Not with him traduction Turc
3,742 traduction parallèle
No, we're not with him yet.
Hayır, onun yanında değiliz.
How come you're not with him now?
Neden şu an onunla değilsin peki?
Not with him out there.
O ortalıktayken seni burada bırakamam.
I flirted with others, not with him.
Diğerlerine kur yaptım, ona yapmadım.
I'd appreciate you not discussing it with him when you go to him with my ownership proposal.
Hayır. Teklifim için onunla konuşmaya gittiğinde bu konuyu açmazsan sevinirim.
And that urge to crush, that urge to push back, that urge to dominate, not just to be content with winning, but that urge to dominate, is what ended up bringing him down.
O ezme dürtüsü, çekişme dürtüsü, hükmetme dürtüsü, sadece kazanmakla tatmin olmayıp hükmetme duygusu onun çöküşünü hazırladı.
Wanted him for herself, even not even want to share him with her father.
Onu kendisine istiyordu, hatta onu babasıyla bile paylaşmak istemezdi.
That has not stopped him falling in love with you.
Bu sana aşık olmasına engel olmadı.
It's not like you're going out with him.
Onunla çıkmıyorsun. - Yani mi?
I am not afraid of death. Of course, I'm not ready to go on a date with him, either.
Sadece ölüler iiçin çabalamıyorum aynı zamanda kötülükle de savaşıyorum.
I'm not leaving him with Rosalyn.
Rosalyn ve onu bırakamam.
I'm not doing anything with him.
Hiçbir işim yok.
Just, please tell him not to be angry with the world.
Fakat, dünyanın geri kalanına karşı kızgın olmaması gerektiğini söyle.
My husband gave me this web-cam so that I could communicate with him, but he's not there.
Bu internet kamerasını bana kocam verdi. Böylece onunla iletişim kurabilecektim, ama yerinde yok.
Guys, I didn't want to say anything in front of him... but I'm really not comfortable with the situation the way it is.
Çocuklar, onun önünde söylemek istemedim... fakat ben durumun gidişatından hiç memnun değilim.
And it's the only one we have, besides me having sex with him, which is not going to be the plan.
Ve elimizde ki tek plan, onunla yatmam haricinde, bu da plana dahil değil.
I do not wish to nurture any relationship with him... return all of these things return everything.
Onunla ilişki yaşamak istemiyorum. Tüm bu şeyleri geri verin. Hepsini geri verin.
What would the glorious motherland want with... listen! If not, kill him.
Aksi taktirde öldüreceğiz.
Whether or not he has his harp with him, post-cataclysm.
Felaket sonrası arpı olup olmadığıyla mı ölçülüyor?
I know you think I'm with him for his money, or something but I'm not.
Para için filan olduğunu düşünüyorsundur biliyorum ama değil.
As an assistant and then you take a walk in a forest that is littered with photographs of him. And not only that, he's present.
Sonra parkta çıktığın yürüyüşte, her tarafa fotoğraflarının dağıldığını görüyorsun ve dahası, orada seni bekliyor.
We're not gonna be ought to turn him into great communicator, but with the right clothes and some solid talking points, no problem.
Onu iyi bir konuşmacı yapmak zorunda değiliz, fakat iyi bir kıyafet ve doğru konu başlıklarını seçersek hiç sorunumuz olmaz.
Not that young anyway, Gaby i wasn't with him, you know that.
Onunla birlikte olmadım Gaby bunu biliyorsun.
Blue needs to know that family's not just you and me, and it's really good for him to play with his grandfather.
- Hadi ama, oğlumuz ailesine başkaları olduğunu da bilmeli. Büyük babasıyla oynuyor olması bence güzel bir şey.
Your problem's with me, not him.
Senin sorunun benimle, onunla değil.
Lord DeJacques, with whom he left his horses, 119.1 00 : 26 : 38,000 - - 00 : 26 : 40,500 is not keeping them from him.
Rab DeJacques, onun atlarını terk kiminle, 119.1 00 : 26 : 38,000 - 00 : 26 : 40,500 ondan onları tutmak değildir.
We dismiss Michael Kohlhaas'122.1 00 : 26 : 48,800 - - 00 : 26 : 51,200 foolhardy, vexatious litigation and instruct him not to importune 123.1 00 : 26 : 53,500 - - 00 : 26 : 56,100 the Chancellery with such suits,
Biz'Michael Kohlhaas görevden 122.1 00 : 26 : 48,800 - 00 : 26 : 51,200 gözükara, eziyetli dava ve 123.1 00 : 26 : 53,500 sıkboğaz etmek değil onu talimat - ile Başbakanlık 00 : 26 : 56,100 Böyle takım elbise,
Especially when we're young. We were 18. I'm not the same little girl that was in love with him in high school.
Çok farklı şeyler yaşanır gençken 18 yaşındaydık ve ben çocuk değilim
No, not with him.
Hayır alakası yok
He's not taking it with him.
Onu yanına almayacak.
I do not think she will be as happy with him as she would be with you.
Onunla seninle olacağı kadar mutlu olacağını sanmam.
Well, we'll just be friends, and I'm gonna keep it light and fun with him and not talk politics at all.
Sadece arkadaş kalıp seviyeli bir birliktelik yaşayacağız ve siyasetten hiç konuşmayacağız.
at Love... but not by blowing him up and heading to Mexico to be with Marky's awful mother.
Fakat onu patlatıp Meksika'ya Marky'nin korkunç annesinin yanına dönerek değil.
'Cause that's not the impression i got when i was in the shower with him.
Birlikte banyodayken bende öyle bir izlenim bırakmadı.
Yeah, well, I'm okay with that, because I know you're not gonna hurt Joey and I know the FBI's not gonna hurt him, so I'm okay with anything else.
- Evet ama bence mahsuru yok. Çünkü ne sizin ne de FBI'ın Joey'e zarar vermeyeceğinizi biliyorum. Başka her şeye razıyım.
'I'm not finished with him yet.'Yeah, right.
Onunla işim bitmedi. - Peki.
I'm not letting him get away with it!
- Bunu yanına bırakmayacağım!
I'm not going there to braw with h m, I'just go talk to him,
Ben oraya kavga etmeye gitmiyorum. - Sadece konuşmaya gidiyorum.
I can think about is just the things that we didn't do together, time that I didn't spend with him, things we'll never get to do together, and all the times that I said, "not now"...
Onunla geçirmediğim zaman, hiç beraber yapamayacak olduğumuz şeyler.
I trained with him, he's not lazy, the guy is...
Onunla çalıştım hiç de öyle tembel değil.
And men were scorched with great heat, and blasphemed the name of God, which hath power over these plagues, and do not repent and give Him glory. "
Ve insanlar kavuran ateşle haşlandı. ve bu beladan dolayı Allaha küfretmeye başladılar ama tövbe etmediler. Tanrı da ona zaferler ihsan etti.
We can't put that kind of weight on him, not with everything else he's had to deal with in his life.
Böyle bir yükü omuzlarına yükleyemeyiz, hele bir de bu kadar... sıkıntı çektikten sonra.
I'll be back tomorrow with the warrant I'll have ten policemen with me who I am leaving outside lf he tries to escape at night, they will shoot him lf not, then tomorrow I will shoot him
Yarın izinle birlikte geri döneceğim. 10 polisle birlikte burdayım, çıkarken de onları burda bırakacağım! Eğer gece kaçmaya kalkarsa, onu vuracaklar.
This is all about money to Pistor and I'm not gonna let him get away with killing Talan's father or Gavin.
Bu Pistor için tamamen para meselesi ve bende onun Talan'ın babasının veya Gavin'in ölümleriyle kurtulmasına izin vermeyeceğim.
He agreed there was no other way to halt our feud with the Pazzis, yet I've not seen a trace of him for days.
Pazziler ile olan düşmanlığımızı bitirmek için başka bir yol olmadığını biliyordu fakat yine de günlerdir onu görmedim bile.
That man, an eccentric at best, a loon at worst, had full clap of the man with Catherine Eddowes and still could not describe him to us!
Bu adam, en iyi ihtimalle eksantrik, en kötü ihtimalle de bir aptal...,... Catherine Eddowes ile sürekli takılan adam ve hala onu bize tarif edemiyor!
I'm not sleeping with him.
Onunla yatmıyorum.
- God love him. And if I may just add that, while I'm not particularly pleased with how I'm portrayed in this film, Detective O'Hara's heroics cannot be overstated.
Eklemem gerekirse, özellikle bu filmde sergilediğim portreden memnun olmasam da, Dedektif O'hara'nın kahramanlıkları abartı sayılmaz.
You pleaded with Channing not to do it, and when he refused, finally you killed him.
Bunu yapmaması için Channing'e yalvardın, seni reddedince nihayet onu da öldürdün.
Of course we're not doing business with him.
Elbette onunla iş yapmayacağız.
I'm not gonna slap him with some whacked-out story garret made up so he could clear his own name.
Sırf Garret'in kendi adını temize çıkarmak için uydurduğu... bir hikaye için babamla aramızı bozmayacağım.
not without you 77
not without a fight 24
not with me 172
not without a warrant 22
not with 22
not without me 32
not with you 126
not with that attitude 26
not with us 23
not with this 33
not without a fight 24
not with me 172
not without a warrant 22
not with 22
not without me 32
not with you 126
not with that attitude 26
not with us 23
not with this 33
not without help 16
not with her 35
with him 285
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
not with her 35
with him 285
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
not worth it 37
not work 17
not working 52
not war 23
not words 19
not we 32
not well 227
not weird 17
not what i expected 31
not worse 22
not work 17
not working 52
not war 23
not words 19
not we 32
not well 227
not weird 17
not what i expected 31
not worse 22