English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Take them down

Take them down traduction Turc

749 traduction parallèle
When we take them down, I want you there.
Onları yakaladığımızda senin de orada olmanı istiyorum. Olacağım.
Take them down to the car.
Onları arabaya götürün.
- I'll take them down and have them fixed.
- Aşağı indirip düzelttireyim. - Hayır, yapma.
We'll take them down to Riley's.
Riley'ye götürelim.
Bats, take them down to Camp 18 and feed them.
Bats, onları Camp 18'e götür ve yemek ver.
Why don't you take them down and get dinner prepared.
Neden onları da alıp akşam yemeğini hazırlamaya başlamıyorsun?
You better take them down, that's all.
Kaldır onları, o kadar.
Take them down to the dock.
Rıhtıma doğru.
Take them down and give her the headache.
Onları aşağı götür, onun başını ağrıt.
Kelly, take them down and lock them up for the night.
Kelly, onlari götürüp kodese atin.
Take them down to the livery stable.
Onları ahıra götürün.
- Take them down.
- Aşağıya götürüyorum.
I suggest, Mrs. Harmon, that you take them down to triboro pawn.
Size tavsiyem Bayan Harmon, onları Triboro'ya götürmeniz.
He's spouting names faster than we can take them down.
İsimleri o kadar hızlı söyledi ki not almakta zorlandık.
Diego, take them down.
Diego, onları aşağı indir.
They bring the cattle up in May and take them down in September.
Hayvanları mayısta buraya çıkarıp eylülde geri götürüyorlar.
Now, first of all, we find the birds, take them to the turf club later, and tomorrow we'll take them down to Surfers Paradise.
İlk olarak kızları bulalım, sonra onları hipodroma götürürüz yarında Sörfçü Cenneti'ne götürürüz.
I'll take them down there this very minute.
Şimdi onları oraya götüreceğim.
You gonna take them down or do I do it ffor you?
İndirecek misin, ben mi indireyim?
Oh, Daniel, we forgot those Thanksgiving decorations. Will you take them down?
Daniel, Şükran Günü süslemelerini indirmeyi unutmuşuz, sen halleder misin?
Help them take this stuff, the ones that are going down. Help those...
Şuna yardım edin.
You take lots of girls and made them sleep in a hog sty all night, and then didn't tell them where their breakfast was coming from... the next morning, they wouldn't take it lying down.
Birçok kız, bütün gece bir domuz ağılında uyuyup... sabah yiyecek bir şey olmadığı söylendiğinde... bunu hoş karşılamaz.
Tell them to take their hands down.
Ellerini indirmelerini söyle.
Get down there and take their guns away from them.
Hemen gidip silahlarını al.
You mean to say when we was having our supper there alone and I used to pull down them maps and take the teacher's pointer and pick out the places we'd pretend we was that night, you mean to say we really wasn't there?
Orada, bir başımıza akşam yemeklerimizi yerken ben o haritaları açıp öğretmenin cetveliyle o gece bulunduğumuzu farz ettiğimiz yerleri gösterirken gerçekten oralarda değil miydik yani?
Every day, I have to take chow to them guys down in the drainpipe.
Her gün atık su kanalındakilere nevale götürmem gerekiyor.
Before you dust, take down the curtains and pack them in there.
Ama önce perdeleri indirin ve şuraya yerleştirin.
You're gonna take those down to my House of Horrors and uncrate them.
Bunları Korku Evi'me götürecek ve orada açacaksın.
And take down them dirty pictures you got hanging up.
Astığın o rezil resimleri de kaldır.
All Mae said was take down them dirty pictures, and you wouldn't.
Mae, pis resimlerini kaldırmanı istedi ama sen kaldırmadın.
Oh, take the arrangements down to the band and go over the routine with them before we rehearse. OK, Mom.
Notaları orkestraya götür ve üstünden geçin.
Charlie, take them to the green room. I'll send the orchestra leader right down.
Aşağıya indirin, ben de orkestra şefini bulayım.
And one of them was always after me to take this position with the oil company down in Texas and- -
Bir tanesi hep peşimdeydi Texas'taki petrol şirketindeki işi almamı istiyordu ve...
Take these harpoons and lances. Melt them down.
Bu zıpkınları al ve erit.
I want you to take them all down to the Yard, but arrange for separate transportation.
Hepsini Merkeze götürmek fakat ayrı bir, nakliye düzenlemek istiyorum.
Well, when my bloodhounds track them down, these boys will take care of them all right.
Ama bu güzeller, adamları bulunca, - lokma lokma ederler.
Giuseppe, take them all down.
Giuseppe, hepsini indir.
Cut them down and take care of them.
Onları aşağı indirin ve ilgilenin.
- Take a detail and cut them down.
- Bir müfreze alıp onları indir.
I promise you that no matter what happens... I'll never let them take you down to that... that horrible crypt.
Sana söz veriyorum, ne olursa olsun seni buraya, bu korkunç mezara getirmesine... izin vermeyeceğim.
I promised him that no matter what happens... I'd never let them take him down to the crypt.
Ne olursa olsun onu asla o mezara götürmeyeceğime dair ona söz verdim.
Break down the door. Then take them out.
Kapıyı uçurun, onlar dışarı çıkacaktır.
Norm, would you take them down to makeup... and powder them off... Oh, well, yes.
Tamam.
Then take them up and down it, say half a dozen times.
Sonra tırmanıp, insinler. Altı kere. Daha fazla değil.
To a pilot looking down from the altitude of his flight, though, these skeletons of the buildings appear quiet, peaceful and even beautiful, and people down below look like ants or cockroaches ; therefore, it does not take too much courage to rake them with machine-gun fire.
Yukarıdan bakınca bombalanmış bu evler, sakin ve barışçıl görünüyorlar. Hatta güzel. İnsanlar karıncalar ve böcekler gibi görünüyor.
Slow down there! Take it easy with them.
Fazla üstlerine gitmeyin.
I would like you to take your men, and march them right down to our field headquarters under a white flag of truce.
Saat tam 9 : 15'te adamlarını almanı ve beyaz teslim bayrağıyla karargahımıza doğru yürümeni istiyorum.
The jailers will only take a minute to calm them down.
- Hapishanenin sakinleşmesi için, Sadece bir dakikanız var.
- Do you want me to take you down there and show them to you?
- seni aşağı götürüp onları göstermemi ister misin?
Now that Riderra gold robbery they're talking about here... if them U.S. Marshals would take any advice... they'd look for that there shoemaker down in Mexico.
Şu bahsettikleri Riderra altın hırsızlığı var ya... A.B.D. Ordusu beni dinlese... o kunduracıyı Meksika'da arıyor olurlardı.
But they get upset with me down at the store if I don't ask them. Just take her through.
Ama bunları sormazsam teşkilatta bana kızarlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]