Only once traduction Turc
8,030 traduction parallèle
We purchase this medicine only once a month.
Bu ilacı daha bir ay önce aldık.
Only once.
Sadece bir kere.
Thank God this is only once a year.
Tanrı'ya şükürler olsun senede bir gün oluyor.
Most of the rooms won't be used, so you'll only have to clean them once in a while.
Odaların çoğu kullanılmayacak, bu nedenle yalnızca bir süre temizlemeniz gerekecek.
Our only hope is maybe this guard will move to another floor or maybe once it gets dark we'll sneak past him.
Tek umudumuz güvenlik başka bir kata giderdi veya karanlık olunca onu atlatabilirdik.
- Only live once, bro!
- Bir kez yaşarsın!
The only parts he kept from Lindy's original photo are Lindy and Sara's faces, and once we remove those, we're left with pieces of four other separate photographs.
Lindy'nin orijinal fotoğrafından ayırt edilen tek şey Lindy ve Sara'nın yüzü, ve bunları başka bir yere taşıdığımız zaman 4 farklı ayrık fotoğraftan parçalar elde ediyoruz.
You only live once!
Dünya ya bir kere geliyoruz!
It only takes Jake 12 minutes and he's back at the party before 11 : 00 p.m.
Böylece Jake'in 11 : 00'dan önce partiye dönmesi için 12 dakikası kalmış oluyor.
Dropped out of MIT but during her first and only semester, she ranked top of her class.
İlk ve tek sömestr tatilinde MIT'ı bırakmadan önce sınıfının en iyisiymiş.
Okay, you know how much I abhor gossip, so I'm only gonna say this once.
Tamam, dedikodudan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsunuz bu yüzden sadece....... bir kez söyleyeceğim.
This is serious and I'm only gonna ask you this once.
Bu ciddi bir durum ve sana sadece bir kez soracağım.
Perhaps we only get so many, er, in a lifetime, and once we've used them up, they're gone.
Belki de hayat boyu o kadar çok karar hakkımız var ki hepsini kullandığımızda bitiyorlar.
Well, you only live once.
Sadece bir kere yaşıyorsun.
But he was only declared dead 12 hours ago. - Mm-hmm.
İyi de yalnızca 12 saat önce öldüğü ilân edildi.
And you're the only person we have here who's been here before, so...
- Öyle. Daha önce burada bulunmuş tek kişi de sensin.
Suz, I just want you to know, that, uh, every morning when I drive away to work, and I see you standing there waving, with Henry by your side, the only thing I'm thinking about
Suz, bilmeni isterim ki,... her sabah işe giderken, Henry'le beraber sizi el sallarken gördüğümde tek düşündüğüm şey,... bir an önce eve dönmek.
I'll only ask once.
Sadece bir kere söyleyeceğim.
He said to me, just before I bashed his head with his own golf club. Remember, you are only a robot.
Kendi golf sopasıyla kafasını ezmeden önce bana demişti ki "Hatırla, sadece bir robotsun."
We're only in our 20s once.
Yalnızca bir kere 20'lerimizde olacağız.
We created this app together and this conference only happens once a year, so we thought it was really important to commit, and get it here, and get it out.
Bu uygulamayı birlikte yarattık ve bu konferans yılda bir kere oluyor. Biz de bunun bayağı önemli olduğunu düşündük. Bağlanmak, buraya gelmek ve ortaya çıkarmak...
Did I just hear you say we're only 15 weeks behind?
Az önce 15 hafta gerideyiz mi dedin?
Only, it happened a long time before Christ. Before our Lord.
Tek fark, bu Hazreti İsa'dan çok uzun zaman önce oldu.
I only went there once.
Oraya sadece bir kez gittim.
Now, but they were only imaginary a few decades ago.
- Şimdi, ancak birkaç yıl önce sadece hayali vardı.
Let's assume the universe existed only as random chaos and 14 billion years ago there was a big bang and out of it came planets and stars and vegetables and cavemen and the five of us all sitting right here in this elevator?
- En evren var düşünelim. Sadece rastgele kaos. 14 milyar yıl önce.
It is the only way to know I existed... before I became who I am now.
Bugün olduğum kişi olmadan önce kim olduğumu hatırlamanın tek yolu bu.
We got to move before the Sheriff realizes this building's only made out of wood.
Şerif bu binanın sadece ahşaptan yapıldığını farketmeden önce gitmeliyiz.
They've only had to be pumped up once since 1964.
Onları en son 1964'te şişirmiştim.
According to what they told me before, it's only just begun.
Bana daha önce söylediklerine bakılırsa daha her şey yeni başlıyor.
People still talk about him, and people kind of still want him to be around, you know, and there are not many people that once they go away, you know, the only thing people will start talking about is,
İnsanlar hala onun hakkında konuşuyor ve insanlar hala onun etrafta olmasını istiyor. Bilirsiniz, gittiklerinde insanların hala etrafta olmasını istediği geriye dönüp keşke burada olsa dedikleri pek fazla insan yok.
I only doubled the fun once on my birthday.
- Yalnızca bir defa doğum günümde iki kızla birlikte oldum.
You only shot him once he was already on the ground, dead.
Sen sadece yerde ölürken vurdun.
But what the fuck... a man only dies once, right?
Ama işin iyi tarafı bir insan sadece 1 kez ölür.
You're like those jellyfish who only need to fuck once to have generations of kids.
Nesillerce çocuğu olması için yalnızca bir kere sikişmesi gereken denizanaları gibisin.
But he was only declared dead 12 hours ago. Mm-hmm.
İyi de yalnızca 12 saat önce öldüğü ilân edildi.
She called me her little scorpion and only said my name aloud once before she was murdered tied to that tree outside.
Bana "küçük akrebim" derdi. Adımı sadece bir kez sesli söyledi. Öldürülmeden önce.
The only real question is will I scalp her before or after I fuck her?
Asıl soru şu : Sikmeden önce mi yoksa siktikten sonra mı kafa derisini yüzsem?
I am fit for only one place, and shouls have been there long ago deep in the cold clay on a forgotten hill.
Ben sadece bir yere uygunum ve çok uzun zaman önce de orada olmalıydım. Unutulmuş bir tepedeki soğuk toprağın dibinde.
Once you're in... the only way out is to escape.
Bir kere içine girdin mi tek çıkış yolu kaçmaktır.
They flickered out centuries ago, and only now does their light reach our eyes.
Yüzyıllar önce yavaş yavaş ölmeye başladılar ama ışıkları bize henüz ulaşıyor.
The only celebrities I recognize are furniture maker Garry Knox Bennett, designer of the notorious 16 Penny Nail Cabinet, and Magnus, the five-by-five bull elk I saw near my cabin two years ago.
Tanıdığım yegane şöhretler 16 bölmeli gardırobun mucidi mobilyacı Garry Knox Bennett ile 2 sene önce kulübemin yakınında gördüğüm Dev isimli devasa taç boynuzlu geyik.
You only get to see the second Twilight film for the seventh time once.
İnsan Alacakaranlık'ın 2. filmini bir oturuşta anca 7 kere izleyebiliyor.
My only regret is that I didn't stop you before you killed one of our own.
Tek pişmanlığım bizde birisini öldürmeden önce seni durduramamak.
Do you think we're gonna get sick because of how Mark threw up in the pool only about three weeks ago?
Mark üç hafta önce havuza kustuğu için hasta olur muyuz?
The thing about these bastards is once they're in, the only way to get'em out is to wipe out their nooks and crannies.
Bunlar bir kere girdi mi atmanın tek yolu kuytu yerlerini ve sığınaklarını yok etmektir.
- No. A person only gets married once or twice in her life, so go big or go really big.
Bir insan hayatında bir bilemedin iki kere evlenir yani ya büyük bir şeyler planla ya da daha da büyük şeyler planla.
I've only seen this once before... that one girl some time ago.
Böylesini yalnız bir kere görmüştüm bir süre önce... Kızın biriydi...
I only had to wake you once.
Seni yalnızca bir kez uyandırmak zorunda kaldım.
Look, I was only at the house for about two minutes before I left and checked at the bonfire.
Bakın, şenlik ateşine gitmeden önce yalnızca iki dakika kadar orada kaldım.
A once in a lifetime opportunity we could only afford together.
Ancak birlikte paramızın yeteceği müthiş bir fırsat.
once 1546
once upon a time 600
once again 1042
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once a month 91
once upon a time 600
once again 1042
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once a month 91
once in a while 156
once a day 16
once there 37
once you're inside 16
once before 22
once was enough 18
once that's done 19
once you're in 33
once that happens 28
once a year 76
once a day 16
once there 37
once you're inside 16
once before 22
once was enough 18
once that's done 19
once you're in 33
once that happens 28
once a year 76
once you do 17
once inside 39
once in 16
once every 16
only you 239
only me 129
only the best 34
only a little 36
only time will tell 38
only you can 21
once inside 39
once in 16
once every 16
only you 239
only me 129
only the best 34
only a little 36
only time will tell 38
only you can 21
only for you 27
only then 35
only now 58
only thing 21
only better 42
only i 19
only if you want to 26
only one problem 30
only child 42
only one way to find out 127
only then 35
only now 58
only thing 21
only better 42
only i 19
only if you want to 26
only one problem 30
only child 42
only one way to find out 127
only two 46
only this time 157
only one 202
only joking 24
only just 22
only that 31
only about 26
only by reputation 21
only in america 16
only us 19
only this time 157
only one 202
only joking 24
only just 22
only that 31
only about 26
only by reputation 21
only in america 16
only us 19