English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / Five bucks

Five bucks traduction Turc

822 traduction parallèle
- Where do I get my five bucks?
- 5 papelimi ne zaman alacağım?
Hey, where do I get my five bucks?
5 papelimi nereden alacağım?
He's gonna give me twenty-five bucks.
Bana yirmi beş papel verecek.
When Spit gets back, tell him like this... the guy I stabbed was down here looking for Spit to give him five bucks for snitching on who done it.
Spit buraya geldiğinde ona şey diyeceksin bıçakladığım adamın buraya gelip onu sorduğunu ve ispiyonladığı için beş dolar vereceğini söyleyeceksin.
The guy what he got stabbed was down here lookin'for Spit to give him five bucks for...
Bıçakladığı adam Spit'i arıyordu ona beş dolar verecekti...
He was gonna give you five bucks...
Sana beş dolar verecekti.
I think it was five bucks... for snitching'on who done it.
Beş dolardı herhalde. Kimin yaptığını söylediğin için.
Does that get me five bucks?
Söylediysem, şampanyayı fazla kaçırdığım içindir.
It was the only one I had, and one corner was torn off. My five bucks.
Beş dolarımı.
I had, I had nearly five bucks in his box.
Kutusunda neredeyse 5 dolar vardı.
Well, there goes five bucks.
Beş dolarını israf ettin.
Well, Mr. Hebert always gives me a special rate, you know, five bucks?
Bay Hebert daima bana özel fiyat uygulardı, beş dolar?
Five bucks!
Beş dolar!
- My five bucks.
- 5 papelimi.
Now maybe I'll get my five bucks back.
Şimdi belki aldığın 5 mangırı ödersin.
Five bucks, I bet it on a horse.
Beş papel, at yarışına yatırdım.
Five bucks.
5 papel.
Five bucks?
Beş dolar?
That's five bucks.
Beş dolar.
Twenty-five bucks for a mutt like you.
Senin gibi bir sokak köpeğine 25 dolar.
This visit here will set you back five bucks, and the tube, if that's what it is, will cost another buck.
Buraya gelişim sana beş dolara patlayacak. Ve tüp, nereden bakarsanız, bir dolar daha kaybettirecek.
Five bucks.
Beş dolar verdim.
Five bucks?
Beş dolar.
Five bucks?
Beş dolara olur mu?
Our bill for towels is five bucks a week.
Havlu için ödediğimiz fatura her hafta beş doları bulur.
One hundred and forty-five bucks!
Tam yüz kırk beş papel!
I gave you five bucks last month.
- Geçen ay, beş dolar verdim.
Five bucks every month if you work Broadway, buster.
Broadway'de çalışıyorsan, ayda beş dolar.
With five bucks I'll get rich!
Beş dolarınla zengin mi olacağım?
I'll be five bucks less rich, won't I?
Param beş dolar azalacak ama, öyle değil mi?
He drills, pushes in cotton, five bucks, back next week.
Oyar, içine pamuk tıkar. Beş dolar alır. Bir hafta sonra yine gidersin.
Next week, more cotton, five bucks, come back next week.
Yine pamuk, bir beş dolar daha. Haftaya yine gel.
- Pay five bucks for aspirin?
- Aspirin için 5 dolar mı?
_ Five bucks!
- Beş kağıdına!
You could've won yourselves five bucks apiece.
Adam başına beş kağıt kazanabilirdiniz.
_ You got five bucks from Peevey.
- Peevey'den beş kağıt almıştın.
Sometimes C note, or at least five bucks.
Bazen bir yüzlük... Bazen de sadece bir beşlik.
I offered him five bucks for it.
Ona beş dolar teklif ettim.
After they made the deductions, I only had five bucks left.
Kesintilerden sonra sadece beş papel geçti elime.
- Five bucks!
- Beş papel!
Well, give him the five dollars and the bucks too, and get him out of here... before your sister hires him as a chauffeur.
Ona 5 dolarını ve papelini verin ve kardeşiniz onu... şoför olarak işe almadan önce dışarı çıkartın.
Five more bucks and you'll own it.
Beş dolar daha ver, araba senin olsun.
- Maybe in five years he'll draw 50 bucks.
- Belki beş yılda 50 kere iş değiştirecek.
Three little treys bet five hundred bucks.
Üç minik üçlü, 500 papel koyuyorum.
Five thousand bucks for rubbing'out a horse.
Bir atı okşamak için 5.000 dolar.
Five thousand bucks is a lot, and that's what I'm payin'it for...
5.000 dolar iyi para, ve ben ödüyorum...
Chief, I had 60 bucks stashed away and Sally put five up, and she kicked in ten before she checked out... you know, for the laundry.
Şef, bende 60 dolar var, Sally de 5 dolar verdi. Gitmeden önce o da 10 dolar vermişti. Çamaşırlar için.
He'll sell it to us for five or 10 bucks.
Haberi bize 5 ya da 10 dolara satıyor.
Five lousy bucks a day for nothin'.
Boş yere günde beş papel verdik.
Five hundred bucks.
500 papel.
Five bucks or nothing.
Ya beş sent veririm ya hiç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]