek adam sensin.
Dumb fucking luck.
Şansa bak.
Well, me and Ferris, you know, we seem pretty blessed with luck... as far as the law is concerned, but... we're not gonna do something as dumb as actually go inside... where folks could check us out and such.
Kanunlar söz konusu olduğu sürece... Ferris ile ben oldukça şanslıyız. Ama bizi kontrol edebilecekleri bir yere gitmek gibi... aptalca bir şey yapmayacağız.
Dumb luck?
- Yani şans.
Just dumb fucking luck.
Lanet olası şans.
Just dumb fucking luck.
Şu şans yok mu...
I ain't going out there again tonight after I just made camp with my scalp by sheer dumb fucking luck!
Büyük bir şans eseri kafa derim tek parça halinde kampa dönmüşken... bu gece oraya bir daha gitmeyeceğim!
Dumb luck, Tom, which you hadn't ought to push.
Aptal şansı Tom.
Sheer dumb-ass Irish luck.
- Saf aptal İrlandalı şansı.
lucky 618
luck 177
lucky day 17
luckily 891
lucky me 225
lucky man 42
lucky guy 43
lucky girl 52
lucky bastard 47
lucky you 322
luck 177
lucky day 17
luckily 891
lucky me 225
lucky man 42
lucky guy 43
lucky girl 52
lucky bastard 47
lucky you 322
lucky guess 90
lucky him 24
lucky shot 32
lucky for you 336
lucky them 19
lucky us 39
lucky there's a family guy 44
lucky for him 22
lucky for her 16
lucky for us 117
lucky him 24
lucky shot 32
lucky for you 336
lucky them 19
lucky us 39
lucky there's a family guy 44
lucky for him 22
lucky for her 16
lucky for us 117