I told her everything traduction Turc
1,790 traduction parallèle
As soon as I got a chance, I called Sheila and I told her everything.
Elbette, hayır. Fırsat bulur bulmaz Sheila'yı aradım ve ona her şeyi anlattım.
I told her everything that you told me to... I mean, the truth.
Bana ne dediyseniz onu- - Yani, gerçekleri söyledim.
I told her everything.
Her şeyi anlattım.
I told her everything.
Ona her şeyi söyledim.
Shut up, flynn. I-I-I know that I told you I would handle everything, and...
Biliyorum, sana her şeyi halledeceğim dedim ve..
I told you guys everything I know.
Size bildiğim her şeyi söyledim.
Because I told Kate I kept everything - - the money, the bonds, the art, all of it - - in san diego.
Çünkü Kate'e her şeyi parayı, malları, sanat eserlerini San Diego'da sakladığımı söyledim.
I told them everything.
Onlara bildiğim her şeyi anlattım.
I told Mona everything.
Mona'ya her şeyi anlattım.
And I told Gretchen everything about everything
Gretchen'a her şeyi anlattım.
Except that in the dream, I saw myself taping everything, even though you told me not to.
Rüyamda da kendimi her şeyi kaydederken gördüm. Yapmamamı söylemene rağmen.
Oh, and in case you didn't know... I told Maynard everything.
Ve bu arada senin bilmediğin Maynard'a her şeyi anlattım.
Did you tell them everything that i told you?
Onlara sana söylediğim her şeyi söyledin mi?
And tell your mother that I told you that daddy will take care of everything, so she doesn't have to worry.
Ve annene şöyle de ; ... babam her şeyi düzeltecekmiş. Söyle de endişelenmesin.
Everything that I've told you is true.
Size anlattığım her şey doğru.
When I filed the missing persons report, I told the police everything.
Kayıp başvurusu yaptığımda polise her şeyi anlattım.
My predecessor cannot answer, but I've told the committee everything
Selefim soruya cevap veremez ama ben komiteye her şeyi anlattım.
- I've told you everything I know.
- Bildiğim her şeyi size söyledim.
I've told you everything I know.
Bildiğim her şeyi size anlattım.
Remember when I told you I liked josh, then you told me I should talk to josh, and everything would be fine?
Sana Josh'tan hoşlandığımı söylediğimde bana onunla konuşursam her şeyin düzeleceğini söylemiştin hatırlıyor musun?
I told you everything.
Sana her şeyi anlattım.
Well, since the two of you talk about everything, I'm sure he finally told you the real reason your script died.
Madem ikiniz her şeyden konuşuyorsunuz, eminim ki en sonunda sana, senaryonun sonlanmasının gerçek sebebini anlatmıştır.
And I lied to him, told him everything was great and that I was great.
Ona her şeyin mükemmel gittiğini, mükemmel olduğumu söyledim.
I already told you everything.
Size bildiğim her şeyi anlattım.
I already told the police everything about the attack.
Saldırı ile ilgili her şeyi polise zaten anlattım.
I did everything you told me to.
Benden istediğin her şeyi yaptım.
I told your reporter everything.
Muhabirinize her şeyi anlattım.
I told you everything I know, John.
Sana bildiğim her şeyi anlattım, John.
What if I told you a little story about a 16-year-old girl who went to the wrong party with the wrong guy and four of his buddies that ended up doing to her just about everything four guys could do to you
ya sana küçük bir hikâye anlatsaydım 16 yaşında yanlış partiye giden bir kız hakkında yanlış adamla birlikte dört arkadaşıyla birlikte 4 kişinin yapabileceği her şey şiddet.
I did what you told me and started saying everything with confidence even if I don't have a clue.
Bana söylediklerini yaptım ve her şeyi güvenerek söylemeye başladım hatta hiçbir fikrim olmasa bile.
I've already told you everything I had to.
Söyleyeceğim her şeyi söyledim zaten.
Now, there was a time Precious had everything, and I done told her that.
Değerli'nin her şeyinin olduğu zamanlar vardı. Bunu ona defalarca söyledim.
Goodness gracious, I think I've told you everything.
Bağışlayıcı Tanrı aşkına, size her şeyi anlatmışım.
I've told you everything.
Size her şeyi anlattım.
See, I told you so everything has gone right
Gördün mü? Sana her şeyin güzel olacağını söylemiştim.
I told you guys everything I know.
Arkadaşlar, size bildiğim her şeyi anlattım.
So you told them, "I'll smuggle her out of Shanghai and everything will work out fine"
Bu yüzden onlara onu Şangay'dan kaçıracağını ve her şeyin yolunda gideceğini söyledin.
- I told him it wouldn't be a problem, this being my car and everything.
Araba ve her şey benim olduğu için, sorun olmayacağını söyledim.
Faint. Anyway, I told Charmaine everything I know About Sergeant Bill Malloy.
Neyse, Charmaine'e Çavuş Bill Malloy hakkında bildiğim her şeyi anlattım.
I already told you everything that I know.
Size bildiğim her şeyi zaten anlattım.
I told you everything about her and you said it was fine for her to fucking come.
Onunla ilgili her şeyi anlattım, ve gelmesinde sorun yok dedin.
You told me I hadn't tried everything. What do you mean I haven't tried everything?
Her şeyi denemediğimi söylemiştin.
I should have told you everything.
Sana her şeyi anlatmalıydım.
Everything he had told me was more than convincing, as it corresponded point by point to what I already knew from Father Dinis'intervention to save my life to the role played by Alberto himself in defending the reputation of my mother against her slanderers...
Bana söyledikleri, inandırıcılık bir yana dursun bildiklerimle birebir örtüşen şeylerdi. Rahip Dinis'in hayatımı kurtarma girişiminden tutun da bizzat Alberto'nun iftiracılara karşı annemin itibarını savunması konusuna olsun.
I should've just told you about the interview, about everything.
Sana mülakat hakkında her şeyi söylemeliydim.
I told you, take everything.
Dediğim gibi, her şeyi al.
I always told you everything and I have so much still to tell you.
Her şeyi sana anlatırdım ve sana anlatacağım bir sürü şey var.
I told you everything I know!
Bildiğim her şeyi size söyledim!
Uh, Jack, I told you everything I know.
Jack, sana bildiğim her şeyi söyledim.
Believe me, I have told you everything that I know.
İnanın, bildiğim her şeyi size anlattım.
- I would progress faster if you told me everything.
Bana her şeyi anlatırsanız, daha hızlı çalışırım tabii.
i told you 7735
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you before 196
i told you that in confidence 28
i told you to shut up 41
i told you everything i know 35
i told you to stay in the car 34
i told you i would 20
i told you already 105
i told you yesterday 20
i told you so 405
i told you before 196
i told you that in confidence 28
i told you to shut up 41
i told you everything i know 35
i told you to stay in the car 34
i told you i would 20
i told you already 105
i told you about it 24
i told you to go 23
i told you the truth 55
i told you to stop 35
i told you no 25
i told you a thousand times 24
i told you not to do that 20
i told you everything 52
i told you guys 40
i told you to wait 32
i told you to go 23
i told you the truth 55
i told you to stop 35
i told you no 25
i told you a thousand times 24
i told you not to do that 20
i told you everything 52
i told you guys 40
i told you to wait 32