English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Give me that camera

Give me that camera traduction Turc

37 traduction parallèle
Give me that camera!
Ver şu kamerayı bana!
- Give me that camera!
Ver o fotoğraf makinesini bana!
I said, I will give you $ 1,000 if give me that camera.
Dedim ki, eğer o kamerayı bana verirseniz, size 1000 dolar veririm.
Give me that camera.
- Ve şunu bana.
Give me that camera right now!
Bana makineyi hemen ver!
Here, now, give me that camera.
Ver kamerayı bana.
Give me that camera.
- Ver şu kamerayı.
Give me that camera. Say, "Spar."
Ver şu makineyi. "Spar" deyin.
Give me that camera!
Ver onu bana!
Well, I do not want to be filmed like this, so give me that camera!
Ben böyle çekilmek istemiyorum! Ver şunu bana!
Give me that camera!
Kamerayı bana ver!
- Here, give me that camera.
- Ver kamerayı.
What... G-Give me that camera.
- Ver o kamerayı.
Give me that camera or I will shoot him!
Ver o kamerayı yoksa seni vururum!
Give me that camera.
Ver şu kamerayı bana.
Anderson, give me that camera.
Pekâlâ. Anderson, kamerayı bana ver.
Give me that camera! Give me that! - Who want some deals?
- Ver şu kamerayı.
You can either give me that camera tomorrow or I can make your life a living hell.
Ya yarın o kamerayı bana verirsin ya da hayatını cehenneme çeviririm.
- Give me that camera.
- Bana o kamerayı ver.
Give me that camera!
Bana o kamerayı ver!
Give me that camera.
Bana o kamerayı ver.
Give me that camera.
Ver o fotoğraf makinesini.
My proposal is that we go downstairs, and you give me your T-wave camera, and that I keep your daughter's depravations our secret.
... teklifim aşağı inmemiz. Sen bana kamerayı vereceksin,.. ... ben de kızının kepazeliklerini bir sır olarak saklayacağım.
Give me that fuckin'camera!
S * min makinesini bana ver.
Give me that camera.
O kamerayı bana ver.
Give me that video camera.
O kamerayı ver bana.
You little punk, give me that { \ camera }.
Hey, seni küçük serseri, ver şu kamerayı bana.
You come in here and you give that statement in front of me on my camera phone, and I'll let all the hostages go.
Buraya gel ve konuşmayı benim kameralı telefonuma yap bende tüm rehineleri serbest bırakayım.
If you give me my camera back, and help me get out of here, I'll get you the pictures that you need.
Kameramı geri verirsen ve buradan çıkmama yardım edersen ihtiyacın olan resimleri sana getireceğim.
Well, that's the end of it. Give me the camera, I'll take pictures.
Kamerayı ver de ben çekeyim bari.
Give me some V camera shots down the hallways, get some of that...
Koridor boyunca çekim yaparız, bu biraz tüyler ürpertici etki yapar.
Number three, give me the memory card in that camera.
Üç, kameranın hafıza kartını bana vereceksin.
Hey, give me that fucking camera!
Hey, şu siktiğimin kamerasını ver bana!
It kinda looks like a gravity... give me that fucking camera!
Bilmiyorum. Bir yerçekimi... Şu lanet olası kamerayı ver bana!
Give me that camera!
Ver şu kamerayı!
Why did she give that digital camera to me?
Neden benden kamerayı istedi?
Hey, man. Give me that camera, man.
Hey dostum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]