On that side traduction Turc
3,120 traduction parallèle
Well, have I got loads of... have I got room on that side?
O tarafa çok mu yanaşmışım, yer var mı biraz?
I parked on that side.
Ben şuraya park etmiştim.
He's trapped in a burrow over on that side.
Şuradaki bir mağarada sıkışıp kaldı.
No, we gotta sell those shares right away. drop off the other side, we need more points on that side.
Hayır.. hemen satmamız gerek
I don't doubt that you do real well on the side of the road.
Yol kenarında pek iyi iş çıkardığın söylenemez.
But the flip side is that if, for instance, the buttons on this shirt suddenly fell off, I would be able to buy a new one.
Fakat olaya başka açıdan bakacak olursak eğer, bu gömleğin düğmeleri, kazara kopacak olursa, ben yenisini alabileceğim.
Ooh! Hate to be on the other side of that phone call.
Telefonun diğer ucunda olmak istemezdim.
Is that on the side of the house?
Evin bu tarafında mı?
Her cup is beside her and that of her husband is on the other side.
Fincanı kendi yanında idi, kocasınınki ise öteki taraftaydı.
So, what you're saying to me is that on this side of the tape, I'm in Mexico, but when I come over here...
Yani bana diyorsunuz ki, şeridin bu tarafında Meksika'dayım. Ama buraya geldiğimde ise...
On the plus side, your estrogen levels are that of a very healthy woman in the throes of her menses.
Olumlu tarafından bakarsak, östrojen seviyen ise âdet gören, oldukça sağlıklı bir kadınınki kadar.
What's waiting for her on the other side of that door?
Kapının diğer tarafında onu ne bekliyor?
Now, I see that Cherry Tree Lane as not too townified on one side of the park.
Kiraz Ağacı Patikası'nı, parkın bir tarafında çok şehirleşmemiş gibi görüyorum.
The shit that poured from their privy pipes flowed down the side of Aegon's Hill, along Tanner's Row and right in front of my front door - on Gin Alley. - Gin Alley.
Ayakyolu borularından akan lağım Aegon Tepesi'nin yamacından Tanner Evleri boyunca akar Cin Sokağı'na bakan kapıma kadar ulaşırdı.
That's why you always hit the ball on the'on'side.
Top'açık'tarafındayken vurmanın nedeni bu.
His off-side is a little weak, but we are working on that.
Kapalı tarafı biraz zayıf, ama bunun üzerinde çalışıyoruz.
Would you please tell your mother that I'm on her husband's side.
Annene söyler misin lütfen ben kocasının tarafındayım.
But we simply need something to support that on the business side.
Ama bize ticari kısmı destekleyecek bir şeyler lazım.
He's so confident, but he has no idea what's on the other side of that door.
Kendine çok güveniyor ama kapının diğer tarafında ne olduğunu bilmiyor.
The people of the south need to see that the avatar is on their side...
Güney Halkının, Kuzeyli İşgalcilerle olan bu savaşta...
I was trying to prove to George that I would always be on his side and by his side because my dad always put his job before his family.
Ama George'a her zaman onun yanında olacağımı kanıtlamak için çabalayıp duruyordum...,... çünkü babam her zaman işini ailesinin önünde görürdü.
Well, you may not be surprised to hear that I'm rather more on Peter's side of the fence.
Doğru. Ama bu konuda Peter'ı tuttuğumu söylersem şaşırmazsınız sanırım.
The UN gets four blocks of free parking on the east side of Manhattan, and that's it.
BM, Manhattan'ın doğu tarafında dört blok ücretsiz park yerine sahip ve olay bu.
Turns out that it's some girl you dated on the east side,
East Side'da kızlarla takıIdığın zamana dönelim.
He told me that I can't trust Sutton... that she's not on our side.
- Sutton'a güvenmememi, bizim tarafımızda olmadığını söyledi. - Bunun anlamı ne?
It's just that, today on the... side of the road, I saw you, and then... the guy on the motorcycle drove by, and my ankle.
- Bugün, seni yolun kenarında gördüm, ve sonra o adam motorunu sürdü, ve ayak bileğim.
It's on the left side and has the appearance more like the cicatrix of a burn than that of a surgical operation.
Sol tarafta. Görünüşü ameliyat izinden çok yanık izine benziyor.
Can't you see that I needed you on my side to kill Gus?
Gus'ı öldürmem için yanımda olman gerektiğini anlamadın mı?
That dude who comes out on the other side? He's not you.
Öbür taraftan çıkan sen değilsin.
Now that is the spirit that I've been looking for, but let's channel it into something constructive, like getting me on the other side of the Rio Grande.
İşte aradığım şevk bu ama bunu daha yapıcı bir şeye doğru yönlendirelim mesela beni Rio Grande'nin diğer tarafına geçirmek gibi.
In my opinion, he's landed on the eastern side of the mountain. He's fallen into that area up ahead.
Bir fikrim var,... dağın doğu yakasından inmişse,... arazinin burasına kadar gelmiştir.
And then I just know that there's always people on my side even if it seems like the walls are closing in down here.
Burada duvarlar üstüme geliyor gibi olsa bile yanımda her zaman insanların olduğunu bilirim.
We're on your side, you should know that.
Bilmelisin ki biz seninleyiz!
If we let him go, he will join that patriot troops on the other side of the border.
Eğer onun gitmesine izin verirsek, sınırın diğer tarafındaki birliğe katılacak
You have to make sure that it's lighter on one side and then...
Bir tarafının aydınlık olduğundan emin olmalısın ve...
You do like him. That's why you didn't tell your Upper East Side lover boy about Sebastian dropping by on Thanksgiving.
Bu yüzden Yukarı Doğu Yakalı sevgiline Şükran Günü'nde Sebastian'ın geldiğini söylemedin.
Um, just don't lose that amazing motif on the hip when you cut into the side seam.
Yalnız yan dikişleri keserken kalça kısmındaki muhteşem motifi kaybetme sakın.
We know that you're the last one standing on your side of the equation.
Senin tarafındaki denklemde ayakta kalan son kişinin sen olduğunu biliyoruz.
I told you, he said that he got a job as a cater waiter on the side, and he was embarrassed about it, so he kept it a secret.
Söyledim sana, Brody garson olarak işe girdiğini söyledi, ve bundan utandığı için sır olarak saklamış. Yani, soğuk tatlılar ve şampanya servis ederek bu kadar nakit kazanabiliyorsa hepimiz oraya başvurmalıyız. Neden?
If your coordinates are right, yeah, this is the same location as the room that they're holding the boy on your side.
Eğer koordinatların doğruysa evet, burası sizin tarafınızdaki çocuğun tutulduğu odayla aynı oda.
On the family side, everything will go on unaltered, something that you will appreciate, since there will be a lot of changes with the earthquake of love that awaits you.
Ailevi ilişkilerinizde bir değişiklik olmayacak. Aşk hayatınızda sizi bekleyen olumlu gelişmeler Başak burçları için oldukça sevindirici olacaktır.
On every side of that tank and wait for him to come down.
O tankın her tarafını kuşatın ve onun aşağı gelmesini bekleyin.
Let's get everybody on every side of that tank and wait for him to come down.
O tankın her tarafını kuşatın ve onun aşağı gelmesini bekleyin.
Mine's on nothing,'cause I know that you know that it's against Marshal service policy for you to do anything on the side, exotic or otherwise.
Çünkü ek bir iş yapmanın federal şerif kurallarına aykırı bildiğini biliyorum... -... egzotik olsun, olmasın.
Yeah, I saw that they were uncomfortable. I mean, maybe she and Hank were having something on the side.
Yani, belki de O ve Hank ek iş olarak bir şeyler yapıyorlardı.
It's like a hose, basically, that has a cut on its side.
Bu basitçe yandan kesilmiş hortumdan sulamak gibidir.
Men like Hoffman, all they want is reassurance that we're all on the same side.
Aynı tarafta olmamıza rağmen Hoffman gibi adamların istediği tek şey içlerinin rahatlamasıdır.
That might be so, but which side would you rather be on?
Belki öyledir ama siz hangi tarafta olmayı tercih edersiniz?
That motor van you're loading... I don't see the Selfridges livery on the side.
Şu doldurduğun kamyon üzerinde Selfridge ismini göremedim.
Of course That your friends are on the opposite side?
Bazıları "Seni öldürmeye gelenleri öldür." diye düşünüyor.
I found out today that the city is building a new bypass on the far side of town.
Duyduğuma göre, kasabanın dışına yeni bir yan yol yapılıyormuş.
on that 88
on that note 90
on that night 19
on that day 78
side 253
sideways 34
sides 51
sided 108
sidekick 32
sidebar 61
on that note 90
on that night 19
on that day 78
side 253
sideways 34
sides 51
sided 108
sidekick 32
sidebar 61
side up 19
side note 16
sideshow bob 30
side door 25
side by side 69
side pocket 20
side to side 29
sided love 19
on the whole 55
on the tv 16
side note 16
sideshow bob 30
side door 25
side by side 69
side pocket 20
side to side 29
sided love 19
on the whole 55
on the tv 16
on the other hand 1607
on the table 116
on the plus side 107
on the 426
on the floor 300
on the way home 32
on the roof 79
on the ground 440
on the contrary 1002
on the other side 107
on the table 116
on the plus side 107
on the 426
on the floor 300
on the way home 32
on the roof 79
on the ground 440
on the contrary 1002
on the other side 107
on the bench 17
on the right 145
on the beach 77
on the other 48
on the house 231
on the internet 51
on the dot 66
on the record 70
on the surface 75
on the one hand 116
on the right 145
on the beach 77
on the other 48
on the house 231
on the internet 51
on the dot 66
on the record 70
on the surface 75
on the one hand 116
on the side 64
on the street 102
on there 23
on the sidewalk 17
on the inside 58
on their own 19
on their way 28
on the back 61
on the street 102
on there 23
on the sidewalk 17
on the inside 58
on their own 19
on their way 28
on the back 61