English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Like the movie

Like the movie traduction Turc

967 traduction parallèle
Just like the movie.
Tam filmdeki gibi.
She's very carefully devised a number of scenarios for all of us to play, like the Movie of the Week.
Kafasında bizim gerçek hayatta yaşamamız gereken senaryolar oluşturuyor. Mesela "Haftanın Filmi" gibi.
You didn't like the movie?
Filmi beğenmedin mi?
I like the movie fine so far.
- Buraya kadar filmi sevdim.
- That's why you don't like the movie.
- Benim neyi beğendiğimin önemi yok.
Like the movie.
Filmdeki gibi.
Everyone should remember my mom as one of the greatest movie stars, but instead of becoming an actress, she wanted to become a singer just like me.
Zamanında annemin beyaz perdeye hükmeden bir yıldız olduğunu herkes hatırlıyor, ama aslında o bir şarkıcı olmak istemiştir.
Looks like we are able to film the great movie that the public is waiting for.
Anlaşılan toplumun arzuladığı şu muhteşem filmi çekebileceğiz.
I want us to walk down the red carpet together. Arm in arm like this. I want you to come with me to see the movie.
Kırmızı halıda kol kola yürüyerek benimle film izlemeye gelmeni istiyorum.
By the way, Nick, any time you'd like to have me... take Mrs. Charles out to a movie so you can get away for a while...
Bu arada Nick, kafanı dinlemek istediğinde... Bayan Charles'ı sinemaya falan götürmemi istersen...
There's nothing like a deep-dish movie to drive you out in the open.
İnsanı perişan etmek için derin konulu bir film gibisi yoktur.
Wouldn't it be great to have a bed like the one in the movie?
Filmdeki gibi bir yatağın olsa ne güzel olurdu.
Honey, if its all the same to you, theres a movie Id like to see.
Tatlım, hepsi sana göre öyle. İzlemek istediğim bir film var.
Newspapers, movie film, photographs, you know, just like the paper said.
Gazeteler, sinema filmleri, fotoğraflar, biliyorsun, tam da gazetenin yazdığı gibi.
The movie goes on at 7 : 10 and I like to be there for the beginning.
Film saat 19 : 10'da başlıyor ve ben başında orada olmak istiyorum.
LADY WHO LOOKS LIKE A MOVIE STAR. WHEN I TELL THE GUYS ON THE SH I P,
Gecenin yarısı, araba yok bir şey yok.
You wear something like that around the pool, and - And I'll cancel my order on them movie queens.
Havuzun kıyısında bunun gibi bir şey giyersen sinema kraliçesi siparişimi iptal ederim.
Just like in the movie.
Tıpkı filmdeki gibi.
You know, I love the Strickners, and the Hammers... but whenever they start to leave, it's like a movie with 10 false endings.
Srickner'ları da Hammer'ları da çok seviyorum ama kalkarlarken film bir türlü bitmez ya, işte öyle hissediyorum.
The idea is we pull up in front of the bank and we look like we are making a movie.
Fikir şu, bankanın önünde durup bir film çekiyormuş gibi yapacağız.
I'd say that 80 % of the people who came to see Le Juif Suss assumed it would be just like any other light-hearted movie.
Le Juif Suss'i görmeye gelen insanların % 80'inin bunun diğer filmler gibi neşeli bir film zannettiğini söylemek isterim.
- It's like an old movie, with all the barristers, butlers and discarded wives all gathering in the library to hear the will read.
- Eski filmlerdeki gibi avukatlar, uşaklar ve terk edilmiş eşler kütüphanede toplanıp vasiyetin okunmasını dinlerler.
I'd like to show you some scenes... that were cut from the movie... footage I recently discovered in my attic.
Size birkaç sahne göstermek istiyorum... filmden kestiğimiz sahneler... Bu sahneyi yakın zamanda tavan arasında keşfettim.
Somethin'innocent, like a movie or a drive in the country.
Masum bir şey. Sinema veya arabayla kırda bir gezinti...
Shooting a movie is like a stagecoach ride in the Old West.
Film çekimi, kovboy filmlerindeki arabalara benzer.
The movie is not bad Like encourages you......
Film fena değildi, seni de biraz tahrik etti galiba...
- Just like in the movie theater.
Sinemadaki gibi.
I would like to add. because I'm an honest guy that I've already sold the movie a year ago. right after the event.
Dürüst bir adam olduğum için şunu da belirtmek isterim ki bu filmi 1 yıl önce, suikastın tam ertesinde de satmıştım.
Like the cast of a Fellini movie.
Fellini'nin bir filminde oynayabilirlerdi.
I just feel like watching the movie.
- Canım yalnızca film izlemek istiyor.
If you don't like it you can go see the movie in Staten Island!
Beğenmediysen git Staten Island'da film izle!
A lot of things are crossing my mind, but I'm blank and I'm not and I'm trying to say well, she may be over at her mother's house, over at sister's place, out at a movie, or going to the bazzan, or something like that.
Aklımdan bir sürü şey geçiyor, şaşkınım ama söyleme çalıştığım belki annesinin evindedir, kız kardeşindedir sinemaya ya da müzeye falan gitmiştir.
Sir, would you like to comment on the movie you've just seen?
Efendim, izlediğiniz filmle ilgili görüşleriniz nelerdir?
Would you like to comment on the movie?
Film hakkında yorum yapmak ister misiniz?
Pardon me, sir, would you like to comment on the movie?
Affedersiniz efendim film hakkında yorum yapmak ister misiniz?
After the knock on the head. Like in the movie
Kafama artık ne yedimse, filmlerdeki gibi yıldızları saydım.
Now that I see the movie, I'd like to do the exact same thing again.
Şimdi bu filmi izleyince, yine aynı şeyi yapmak isterdim diye düşünüyorum.
Like in the movie.
Filmdeki gibi.
It was nothing like it happened in the movie.
Hiçbirşey filmde anlatıldığı gibi olmadı.
I ran through, like the Louvre in that Godard movie, Band of Outsiders.
Godard'ın "Band of Outsiders" filmindeki Louvre gibi hızlıca bir göz attım.
It's makeup that the terrorists do, like in a movie.
Teröristlerin kullandığı makyaj hilesi, filmlerdeki gibi.
It sure ain't like in the movie.
Bu iş filmlerdeki gibi olmuyor, tabii.
It's happening just like in the movie!
Her şey tıpkı filmdeki gibi oluyor!
Because of that scratch, she became a demon an instrument of evil like they said in the damn movie.
Ve o çizik yüzünden bir şeytana, bir kötülük aracına dönüştü. Filmde söyledikleri gibi, onları duydunuz!
But the worst thing I ever done, I mixed up fake puke at home and I went to this movie theater, hid the puke in my jacket climbed up to the balcony and then I made a noise like this...
Bugüne kadar yaptığım en kötü şey : Evde sahte kusmuk hazırladım sonra da sinemaya gittim, kusmuğu montuma sakladım balkona çıktım ve böyle bir ses çıkardım...
I don't like to go to these packed movie houses at night where they fill the theater with all the secretaries from the film company and all the secretaries'second cousins because they want the audience to scream and yell.
Geceleri filmi yapanlar ve çalışanların tanıdıklarıyla dolup taşan sinemalara gitmeyi sevmiyorum çünkü seyirciler çığlıklar atıyor, bağırıyorlar.
We got another kid like the one from the movie house.
Sinema salonundaki gibi bir çocuk daha bulduk.
Hey, you know that movie, about the guy that's got, like, superpowers and shit because of his hair?
Şu filmi bilir misin? Gemideki Tanrınınki gibi süpergüçleri olan çocukla ilgili olan?
It was like a bad movie. We both hailed the same taxicab.
İkimiz de aynı taksiye binmeye çalıştık.
Crisscross, like in the movie.
Çaprazlama. Filmdeki gibi...
Take your pick from Oklahoma, West Side Story, On The Waterfront The Girl Can't Help lt, Jailhouse Rock, Invasion Of The Body Snatchers Cat On A Hot Tin Roof, I, The Jury, Casablanca, Some Like It Hot Chinatown, In The Heat Of The Night, The French Connection I and II Godfather I and II, The Blob, A Night At The Opera, The Big Country Citizen Kane, Giant, Bonnie and Clyde, Saturday Night Fever, The Long Goodbye Easy Rider, and the first road movie, Stagecoach.
Oklahoma, Batı Yakasının Hikâyesi, Rıhtımlar Üstünde Dünya Güzeli, Şarkıcılar Kralı, Merih'ten Saldıranlar Kızgın Damdaki Kedi, I, The Jury, Kazablanka, Bazıları Sıcak Sever Çin Mahallesi, Gecenin Sıcağında, Kanunun Kuvveti I ve II Baba I ve II, Büyüyen Canavar, A Night At The Opera, Büyük Ülke Yurttaş Kane, Devlerin Aşkı, Bonnie ve Clyde, Cumartesi Gecesi Ateşi, Uzun Veda Easy Rider ve ilk yol filmi Stagecoach.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]