English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Nothing wrong with that

Nothing wrong with that traduction Turc

623 traduction parallèle
Nothing wrong with that.
- Bunda yanlış bir şey yok.
They just want to have a little fun. Nothing wrong with that.
Sadece biraz eğlenmek istiyorlar.
There's certainly nothing wrong with that meal.
Bu yemeklerden iyisi can sağlığı.
- There's nothing wrong with that.
- Bunda bir kötülük yok.
Nothing wrong with that.
Bunda yanlış bir şey yok.
Mrs. Rand was at the houmfort... but there's nothing wrong with that.
Bayan Rand Houmfort'taydı. Ama bunda yanlış bir şey yok.
- Nothing wrong with that.
- Bunda bir terslik yok. İyi fikir.
There's nothing wrong with that.
Bunda bir yanlış yok.
There's nothing wrong with that.
Bunda yanlış bir şey yok.
There was nothing wrong with that bottle of sherry.
O şeri şişesiyle ilgili bir sorun yoktu.
Nothing wrong with that.
Lambanın bir şeyi yok.
Nothing wrong with that.
Bunda bir hata yok.
I see nothing wrong with that.
Ben bunda yanlış bir şey görmüyorum.
Nothing wrong with that.
Bunda bir şey yok.
There is nothing wrong with that building!
Bu binayla ilgili yanlış bir şey yok!
Certainly there can be nothing wrong with that.
Bunda yanlış olan bir şey yok.
Well, there's nothing wrong with that, sir.
Bunda yanlış bir şey yok, efendim.
- There's nothing wrong with that.
- Bunda utanılacak bir şey yok.
nothing wrong with that.
- Nesi varmış?
There ain't nothing wrong with that, is there?
Bunda kötü bir şey yok, değil mi?
That's what I would do if I could. There's nothing wrong with that.
Mümkün olsa ben de yapardım vallah.
There's nothing wrong with that, is there, Vito?
Bunda yanlış bir şey yok, değil mi Vito?
Ain't nothing wrong with that.
O yüzden bir ters durum olmadı.
- There's nothing wrong with that. - What?
- Bunda yanlış bir şey yok.
That apartment. There may be things wrong with our life and our friends, but there's nothing wrong with that apartment.
Hayatımız ve arkadaşlarımızda olabilir ama evin sorunu yok.
There's nothing wrong with that... just as long as they're worn by consenting adults.
Bence aklı başında yetişkinler giydiği sürece sorun yok.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
Şey, demek istediğim şu, eğer o lastikte bir şey yoksa, ki o gün arabaya bakım yaptırdığında yeni kontrol edilmişti, bu demektir ki, biri lastiğin havasını indirmiş olmalı.
Well, I guess there's nothing wrong with that.
Bunda yanlış bir şey yok sanırım.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
demek istediğim, bu lastik ile ilgili yanlış bir şey varsa araba o gün servisteydi ve kontrol edilmişti birileri onu bilerek patlatmış olmalı.
No, and there's nothing really wrong with that plane.
Hayır... Oysaki uçağımın gerçekten bir sorunu yok.
Well, there's nothing wrong with us that a good bath won't fix.
İyi bir banyoyla eski halimize döneriz.
At least, there's nothing wrong with me that a nice, long kiss wouldn't cure.
En azından güzel ve uzun bir öpücüğün tedavi edemeyeceği bir hastalığım yok.
But there's nothing wrong with me that a million dollars won't cure.
Bir milyon dolar deva olmasada zararıda olmaz.
I'm sure that's flattering. There's nothing wrong with it.
Bunun gurur duyulacak birşey olduğuna eminim.
Man, there ain't nothing'wrong with that!
Baylar, bunda yanlış hiçbir şey yok!
Nothing wrong with a soldier that isn't wrong with everyone else.
Asker olmanın özellikle kötü bir yanı yok, biz de diğerleri gibiyiz.
With the end of all the troubles in the world... right there over you to prove that nothing can go wrong.
Dünyadaki bütün sorunların sona ermesiyle, Hiçbir şeyin yanlış olmayacağını kanıtlamak için.
There is nothing wrong with Nicolo that a good woman couldn't make right.
Nicolo'nun iyi bir kadının adam edemeyeceği öyle kötü bir yanı yok.
Nothing much wrong with that.
Bunda da yanlış bir şey yok.
There is nothing wrong with you that a woman...
Onu sundurmaya götür.
There's nothing wrong with your shop that a good fire couldn't cure.
Dükkanının iyi bir yangının tedavi edemeyeceği bir şeyi yok.
Madeline, there's nothing wrong with you that leaving this house won't cure.
Oh Madeline, inan bana, bu evi terk etmende yanlış bir şey yok.
I hope nothing's wrong with it boiling'over like that!
Üzerine sıçrattığım için, umarım yanlış birşey yapmamışımdır.
Kitty, my dear, there is nothing wrong with Henry that rest and yourself cannot cure.
Kitty hayatım, Henry'nin bir şeyi yok, biraz istirahat ve senin düzeltemeyeceğin şey yok.
Nothing like that wrong with me.
Bende öyle bir arıza yok.
I can swear to you that there's nothing wrong with my bodily fluids.
Sana yemin edebilirim ki benim vücut öz suyumun hiç yanlış tarafı yok.
There's nothing wrong with you that hasn't gone wrong with every other human male since the model first came out.
Ters gittiğini düşündüğün şey, insanlığın başından beri her erkekte ters gitmiştir.
There is nothing wrong with the British Army that a damn good swim won't cure.
İngiliz ordusunda iyi bir yüzmenin tedavi edemeyeceği bir şey yoktur.
Oh, there's nothing wrong with it, it's just that...
Bir şeyi yok, yalnızca...
What's wrong with that, if you ain't got nothing better to do?
Yapacak daha iyi bir şeyin yoksa, bunun nesi yanlış?
I want you to tell me that you know for a fact there's nothing wrong with my daughter except in her mind!
Söylemenizi istediğim tek şey... kızımın sorununun sadece kafasında olduğu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]